Ben-Sen-Onlar | Sanatçı Kadınların Yüzyılı | Meşher
129 B izlenme 1.09.2023Ben-Sen-Onlar
Sanatçı Kadınların Yüzyılı
9 Ekim 2021–27 Mart 2022
Meşher
Ben-Sen-Onlar: Sanatçı Kadınların Yüzyılı sergisi yaklaşık 1850–1950 arasında Türkiye’de yaşamış ve yaratmış sanatçı kadınların eserlerinden bir seçkiden oluşuyor. Sergi, çoğunluğu “ben”leşememiş ve dolayısıyla sanat tarihi tarafından kaydedilememiş kadınları tek tek fark etmenin yanı sıra, kolektif bir “biz”in oluşabilme koşullarını da araştırıyor. Ben-Sen-Onlar bir isimden, gruptan, kurumdan diğerine çekilmiş düz çizgilerin dışında kalan bütün kadınların ve eserlerin anıldığı ve anlatıldığı bir “başka” zamana işaret ediyor ve bu sanatçı kadınlara kendilerinin kahraman oldukları bir “yüzyıl” armağan ediyor. Ben-Sen-Onlar, 117 sanatçıdan 232 eserle Meşher binasının üç katına yayılıyor. Giriş katı “Ben”, aynada kendi mütevazı varlıklarıyla karşılaşan şöhretsiz kadınlara odaklanıyor. Serginin farklı köşelerine yerleştirilen aynalar, tek bir kadının birkaç yüzünü yakalamaya çalışıyor. Birinci kat “Sen”, yumuşak ve birleştirici olan öteki ile karşılaşmaları anlatıyor ve öncelikli “sen” olarak çocukları çağırıyor. Portrelerin ve otoportrelerin çoğu, anne olmanın ya da olmamanın deneyimi ve öznellik, aile olmanın tanımı ve şefkat, sanatçı olmanın gücü ve ölümsüzlük hakkında düşünmek üzere davet ediliyor. Ayrıca “sen”, anneliğin idealindeki kutsallık ile çıplaklığın ideasındaki tenselliği karşı karşıya yerleştiriyor. İkinci kat “Onlar”, kadınlara başkalarının gözünden bakıyor. Çiçek, özellikle vazoda olduğunda, başkaları tarafından kadınlara yakıştırılan sıfatları taşıyor: duygusal, kırılgan, amatör ruhlu, sıradan, domestik ve dekoratif. Pek çok sanatçı kadın, kendisinden güvenli ve zarif olanı resmetmesi beklendiği için, ancak vazoda çiçekler boyayarak resim yapabiliyor. Sergiye, hiçbir öncelik gözetilmeden, neredeyse kendiliğinden saçılan çiçekler, şematik aile ağacının, çizgisel bir sanat tarihinin de alternatifini temsil ediyor. Ben-Sen-Onlar sergisi bu tarihi yazmak iddiasında değildir. Dahası yazılacak tarihin bir değil pek çok olduğunu hatırlar ve hatırlatır. Her bir kadının hatta, her bir eserin alternatif tarihler kurabileceği “biz”e bir çağrıdır.