Ahmet Güneştekin Santralistanbul’da

Gülseli İnal

12 yıl önce

Ahmet Güneştekin’in Santralistanbul’da gerçekleştirdiği son sergisi bir renk ve ışık şölenini andırıyor. Devasa kapı çalışmaları, üç boyutlu tuvalleri, yeni kompozisyonları ve heykelleriyle sanatçı iddialı bir söylem içinde.

Doğu uygarlıklarının ölümsüz efsanelerini tuvale taşıyan sanatçı Mezopotamya topraklarına sinmiş binyılların söylencelerini dillendirmek üzere gizemli altın kapıdan içeriye süzülüyor. Ve biliyor ki insanlık dünyaya ilk kez ikamet ettiğinde; Tahoe gülü suyla dolu değildi.

O; dibinde devasa bir kuvars kristali demetine sarılıp tersine çevrilmiş bir pramitti. Bu mor renkli zarif kümenin tepelerinden yüzlerce metre, havaya uzanan kristal kuleler yüksek alemlerden gelen bilginin alıcılarıydılar. Tahoe Gülü’nün içinde mor alevlerden sadece birini içeren bir pınar zamansızca yanıyordu. İşte bu pınar günlerden bir gün Ahmet Güneştekin’e gözükecekti. O da eline fırçasını alıp ona akan renk ve biçimleri kompoze etmeye  başlayacaktı. O başlangıç noktasından sonra; tuvalde   efsaneler,menkıbeler,masallar serüveninin izdüşümleri Güneştekin fırçasının ucunda şekillenmeye başlayacaktı.


Bu kadim birliktelik sanatçının çağdaş ya da modern bir dil kullanmasını engellemiyordu. Duygusal dramalar,trajediler, kanlı savaşlar birinci özel ışının işiyse, sanat yaratısı da yedinci ışının galaksisi olarak;  en koyusundan en açık renklere dek uzanıyordu. Ahmet ise  yedinci ışınla beslenerek formladığı,renklediği tüm tuvallerine ışığın ona bahşettiği enerji imzasını atmakla yükümlüydü.


Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Beyhan Bağış, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Abdülkadir Aksu ve Yaşar Kemal

Tarih boyunca farklı paradiğmalar olarak görülen Helen ve İbrani kültürlerinin bir ve aynı kaynaktan geldiğini ilk farkeden sanatçılardan biridir Güneştekin.Onun eserlerinde; Truva ve Truva’lı Helen’i gördüğümüz kadar, kehribar rengi yüzü,Antimuanla uzatılmış kaşları,bir tür sürme olan gülhuyuyla boyanmış gözleriyle Mezopotamya’lı bir Arami kadını olan Sammuramat’ı, Asur’lu Adad-Guppi , Sümer’li Enheduanna ve büyük sin rahibesi En-Nigaldu’nun ruhlarının dolaştığını farkedebiliriz.

Kesişmeler -Dönüşümler, 2012 

Ana Arter’in güneş ışınıyla yol alan sanatçı özgün ifadesinde ; ritm ve motiflerle ilerlerken ; geometrik çevrim,sarılma,spiral,kanat hareketleri,kuşatma gibi girişimlerle ruhun dış biçimlerini de vurgular.

Yedi Başlı Horoz

Sanatçı tuvalde; tema,form ve renk düzeneğini kullanarak kusursuz bir tamlığa ulaşmaya çalışırken sanatçının ifade tarzlarındaki farklılık da dikkat çekicidir. Öncelikle sanatçının ,Modern fırça kullanımının hemen hemen bütün tarz girişimlerini denediğine tanıklık yaparız; şöyle ki; üç boyutlu eserleri yani heykelleri modern bir dil taşırken,devasa kapıları arabesk düzeneğe yakın olup,üç boyutlu rölyef tuvalleri çağdaş dilin dolaylarında sabitlenir.


Sanatçının  son  dönem  tuvalleri ise  parçalı fragman estetiğini öne çıkarır niteliktedir. Ahmet Güneştekin modernizmin stil ve  tarzlar bütününü yansıtığı eserleri belli bir temayla sarılmışken, tuvalde ifade teknikleri olarak farklılılar göstermesi; dallanıp budaklanan bir tarzın haberini veriyor.

Sergi açılış gecesinden

Sanatçının, teknik tarz bütününü azaltarak daha net bir ifade stiline geçmesi  gerekiyor. Bütün bu olgular sarmalinde sergi bütününün verdiği mesaj ; son derecede etkileyici ,gizemli ve kadim Mezopotamya çoğrafyasının ve yaşamının  renk ve biçim senfonisini başlatan bir tadda.

Sergi, yoğun istek üzerine 31 Mart'a kadar uzatıldı.


Gülseli İnal, Yaşar Kemal ile

Yazan: Gülseli İnal

Yazı ve Fotoğraflar: Gülseli İnal

Paylaş:


Yorum yapmak için tıklayın

Diğer Yazıları

12 yıl önce

Frieze Masters da Görsel Şölen

12 yıl önce

Bubi ile Sansürsüz Bir Röportaj

13 yıl önce

Şiirlerle Utku Varlık Resimleri

En Çok Okunanlar