f2af643b-1f2b-4576-a0c7-c8029d8139a4.png

Olafur Eliasson: Nobel Gecesi’nde Bir Yıldız | Yazan Nurten Özkoray

Nurten Özkoray

8 yıl önce





10 Aralık 2015 akşamı yapılan Nobel töreninin geleneksel seremonileri, Olafur Eliasson’un Stockholm semalarına yerleştirdiği “Sizin Yıldızınız” adlı çalışması ile renklendi ve asırlık gelenek çağdas sanatla bütünleşti. 30 Kasım -11 Aralık 2015 tarihlerinde Paris’te yapılan Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde de Pantheon Meydanı’na yaptığı buz kütleleri yerleştirmesiyle, sanatın tüm disiplinlerini kucaklayan ve mesaj taşıyan yönünü gösteren Eliasson, kamusal alanın sadece kentler, kırlar değil, dünya liderlerinin gündeminde olan konuları ele alıp halkla buluşturmak olduğunu da vurgulamıs oldu.








10 Aralık akşamı, içlerinde Türkiye doğumlu bilim adamı Aziz Sancar’ın da bulundugu Nobel ödüllü isimler törene katılmak için Belediye Sarayı’na geldiklerinde Stockholm semalarında Eliasson’un yıldızını izlediler. ”Sizin Yıldızınız” adını taşıyan iş, alüminyum bir kılıf içerisinde 30 Wattlık LED lambasının 10 metre capında bir helyum balonuna yerleştirilmesiyle yapılmış. Lityum demir fosfatlı akü ise geçen yazın güneş ışığı ile şarj edilmis. Sanatçı hem gecmişten gelen bir enerjiyi bugüne getirdiğini belirtiyor, hem de Nobel ödüllü bilim insanları ve edebiyatcıların insanlığı geleceğe taşıdığını vurgulamayı istediğini anlatıyor. Eliasson: ”Bu bir hayal makinası. Fikirlerin ve araştırmaların ödüllendirildiği bu haftada, bu isimin yeni fikirlere ve hayallere ilham vermesini, bir düşünme, izleme ve tartışma odağı oluşturmasını diliyorum” diyor.









Sanatcının Paris’te Fransız büyüklerinin anıt mezarının bulunduğu yer olarak bilinen Panthéon Meydanı’nda İklim Zirvesi sırasında yaptığı iş ise, ”Ice Watch” (Buz Bekçiliği) ismini taşıyor. Grönland'da açıkta yüzen 12 buzul parçasını Paris’e taşıyan sanatçı, 21. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı" (COP21) sırasında tüm dünyanın liderleri karar alırken, iklim değişikliğinin gözle görünen etkisini bundan daha güzel anlatamazdı. Grönland'ın başkenti Nuuk'tan getirilen 80 tonluk buzullar, 12 Aralık'ta sona eren konferansın bitimine kadar Pantheon'un önünde erimeye bırakıldı.





Danimarkalı ve İzlandalı sanatçı Olafur Eliasson şüphesiz Türkiye’de de iyi bilinen bir isim. İstanbul Modern Koleksiyonu’nda ”Kızıl Duygusal Küre” adli işiyle yer alan sanatçı, malzeme paletinde en cok ışığı kullanıyor. Işık, ısı, basınç ve su kullanarak yarattığı dev yerleştirmeleri, optik kurgu tasıyan interaktif işleri ve tematik fotoğraf serileri ile biliniyor. Eliasson, Londra’daki Tate Modern’in içine yerleştirdiği güneş, Broklyn Köprüsü’ne yaptığı şelale ya da Aarhus’taki ARoS’un çatısına yerleştirdiği gökkuşağı gibi işleriyle sanatı günlük hayatın icine girecek kadar ilginç hale getiriyor.



 

Moderna Museet’teki Sergi
 
Aralık ayına Eliasson damgasını vuran bir başka etkinlik ise, Stockholm Moderna Museet’te “Gerçeklik Makinaları” adlı son sergisi oldu. Eliasson’un 20 yılı kapsayan çalısmalarını sunan bu sergi sanatçının optik algılarımıza yaptığı oyunların en sonuncusu olarak da nitelendirilebilinir. Labirent gibi düzenlenmiş sergi mekânında sentetik bir malzemeyle yapılmış şeffaf duvarların renkleri, siz yer değiştirdikçe birbiri üzerine binerek mavi ve kırmızıyla moru, mavi ve sarıyla yeşili oluştururken, araya boşluğu da sokarak izleyiciye saf bir renk deneyimi yaşatıyor. Eliasson’un sergileri, hem sanatsever olarak zevk duymamızı, hem de bir çocuğun ”Alice Harikalar Diyarında” duyabileceği heyecanı hissetmenizi sağlıyor.






Serginin içinde dolaşırken, tam da tanıtım broşüründe söylenen şeyi yaşıyorsunuz: ”Sanatçı kafanızın üstünden vınlayan pervaneyle, çağlayandan akan sularla, yüzünüze doğru esen kum fırtınasıyla size hitap ederken, sizin de kendi bedeniniz ve düşüncenizle eserini tamamlamanızı bekliyor.” Bunu ister istemez yerine getiriyorsunuz, çünkü ışık, rüzgar ve su ile yapılan işler, sizi de kendilerinin bir parçası haline getiriyor, görme ve işitme duyularınız zaten bu çalışmaların etkisine giriyor. Sanatçının amaçladığı gibi, doğanın bu unsurları gerçekliği yeniden kuruyor ve siz de o gerçekliği kendi yorumunuzla yaşıyorsunuz. Bunu Rönesans dönemini, izlenimcilği, gerçek üstücülüğü, primitivizmi, soyut resmi bilseniz de size yaşatıyor, bilmeseniz de. Ne de olsa İskandinav eşitçiliği!



 

Yazı: Nurten Özkoray
Fotoğraflar http://olafureliasson.net/ adresinden alınmıştır.


En Çok Okunanlar