Dilşad Akçayöz | Kusur-suz | Summart Sanat Merkezi
21 izlenme 25.02.2025Dilşad Akçayöz
“Kusur-suz”
18 Şubat - 28 Mart 2025
Summart Sanat Merkezi
Dilşad Akçayöz’ün pratiği, bedenin yalnızca fiziksel bir varlık değil, aynı zamanda kimlik, aidiyet ve dönüşüm alanı olduğu fikrine dayanır. Sanatçı, figüratif yaklaşımla bedenin katı ve akışkan halleri arasındaki gerilimi incelerken, bireyin normatif mükemmeliyet algısıyla kurduğu ilişkiyi sorgular. Kusursuzluk arayışının bireysel ve toplumsal dayatmalarla nasıl inşa edildiğini irdeleyen Akçayöz, heykel pratiğinde özellikle mermeri tercih eder. Mermerin sert ancak kırılgan yapısı, sanatçının ele aldığı dönüşüm ve kırılganlık kavramlarını somutlaştırır. Heykel üretimini meditatif bir süreç olarak ele alan sanatçı, 18 Şubat Salı günü Summart’ta açılacak olan Kusur-suz başlıklı kişisel sergisiyle izleyiciyi hızla mekanikleşen algı sistemlerinden uzaklaşmaya ve bedenin doğasına dair özgürleştirici bir diyaloga davet ediyor.
1989 yılında İstanbul’da doğan Dilşad Akçayöz, 2009 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nde lisans eğitimine başladı. Lisans eğitimi boyunca formun sonsuzluğu üzerine yoğunlaşan sanatçı, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Heykel Ana Sanat Dalı’nda yüksek lisans eğitimini tamamladı. Uluslararası heykel sempozyumları, grup sergileri ve sanat fuarlarında yer alan Akçayöz, sanat pratiğini figüratif heykelin geleneksel ve çağdaş okumalarını bir araya getiren bir alan olarak kurgulamaktadır. Sanatçı, İstanbul’da yaşamakta ve üretimlerine kendi atölyesinde devam etmektedir.
‘’Teknolojinin ve güncel aygıtların hızla geliştiği, bireylerin de bu değişime tutkuyla adapte olduğu veya olmaya çalıştığı bir çağda yaşıyoruz. Güncele, zamanın ruhuna uyma tutkumuz, var oluş süreçlerimiz, kusursuzluğa ulaşma arzusuyla biçimlenmek zorunda kalıyor. Daha iyi, daha güzel, daha mükemmel versiyonlarımızı sergileme isteği, bireyin kendi gerçekliğinden kopmasına yol açıyor. İnsan bedeni, varoluşun ve dış dünya ile kurulan bağların temel noktası olarak bu dönüşüm içinde nasıl konumlanıyor?
Sanat pratiğimde bu sorunsal, iç görümü tetikleyen ve sorgulamaya çağıran temel bir soru olarak karşımda duruyor. Bedenin bireyle, bireyin kimliği ile kurduğu ilişkinin, tarihin hemen her döneminde normlarla şekillendirildiğini hatırladığımızda, ‘mükemmel olma’ düşüncesi sadece estetik bir kaygı değil; bedenin nasıl algılanması, nasıl hissetmesi ve nasıl var olması gerektiğine dair dayatmalarla inşa edilen bir sistemin de parçasıdır. Kusursuzluk arayışının dayattığı bu katı kanonlar, benliği sınırlandıran ve öznel varoluş biçimlerini baskılayan bir güce de dönüşüyor.
Kendi bedenimizi ne kadar sahiplenebiliyoruz?
İçimizdeki akışkanlığı, değişimi ve dönüşümü kabul edebiliyor muyuz?
Sadece kendimiz olabiliyor muyuz?
Mükemmel olmak kadar kusurlu olmaya aynı yoğunluk ve derinlikte bakabiliyor muyuz?
Bu sergi, sanat pratiğimde önemli bir eşiği temsil ediyor. Önceki çalışmalarımda mükemmel bedenler ve formlar üzerine yoğunlaşmış, kusursuzluk takıntısının içinde devinen bir üretim süreci geçirdiğimi tekrar hatırladığımda, bu eşiğin önemi üzerinde çalıştığım kavramların katmanlarını da belirginleştiriyor. Serginin ortaya çıkma süreci, aşamaları, bir arınma/eksiltme ya da rafine olma dönemine işaret ederken, tıpkı işlerin idealize olmamasına yönelik çabanın sürece de sirayet ettiğini göz ardı etmemek gerekiyor. Kusursuzluk arayışından sıyrılarak, bedenin akışkanlığını ve özgürlüğünü keşfetmeye olanak sağlamaya odaklanılmış bir sergi bu. Dayatılmış normlardan ve mükemmeliyetçilik baskısından kurtulmanın verdiği özgürlük hissi, bu serginin özünü oluşturuyor.
Heykel sanatının geleneksel malzemelerinden biri olan mermeri tercih etmem tesadüfi değil; çünkü mermerin sert ama kırılgan yapısı, insan bedeninin katı ve akışkan halleriyle hem doğrudan ilişkili hem de kontrast bir ilişki kurmamı da olanaklı hale getiriyor. Günümüz sanat yaratım pratiklerine, belki de tezat oluşturan meditatif bir üretim süreciyle çalışarak, izleyiciyi mekanikleşmiş algılarından uzaklaşmaya ve kendi içsel arzularını, tutkularını ve elbette sorunsallarını keşfetmeye davet ediyorum. Bedenin açık ve akışkan halleri ile kapalı ve katı halleri arasındaki ikilik, bu serginin ana eksenini oluşturuyor.
‘’Kusur-suz’’, bedeni sadece fiziksel değil, aynı zamanda kimliğin yaratıldığı ve gösterildiği bir alan olarak ele alıyor; onu sınırlandıran, tek tipleştiren ve görünmez kılmaya çalışan normlara karşı bir duruşu görünür kılmaya çalışıyor; bedenin, benliğin ve arzuların özgürleşmesine olanak sağlayacak bir düşünsel alan açarak izleyiciyi de göz ardı ettiklerini keşfetmeye davet ediyor. Dilşad Akçayöz, 2025.
Pınar Yılmaz | Hane | Summart Sanat Merkezi
99 B izlenme 27.06.2023Sanayiden Manzaralar | Summart Sanat Merkezi
90 B izlenme 1.12.2023Onur Kaymak | Gölgemdeki Anı(t)lar | Summart Sanat Merkezi
114 B izlenme 2.05.2024Cyrus Kabiru | World Nowadays | Summart Sanat Merkezi
105 B izlenme 26.11.2024