Pera Müzesi Film Programları, Almanya’nın en önemli film müzelerinden biri olan Berlin Film ve Televizyon Müzesi işbirliğiyle Berlin - Yuva Denilen Şehir başlıklı bir program sunuyor. 03 Temmuz’a kadar devam eden, Deutsche Kinemathek küratörlüğündeki program, 20. yüzyılı çalkantılar içinde geçirmiş çok yönlü kentin 90 yıllık tarihini gözler önüne seriyor.
Pera Film’in, sinemaseverlerle buluşturduğu Berlin - Yuva Denilen Şehir başlıklı film programı, sinema tarihinde büyük önem taşıyan dokuz yapıma yer veriyor. Deutsche Kinemathek küratörlüğünde hazırlanan program kapsamında Berlin’in Varoşları, M, Berlin’de Bir Yerde, Milyonda İki, Kaygı, 45 Doğumlu, Gece Kesişen Yollar ve Ostkreuz perdeye yansıyor. Filmler, kent manzarasındaki değişime panoramik bir bakış sunarken, sakinlerinin yaşamlarını ve mücadelelerini de mercek altına alıyor.
Berlin - Yuva Denilen Şehir film programı kapsamında gösterilen Berlin’in Varoşları, Gerhard Lamprecht imzası taşıyor. Aynı zamanda Berlin’deki Deutsche Kinematek Film Müzesi’nin kurucusu olan Lamprecht, 1925 tarihli Berlin’in Varoşları’nda, Alman ressam Heinrich Zille’nin Berlin’deki sosyal yaşam betimlemesini beyaz perdeye aktarıyor.
Yönetmenin, ikinci Dünya Savaşı’ndan bir kaç ay sonra çektiği ilk film Berlin’de Bir Yerde ise, harap olmuş şehrin sakinlerinin psikolojilerine gerçekçi bir bakış sunuyor. Fritz Lang’ın yönetmenliğini üstlendiği 1930 yapımı M, toplumsal eleştiriyi gerilimle buluşturarak, kişisel delilik - toplumsal histeri panoraması oluşturuyor.
1961 yılında Berlin Duvarı inşa edilmeden birkaç ay önce çekilen Milyonda İki’nin yönetmen koltuğunda Victor Vicas oturuyor. Film, kentin kendine özgü atmosferini yansıtırken, ana karakterlerinin hem özel hem de meslek hayatlarındaki zorluklarla bağlantısını kurmaya çalışıyor.
1965 yazında Doğu Berlin’de geçen 45 Doğumlu filminde yönetmen Jürgen Böttcher, belgesel niteliği taşıyan görsellerle başka bir hayat arzusunun hikâyesini anlatıyor.
Helga Schubert’in otobiyografi niteliğindeki Kaygı filmi, eleştirmenler tarafından Doğu Almanya’da çekilmiş en etkileyici kadın filmi olarak nitelendiriliyor. Berlin Duvarı’nın yıkılmasından kısa bir süre sonra, iki Almanya arasında “insansız bölgede” yaşayan 15 yaşındaki bir genç kızın öyküsünü bölümler halinde anlatan Ostkreuz, Michael Klier imzasıyla perdeye yansıyor.
1999 Cannes Film Festivali’nde “Yönetmenlerin On Beş Günü” seçkisinin açılış filmi olan Gece Kesişen Yollar, birleşme sonrası Almanya’sında geçiyor. Bozulmakta olan bir sosyal düzende ilişkilerin nasıl yok olduğuna dikkat çeken filmin yönetmen koltuğunda Andreas Kleinert oturuyor.
Helmer’in 1999 tarihli kısa filminden uyarlanan, yönetmenliğini Hannes Stöhr’nün yaptığı Berlin Almanya’dadır, eski bir mahkumun yeni bir dünyayı öğrenme serüvenindeki hüznü incelikli bir mizah ve teknolojik yönden gerçekçi bir yaklaşımla bir araya getiriyor.
Pera Film’in Berlin - Yuva Denilen Şehir film programı, 03 Temmuz’a kadar izlenebilir.
Bilet almak için aşağıdaki linke TIK'layınız.
http://www.biletix.com/etkinlik-grup/200471312/ISTANBUL/tr
Hazırlayan: Özge Kahraman
Yazı ve Fotoğraflar: ArtNews
Akbank Sanat’ta Büyüleyici Bir Dans Yolculuğu: PALMA
Baksı Kültür Sanat Vakfı "Anadolu Ödülleri 2024" Sahiplerini Buldu!
CerModern'de Ali Teoman Germaner’in “ALOŞ, dün, bugün, yarın” Sergisi
Seçkin Pirim İtalya’daki İlk Sergisiyle Triennale Milano’da!
Art Basel Miami Beach 2024 ve Untitled Art’ın Öne Çıkan Standları
Yorum yapmak için tıklayın