f7c849f2-0101-48db-a188-b74f67246675.jpg
“Su Ruhu” sergisi, mekanın 1500 yıl öncesine dayanan ilk varoluş sebebini, suyu, mekana geri çağırmayı amaçlıyor.

Sergi Değil, Mekansal Bir Deneyim: ‘Su Ruhu’

17 B izlenme  
15.04.2015

Sanatın mekansallık ile ilişkisini araştıran sanat inisiyatifi YOĞUNLUK'un ikinci sergisi "SuRuhu", Sultanahmet Nakilbent Sarnıcı'nı sıra dışı bir deneyim alanına dönüştürüyor.

Hipodrom'un güneyinde, Sultanahmet Camii'nin hemen arkasında yer alan Nakilbent Sarnıcı, Konstantinopolis su sisteminin bir parçası olarak 6. yüzyılda inşa edilmiş. Osmanlı döneminde güçlendirilip değişiklikler geçirerek günümüze kadar ulaşmış.



Restorasyon sürecinin ardından 2005 yılında ziyarete açılan sarnıç, bugün Nakkaş Halı binasının altında bulunuyor.  Artık suyun terk etmiş olduğu mekanın zemininde yürünebiliyor, hatta sanat galerisi olarak kullanılıyor.



“Su Ruhu” sergisi, mekanın 1500 yıl öncesine dayanan ilk varoluş sebebini, suyu, mekana geri çağırmayı amaçlıyor.  Eskiden suyla dolu olan hacim bu defa su zerrecikleriyle dolduruluyor. Sis, suyun oluşturduğu ağır kütleye nazaran bu kez hafif ve içinde kolayca hareket edilebilen bir hacim meydana getiriyor. Su yerine "ruhu" mekanı dolduruyor. Yürürken üzerinize temas eden zerreler ise adeta su ruhunun dokunuşları...



SuRuhu sarnıcın doğal hali olan karanlığı da geri getiriyor. Kör duvarların arasındaki karanlıkta yalnızca o derin su barınıyordu asırlar önce. Fakat şimdiki karanlıkta, duvarlara belli belirsiz su kıpırtıları yansımakta. Su yok, ama sesi ve hareketi var. Bedeni olmayan bir gölge gibi...



Su zerrecikleri durağan değil. Işığın etkisiyle canlanıyorlar. Sarnıcın hafızası görünür olmaya başlıyor. Su seviyesi zeminden ışıkla yükselirken, sarnıç suyun ilk kez dolduğu anı yeniden yaşıyor... Su, yükseldikçe insanı da içine alıyor. Boğulacakmış gibi hissettirdiği sırada birden suyun altında buluyor insan kendini. Ferah bir şekilde nefes alabildiğini fark ediyor. O an, su yerine insanın kendisi bir ruha dönüşüyor. 



Karanlığı yavaşça eriterek doğan ışık ise mekanın bir sonu olmadığını anlatıyor. Ne de olsa bu sarnıç ve eski İstanbul'un altındaki tüm sarnıçlar, sayısız kanallarla birbirine bağlı olan sonsuz bir ağ gibi yaşamıştı asırlarca.

Geriye o sonsuzluğun içine doğru yürümek kalıyor...




Yoğunluk’un oluşturduğu kavramsal çerçeve doğrultusunda sanatçılar Buşra Tunç, Nezih Vargeloğlu ve İsmail Eğler tarafından tasarlanan deneyim, 28 Mart - 28 Nisan 2015 tarihleri arasında her gün 10:00-18:30 saatleri arası Sultanahmet Nakkaş Halı mağazasının altındaki Nakilbent Sarnıcı'nda izlenebilir. 
 

Devamı

Seçtiklerimiz