f2af643b-1f2b-4576-a0c7-c8029d8139a4.png

Mâzîden Âtîye Zarâfet | Abdülmecid Efendi Köşkü

111 B izlenme  
15.02.2024

Mâzîden Âtîye Zarâfet 

Osmanlı İmparatorluğu’nun Son Döneminden Cumhuriyet’in İlk Yıllarına Kadın Kıyâfetleri

29 Ekim 2023 - 17 Mart 2024

Abdülmecid Efendi Köşkü

Küratörler
Hülya Bilgi 
Şebnem Eryavuz 
Bahattin Öztuncay

Türkiye’nin ilk özel müzesi olan Sadberk Hanım Müzesi, Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yıldönümünü kadın ve moda konusunda bir sergiyle kutluyor. “Mâzîden Âtîye Zarâfet, Osmanlı İmparatorluğu’nun Son Döneminden Cumhuriyet’in İlk Yıllarına Kadın Kıyâfetleri” sergisi 29 Ekim 2023–17 Mart 2024 tarihleri arasında Abdülmecid Efendi Köşkü’nde sanatseverlerle buluşuyor.

Vehbi Koç Vakfı ve Koç Holding’in desteğiyle düzenlenen sergide Sadberk Hanım Müzesi Koleksiyonu’nun yanı sıra Rahmi M. Koç Müzesi, İnönü Vakfı, Mutlu İlmen, Ayfer Neyzi ve Yapı Kredi Bankası koleksiyonlarından da eserler yer alıyor. Küratörlüğünü Sadberk Hanım Müzesi Müdürü Hülya Bilgi ile Sanat Tarihi Uzmanı Dr. Şebnem Eryavuz ve Bahattin Öztuncay’ın üstlendiği, tasarımını Dr. Umut Durmuş’un gerçekleştirdiği sergi, 29 Ekim’den itibaren pazartesi günleri hariç 11.00 – 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

“Mâzîden Âtîye Zarâfet” sergisinin ön planında 19. yüzyılda saraylı ve şehirli hanımların Avrupa modasını takip etmesiyle başlayan ve Cumhuriyet’in ilanıyla hız kazanan kıyâfet dönüşüm süreci, arka planında ise kadınların çağdaş yaşamdaki rolleri ve elde ettikleri haklar irdeleniyor.

Modanın tarihi yalnızca kıyâfetten ibaret olmayıp alışkanlıklardaki değişim, gündelik yaşamda bıraktığı izler ve sosyal sonuçları da bu çerçeve içinde değerlendirilebilir. Osmanlı İmparatorluğu’nun son yüzyılı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında kıyafetlerde büyük değişim görülür. “Mâzîden Âtîye Zarâfet” sergisi bir anlamda toplumda kadınların oynadığı rolü, o rolün gitgide değişmesini de yansıtıyor. Medeni Kanun’la kendilerine eşit haklar tanınan, çağdaş eğitim alma olanağına sahip olan kadınlar kimliklerini kıyâfetleriyle ifade etmek istemiş, toplumun aynası olup ülkenin medeniyet seviyesini göstermişlerdir.

“Mâzîden Âtîye Zarâfet” sergisi İstanbul’dan Ankara’ya eski ve yeni başkentlerdeki kadınların yalnızca giyim kuşamlarını değil yaşadıkları çevreyi de tanıtmaya çalışıyor. Cumhuriyet’in 100. yılına istinaden sergide 100 esere yer verildi: Toplumun seçkin kesiminden hanımlara ait, pek çoğu terzi ve mağaza etiketi taşıyan gelinlikler ile özel günlerde ve davetlerde giyilen elbiseler, sokak kıyâfetleri, binici kıyâfetleri, çanta, ayakkabı ve şemsiye gibi aksesuarlar ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor. Yapı Kredi Bankası Koleksiyonu’ndan Osman Hamdi Bey’in Gezintide Kadınlar tablosu da dönemin modasını ve gündelik yaşamdan bir kesit sunuyor.

Sergi İstanbul’un Anadolu yakasında, Çamlıca Tepesi’nin eteğindeki Nakkaştepe’de yer alan Abdülmecid Efendi Köşkü’nde düzenleniyor. Mısır Hıdivi İsmail Paşa’nın 1880’lerde bir av ve dinlenme köşkü olarak yaptırdığı ve ölümünün ardından Sultan II. Abdülhamid’in satın alarak amcazadesi Abdülmecid Efendi’ye tahsis ettiği yapı günümüzde onun adıyla tanınıyor. Halife Abdülmecid Efendi’nin yazlık olarak kullandığı köşkün sanat ve edebiyat toplantılarına ev sahipliği yaptığı biliniyor. Köşkün Selamlık binası, orijinal yapısını günümüze kadar muhafaza etmiş nadir eserlerdendir. 2011’de Koç Holding Emekli ve Yardım Sandığı Vakfı bu eşsiz binayı korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla satın aldı. Cumhuriyet’in 100. yıldönümü dolaysıyla düzenlenen “Mâzîden Âtîye Zarâfet” sergisiyle köşkün kapıları bir kez daha sanatseverlere açılıyor.

Ziyaretçiler kırmızı bir perdeyi aralayıp giriş holüne adımlarını attıkları anda birbirinden şık ve seçkin Osmanlı hanımlarını saray ve köşklerindeymiş gibi arz-ı endam ederken görüyorlar. En başta köşkün ev sahibesi, Abdülmecid Efendi’nin eşi Şehsuvar Hanım’ın düğün kıyâfeti olmak üzere Avrupa modasının etkilerinin görüldüğü, her biri diğerinden daha göz kamaştıran düğün kıyâfetleri ziyaretçileri karşılıyor. Klasik Türk müziği ilhamlı ritmik müzik ve uzun yansıtma yüzeydeki dönem hissini yaşatan görüntüler eşliğinde girilen ikinci odada yine 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyılın başında hanımların saraydaki davetlerde, özel günlerde giydikleri elbiseler yer alıyor. 


