Sanat Dünyasında 2024’ün EN’lerini Sorduk: Ayça Okay

ArtNews

2 gün önce

ARTtv, 2024 yılında sanat dünyasında öne çıkan sergilerden genç yeteneklere, ilham veren sanatçılardan sanat dünyasını etkileyen olaylara kadar yılın nabzını tutan bir röportaj serisiyle karşınızda. “Sanat Dünyasında 2024’ün En’leri” başlıklı bu özel içerik, sanat profesyonelleri, koleksiyonerler ve sanatseverlerle yapılan röportajlardan oluşuyor.

Serimizin konuğu, küratör ve sanat yazarı Ayça Okay. Röportajda Okay, 2024 yılında kendisini en çok etkileyen sergilerden, takip ettiği sanatçılardan ve geleceğin sanat dünyasına dair öngörülerinden bahsediyor. 

Sanatla dolu bu yolculuğa siz de katılın ve ARTtv’nin 2024’ün enlerini birlikte keşfedin!

 

1. Bu yıl sizi en çok etkileyen sergiler hangileriydi?

Palais de Tokyo’daki Approaching Unreason sergisine büyük bir heyecanla gitmiştim. Sergi, sanat üretimi, psikiyatri ve toplumsal normlar arasındaki sınırları sorgulayan bir temaya sahipti ve gerçekten çok etkileyiciydi. Akıl dışı olana dair toplumsal algıları ve sanatsal pratikleri ele alırken, kurumsal psikoterapinin önemli isimlerinden François Tosquelles, Jean Oury ve Félix Guattari’nin fikirlerine de yer veriliyordu. Bu isimlerin kuramsal yaklaşımları, zihinsel sağlıkla ilgili yapılan sanatsal müdahaleleri anlamak için bir rehber gibiydi. Ayrıca benim unutamadığım, Fransa’daki La Borde Ruh Sağlığı Merkezi’ndeki akıl hastalarına dair pek çok arşiv materyali ve bilimsel yaklaşımların yer aldığı bölümdü. 

Fondation Beyeler’de izlediğim sergiyi de unutamıyorum; serginin adı sürekli değiştiğinden dolayı doğru bilgi veremeyeceğim, ancak bana genel olarak küratör Robert Storr’un sergi düzenleme anlayışını düşündürdü. Storr, sergi alanını bir dil gibi değerlendiriyor ve eserleri bir hikâye anlatma aracı olarak kullanıyor. Galeriler paragraflar; duvarlar ve zemin, bu paragrafların bölümleri gibi organize edilmişti. Eserler, kelimeler gibi anlam birimleri taşıyor ve aralarındaki ilişkiler çok net bir şekilde belirginleşiyordu. Sergi kurulumundaki dinamiklik, Rothko ile Giacometti’nin neredeyse anlamsız ve sonradan öğrendiğim kadarıyla sigorta şirketinin sigortalamaktan imtina ettiği derecede yakın mesafede yer almasının yanı sıra, büyük galerilerden birindeki Monet’nin yerini, kurulum ekibinin ani biçimde sökerek yerine bir Chagall astığına tanıklık ettiğimiz absürd anlarla dikkat çekiciydi. 

Son olarak, Jameel Arts Center’daki ‘Guest Relations’ başlıklı sergi de politik mizahi yönüyle çok kuvvetliydi. Dubai’nin hızla gelişen turizm sektörü üzerinden, turizmleşmenin tarihsel, politik ve kültürel dönüşümlerini inceleyen sergide Hale Tenger ve Hüseyin Bahri Alptekin’in eserleri de yer alıyordu. Dubai, fosil yakıtlara bağımlılığı azaltma stratejisinin bir parçası olarak, büyük yatırımlarla turizm sektörünü büyütmüş ve bu model dünya çapında örnek alınmış. Sergide sadece lüks ve gösterişi değil, turizmin sosyal ve kültürel etkileri de ön plandaydı. Misafirlik ve turizm kavramı üzerinden turizmle gelen toplumsal değişimler ve yerel halkla ilişkilerin nasıl dönüştüğünü sorgulayan bir bakış açısıyla, turizmin yüzeyine bakmak yerine, daha derin ve karmaşık toplumsal yapıları anlamayı benim için mizah üzerinden mümkün kıldı. Hac döneminde Kabe manzaralı Hilton Oteli üzerinden bu romantisize edilmiş turizm olgusunu eleştiren Ahmed Mater’in resimleri harikaydı.

Jameel Arts Center’daki ‘Guest Relations’

2.   2024’te sizi en çok etkileyen ya da ilginizi çeken sanatçılar kimler oldu? 

Mardin Bienali’ndeki işinin etkisiyle büyük beğeni toplayan ve yakın takibe aldığım İrem Günaydın, Cité des Art’taki incelikli Paris Olimpiyatları eleştirisiyle son yıllarda gördüğüm en heyecan verici residency projesine imza atan Mimiko Türkkan, başına gelen tüm sansüre rağmen verdiği mücadeleyle Filistinli sanatçı Emily Jacir, kan donduran gerçeklikteki fotoğraflarıyla bir başka Filistinli sanatçı Ahlam Shibli, sosyal etki hedefini küresel ölçekte platformlara taşıyabilen Ibrahim Mahama ve Ghana’daki köyünde Red Clay isimli sanat merkezinde yaptığı çalışmalar aklıma ilk gelenler arasında...

 

3. Sizce 2024’te sanat dünyasına damga vuran en önemli olay neydi?

18.İstanbul Bienali'nin küratör ataması sürecinde yaşananlar ve bu duruma tepki niteliğindeki sanat profesyonellerinin sivil alanda oluşturduğu sinerji ile düzenlenen forumlara yoğun katılım, pek çok konuşulmayan konunun gündeme gelmesine yol açtı. Hesap verilebilirlik ve şeffaflık konusunda bir hayli önemli adımların atıldığına inanıyorum. Bu sebeple bienalin direktörlüğüne Kevser Güler’in atanması ve yeni küratör atama sürecine ilerlenmesi bence büyük bir adımdı.

 

4.   Bu yıl keşfettiğiniz kattığınız, gelecekte adını daha sık duyacağımızı düşündüğünüz genç sanatçılar kimler?

Paris periferisinde yer alan çoğunlukla göçmen sanatçıların katıldığı Poush Residency’de tanıdığım Arnaud Adami.

 

5.  2025 yılında sanat dünyasında neler görmek istersiniz?

Daha az dedikodu, daha çok iş.

Arnaud Adami

Yazı ve Fotoğraflar: ArtNews

Paylaş:


Yorum yapmak için tıklayın

Diğer Yazıları

13 saat önce

Sanat Dünyasında 2024’ün EN’lerini Sorduk: Doç. Dr. Ebru Nalan Sülün

16 saat önce

Sanat Dünyasında 2024’ün EN’lerini Sorduk: Özalp Birol

2 gün önce

Sanat Dünyasında 2024’ün EN’lerini Sorduk: İpek Yeğinsü

2 gün önce

Sanat Dünyasında 2024’ün EN’lerini Sorduk: Derya Yücel

5 gün önce

Sanat Dünyasında 2024’ün EN’lerini Sorduk: Prof. Dr. Kıymet Giray

En Çok Okunanlar