Sheraton Ankara Hotel & Convention Center
Sheraton Ankara Hotel & Convention Center yeni yılda önemli bir sanat olayına imza atıyor…
Türkiye resminin duayen ismi Mehmet Güleryüz’ün yeni yaşı vesilesiyle Sheraton Ankara Hotel & Convention Center ve Abitus Sanat Projeleri işbirliğiyle 11 0cak Perşembe günü, daimi olarak balo salonunda sergilenen ‘Karşı Rüzgar’ serisini tekrar sanatseverlerle buluşturarak Mehmet Güleryüz onuruna bir gece düzenliyor.
Böylelikle ressam Mehmet Güleryüz tarafından, Sheraton Ankara Balo Salonu Fuayesi için, Eylül 1990 - Şubat 1992 yılları arasında yapılan, 14 tablodan oluşan ve en büyük resim projesi olan “Karşı Rüzgar” serisi, hafıza tazeliyor.
Güleryüz’ün ‘Karşı Rüzgar’ serisi 350x325 cm boyutlarında 10 adet ve 350x70 cm boyutlarında dört adet eserden oluşuyor.
1998 yılında Mehmet Güleryüz’ün sanatta 30. yılı vesilesiyle Ankara Galeri Nev’de açılan sergisi için ilk kez basılan, 2008’de gerçekleştirilen 50. yıl retrospektifi sırasında genişleterek yeniden yayımlanan kitabında, yazar ve sanat tarihçi Nan Freeman’ın şöyle anlatır bu seriyi;
Güleryüz 1990’lara Türkiye’deki çağdaş sanatın önemli bir sanatçısı, güçlü ve olgun bir ressam olarak girer; en etkileyici çalışma dönemlerinden birine başlamıştır. 1991 yılında Ankara Sheraton Oteli için bir dizi yapması istenir. On dört devasa tuvalden oluşan bu dizi, cam kubbeli büyük salonun dört duvarına karşılıklı olarak yerleştirilir.
(…) Güleryüz, Sheraton siparişini kendisine verilmiş en büyük fırsat olarak tanımlar ve bunun, ülkesinin yağlıboya resim tarihinde bir dönüm noktası olduğunu iddia eder; “o güne kadar Türkiye’de yapılmış en büyük resim projesi; daha önce böyle bir proje yapılmamış, daha sonra da yapılması çok zor”. Güleryüz bu dizi için bir yıl boyunca çalışır.
Ressamlık kariyerinin ortasına denk gelen bu büyük işler, sanatçının kavramlaştırma, tasarlama, gerçekleştirme ve estetik kararlılığını sürdürme gücünü yepyeni bir noktaya, başka bir hâkimiyet düzeyine yükseltir.
On dört resmin ortak teması, Güleryüz’ün doğa sevgisini ve insanoğlunun doğayla ilişkisine verdiği önemi yansıtır. Doğanın ve dünyamızın doğal kaynaklarının yok olmasını işleyen dizinin adı Karşı Rüzgârdır. Güleryüz diziyi şöyle anlatır: “Birinci resme başladığım gün Birinci Irak Savaşı’nın başladığını haber aldım. Aklımda daha önce hazırladığım, içine girmiş olduğum bir doğa fikri vardı, Su Serisi ile başladığım bir dönemin içindeydim. Uzun zaman ormanda at bindiğim için doğayı gözlemleyebilmiştim ve doğanın giderek elimizden kayması, onu kaybetmemiz fikri beni etkiliyordu. 1991’de, 17 yıl önce doğanın bugünkü tahribatı ve bu konudan bu kadar bahsedilmesi söz konusu değildi. Savaşın bende oluşturduğu olumsuz etkinin de sonucunda, resimde insanın olmadığı, insanın geçip çökerttiği ve bitirdiği bir doğadan bahsediyordum; resim bir anlamda o doğaya bir mersiyeydi, o doğaya bir veda ve özür dileme gibiydi. Dolayısıyla bu resimlerde insandan izler var, ama insan yok. Sular, setler, barajlar, tahrip edilmiş bir doğa var. Küresel ısınmayla tahrip olan bugünkü doğaya yönelik önemli bir kayıt on yedi yıl öncesinden, bir çeşit öngörü belki.”
“Sanat, Sheraton Ankara’da görünür olmaya, Sheraton Ankara, sanatın gücü ile var olmaya devam edecek.” mottosuyla yola çıkan Sheraton Ankara, Nurol Holding, ve Abitus Sanat Projeleri yıl boyu sanat etkinliklerine ev sahipliği yapacaklarının müjdesini de verdi.