19. yüzyılda hız kazanan reformların ardından yüzünü Avrupa’ya çeviren Osmanlı elitinin Batı tarzı yaşamı taklit etmeye başlamasıyla kadın modası da bu değişimden etkilenmişti. Başta hanedan üyeleri olmak üzere “modern” hanımlar elbiselerini dönemin Avrupa moda dergilerinden seçtikleri modellerden sipariş ediyorlardı. Kahire’de çalışan Fransız terzi atölyesinin veya İstanbul’da faaliyet gösteren Rum terzilerin etiketlerini taşıyan birbirinden gösterişli, değerli ipek kumaşlarla dikilmiş bu kıyâfetlerin tümü o dönemin modasını yansıtıyor. Konu kıyâfetler olunca, döneme ait en önemli başvuru kaynağı olan bir hatıratın yazarı şair ve bestekâr Leyla Saz'ın padişahın ihsan ettiği nişanlarla süslü saray esvabının ve armonyumunun sergilendiği odada güftesini yazıp bestelediği şarkıları duymak da hoş bir sürpriz. Diğer köşede ise Göksu, Sadabad gibi mesirelerde ya da Osman Hamdi Bey'in tablosundaki gibi Sultanahmet Meydanı’nda dolaşmaya çıkan İstanbullu hanımların feraceleri ve çarşafları sergileniyor. Yıllar içinde modadaki değişimi yansıtan bu örnekler kadınların toplumsal yaşamdaki yerlerinin de nasıl değiştiğinin ip uçlarını sunuyor.

Üst kat 1920’lerin çarliston modası ile Cumhuriyet’in ilanı sonrası kıyafetlere ayrıldı. Giriş katında olduğu gibi mekânın kalbinden başlayan güzergâhta ziyaretçi sanki bir Cumhuriyet Balosu'nda, dönemin müziğiyle dans eden birbirinden şık kadınlarla karşılaşıyor. Kıyâfetlerin arasında en dikkati çeken iki elbise Latife Hanım’a ait. Bir sonraki bölümde Mevhibe İnönü ve Afet İnan'ın davetlerde ve özel günlerde giydikleri kıyâfetler sergileniyor. Cumhuriyet’in ilanıyla birçok ülkeden önce önemli haklar edinen Türk kadınlarının toplumsal yaşamdaki yeni rolleri kıyâfetlerine de yansıdı. Tüm dünyaya Türk kadınının çağdaş yüzünü gösteren, yabancı devlet adamları onuruna düzenlenen davetlere katılabilen, kadınların seçme ve seçilme hakları konusunda konferans veren ya da özgürce atla dolaşan, spor yapan kadınların giysileri başkent Ankara’dan yayılan ışığın parıltıları gibi. Mevhibe İnönü’ye ait dokuz kıyafet, ayrıca çanta ve ayakkabılar İnönü Vakfı’ndan ödünç alınarak Pembe Köşk’ten İstanbul’a bu sergi için getirildi. Sergideki en özel kıyafetlerden biri ise Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi kızı Afet’in bir konferansta giymesi için bizzat tasarladığı elbisedir.

Sergide Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e özel bir bölüm ayrıldı. Bahattin Öztunçay’ın küratörlüğünü yaptığı bölümde Atatürk’ün Ömer M. Koç Koleksiyonu’ndan alınan ithaflı fotoğrafların yanı sıra Sadberk Hanım Müzesi ve Rahmi M. Koç Müzesi koleksiyonlarında korunan giysileri ve özel eşyaları sergileniyor. Bu etkileyici son bölümde Ankara Anıtkabir Müzesi’nde korunan orijinal üzerinden alınan ölçülerle Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü’nde dikilen frak ziyaretçilere unutamayacakları bir an yaşatıyor.

Sergi kitabı Türkçe ve İngilizce olarak iki ayrı dilde hazırlandı ve grafik tasarımı Yeşim Demir Pröhl tarafından yapıldı. Sadberk Hanım Müzesi Kıyâfet Koleksiyonu ve “Mâzîden Âtîye Zarâfet” sergisi hazırlık sürecini her yönüyle anlatan giriş yazısı Hülya Bilgi tarafından kaleme alındı. Dr. Elif Mahir Metinsoy’un kaleme aldığı makale Osmanlı’dan Cumhuriyet’e kadın ve modanın evriminde kadınların toplumsal yaşamdaki yerlerini ve modanın sosyal sonuçlarını, kadınların moda aracılığıyla kendilerini ifade ediş biçimlerini anlatıyor. Prof. Dr. Murat Metinsoy’un, yaşamın her alanında kendini kabul ettiren Türk kadınını “Cumhuriyet’in aynası” olarak gördüğü yazısı, aynı zamanda bu sergi vesilesiyle elbiseleri ilk kez bir arada sergilenen Latife Hanım, Mevhibe İnönü ve Afet İnan’ın öncü rollerini de ortaya koyuyor. Kitabın katalog bölümü ise Dr. Şebnem Eryavuz tarafından hazırlandı. “Gelin Kıyâfetleri”, “Özel Gün Kıyâfetleri”, “Sokak Kıyâfetleri”, “1920-1930’lardan özel Gün Kıyâfetleri”, “Gündelik ve Spor Giyim”, “Her Daim Şık! Atatürk’ün Özel Eşyaları” başlıkları altında gruplandırılan eserler serginin teşhir düzenini de yansıtıyor. 

Devamı

Seçtiklerimiz