İç Anadolu’nun sarp yamaçları, binlerce yıldır sakladığı sırları açığa çıkarmaya devam ediyor. Kayseri’nin dağlık bir bölgesinde rastlantı sonucu ortaya çıkarılan insan figürlü kaya resimleri, ilk incelemelere göre Neolitik Çağ’a, yani günümüzden yaklaşık 6.000 yıl öncesine tarihleniyor. Uzmanlara göre bu keşif, yalnızca Kayseri’nin tarihini değil, Anadolu’nun prehistorik sanat haritasını da yeniden çizme potansiyeli taşıyor.
Resimlerin stilistik özellikleri, çizgi dili ve yerleştirilme biçimi Latmos, Çatalhöyük gibi Anadolu’daki bilinen kaya veya erken yerleşik sanat örnekleriyle karşılaştırıldığında belirli paralellikler gösteriyor. Ancak bu benzerlikler, doğrudan bir eşdeğerlik iddiası anlamına gelmiyor: kesin sonuçlar için şu anda hangi tekniklerin kullanıldığının (oyma mı, pigmentle boya mı, ya da her ikisinin karışımı mı olduğu) ayrıntılı laboratuvar analizleriyle saptanması gerekiyor. Uzmanlar, figürlerin ritüel ya da toplumsal anlatı içerikli olup olmadığına dair çıkarımları kontrollü veriler ışığında yapacak.
Bölge koruma altına alındı ve bir dizi bilimsel çalışma planlandı. Öncelikler arasında yüksek çözünürlüklü fotogrametri ile belgeleme, yüzey mikroskobik incelemeleri, pigment analizi ve jeolojik bağlamın araştırılması bulunuyor. Bu analizler; figürlerin yapım tekniğini, pigmentlerin mineral bileşimini ve dolayısıyla olası tarihlendirme yöntemlerini (örneğin bağlamsal tarihleme, pigmentlerin kimyasal analizinden elde edilebilecek veriler) mümkün kılacak. Şu an için yapılan yorumlar ön değerlendirme niteliğinde; iddialar laboratuvar ve saha verileriyle kesinleşecek.
Kayseri, tarihsel olarak Roma, Selçuklu ve Osmanlı katmanlarıyla sıkça anılan bir merkez. Eğer resimlerin Neolitik döneme ait olduğu laboratuvar verileriyle doğrulanırsa, bu buluntu Kayseri’nin tarihini çok daha geriye taşıyacak ve İç Anadolu’nun prehistorik araştırmalarında yeni bir odağın oluşmasına yol açacaktır. Ancak bu “anında Göbeklitepe muadili” gibi abartılı çıkarımlara varmak yerine, buluntunun coğrafi bağlantıları ve stilistik benzerlikleri üzerinden temkinli, kanıta dayalı analizler yapılması gerekiyor.
Keşfedilen yüzeylerin korunması şu an için öncelikli adım. Araziye izinsiz ulaşımı sınırlama, fotogrametrik veri toplama, koruyucu örtü ve sürekli izleme gibi kısa vadeli önlemler alındı. Eserlerin bilimsel olarak incelenmesi ve daha sonra halkla paylaşımı sırasında hem yerel halkın hem de ilgili kurumların katılımı, etik ve hukuki yükümlülükler açısından kritik olacak.
Çalışmanın ilerleyen safhalarında yanıtlanması gereken temel sorular açık: Figürlerin kesin yaşı nedir? Yapım tekniği neydi? Bu görseller tek başına bir yerel uygulamayı mı temsil ediyor yoksa daha geniş bir kültürel ağın parçası mı? Bu soruların cevabı, yalnızca saha ve laboratuvar verileri biriktiğinde netleşecek.
Yazı ve Fotoğraflar: ArtNews
Britanya'nın Fotoğrafik Aynası Martin Parr 73 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Galeri 77, Art Miami 2025’e Güçlü Bir Seçkiyle İlk Kez Katılıyor
Modern Mimarinin Ustasına Veda: Frank Gehry Hayatını Kaybetti
Melek Zeynep Bulut'tan "Açık Anıtlar" Design Museum’da
Göbeklitepe'de Perdeler Aralanıyor
Yorum yapmak için tıklayın