12. İstanbul Bienali sanatla politika arasındaki zengin ilişkiyi araştırıyor ve hem biçimsel bakımdan yenilikçi, hem de siyasi anlamda sözünü esirgemeyen yapıtlara odaklanıyor.
12. İstanbul Bienali, Küba asıllı Amerikalı sanatçı Felix Gonzales-Torres’in (1957-1996) yapıtlarını çıkış noktası olarak alıyor. Gonzalez-Torres’in çalışmaları bir yandan kişiselle siyasi arasındaki alanı kat ederken bir yandan da sanatsal üretimin biçimsel yönlerine önem veriyor; günlük yaşam temalarına, üst modernizm, minimalizm ve kavramsalcılıktan atıflarda bulunuyor.
Bienal beş karma sergi ve 50’den fazla kişisel sunumdan oluşuyor ve tüm bu sergiler bir mekanın iki farklı binasında, Antrepo 3 ve 5’te yer alıyor. Tema başlıkları, İsimsiz (Soyutlama), “İsimsiz” (Ross), “İsimsiz” (Pasaport), İsimsiz (Tarih) ve “İsimsiz” (Ateşli Silahla Ölüm) Gonzales-Torres’in farklı yapıtlarına gönderme yapıyor.
El Kitabı’nda yeniden üretilen bu çalışmalar bir yandan Bienal’in tematik dayanak noktalarını oluşturuyor. Karma sergilerin her biri birçok çalışmayı tek bir odada bir araya getiriyor ve bu sergiler kişisel sunumlardan gri duvarlar aracılığıyla ayrılıyor. Kişisel sunumlar, karma sergilerden birinin ya da daha çoğunun konularıyla bağlantılı ve konuyu belirgin biçimde daha ileri taşıyor.
Ziyaretçiler sunulan sanat eserleri karşısında sadece sessiz birer alıcıdan ziyade aktif okuyucular olmaya teşvik ediliyor.
Neticede, Gonzales-Torres’ten alıntı yapmak gerekirse: 12. İstanbul Bienali, isimsiz, çünkü anlam daima zaman ve mekan içinde değişime uğruyor. Bu dünyayı gerçekten daha iyi bir yer haline getirmek isteyen ve sanatı değişimin katalizörü olarak gören Felix Gonzales-Torres’in ruhuna uygun olarak, hepinizi 12. İstanbul Bienali’ni keşfetmeye davet ediyoruz.
Jens Hoffmann & Adriano Pedrosa