Dünyaca ünlü Saatchi Galeri'de farklı bir sergi - Yazan Banu Çarmıklı
Serginin başlığı olan Pangaea 200 milyon yıl önce dünyanın oluşumundan beri var olmuş dördüncü ve son süper kıtadır. Magma tabakasında ki konveksiyonel hareketler sonucunda ikiye bölünmüş, bu bölünmeden sonra Güney’de kalan kısmına Gondvana, Kuzey’de kalan kısmına da Laurasia adı verilmiştir Gondvana sonradan Güney Amerika, Afrika, Avusturalya, Antartika kıtaları olarak ayrılmıştır. Laurasia ise Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya kıtaları olarak kalmıştır. Başka bir ifade ile dünyada yaşam başladığında bütün kıtaların bir ada gibi birbirleri ile birleşik halinde oluşunun adı Pangaea’dır.
Londra Saatchi Galeri’deki sergi hızla gelişen küresel sanat dünyasında farklı kültürlerden gelen ve gelecek vaad eden sanatçıların çalışmalarından oluşuyor. Sanatçıların biyografilerine bir göz attığımda onların enternasyonel sanat platformunda tanınmış isimler olduğunu fark ediyorum. Giriş salonunda yer alan karıncalardan oluşan duvar enstalasyonu, inanılmaz etkileyiciydi.
Rafael Gómezbarros, Casa Tomada
Yakından bakıldığında insana ait bir kafa tasını andıran bu küçük hayvancıklar, Kolombiya’lı sanatçı Rafael Gomezbarros’un dünyada ki milyonlarca insanın iltica arayışı içinde, göç kavramına dikkat çeken bir yapıtı. Kolombiyalı sanatçı çalışmalarında, özellikle son elli yıl içinde memleketinde yaşanan şiddetli çatışmalar sonucu ölen ve evsiz kalan insanlara değiniyor. Sanatçı çalışkan olarak bilinen karıncaları bu yerleştirmede metafor olarak kullanmış ve onların bir arada ki karmaşık yapısını insanların kaotik durumlarına benzetmiş. Olduğundan çok daha büyük boyutlarda sunduğu karıncaları, ruha benzer organizmalar olarak temsil ederken, kaybolan insanlara göndermede bulunuyor. Enstalasyonun adı “Casa Tomada” Arjantin’li yazar Julio Cortazar’ın bir eserinden alıntı. Yazar şöyle der “Eğer bir ulus ölülerini gömmez ise, daima çatıda ruhlar olacaktır.”
Leonce Raphael Agbodjélou Untitled triptych (Demoiselles de Porto-Novo series)
Bir Batı Afrika ülkesi olan Benin’li sanatçı Agbodjelou’nun “Demoiselles de Porto – Novo” adı fotoğrafları da çok etkileyiciydi. İşler sosyal ve kültürel görüşlere dikkat çeken çalışmalar. Örneğin din, ritüeller ve kaçakçılık gibi konuları içeriyor. Fotoğrafta ki kadın geleneksel kıyafetler içinde, gövdesi çıplak ve kolonial mekanda. Kadın yüzünde ki maske ile izleyeni boş bakışlar ile takip ediyor. Fotoğraflar Picasso’nun Avignon’lu kadınlarını hatırlatıyor. Kolonileşme olgusuna dikkat çekerken aynı zamanda Porto Novo esirlerin limanı olarak da bilinir.
Leonce Raphael Agbodjélou Untitled (Demoiselles de Porto-Novo series)
Mozambik’li Mario Macilau “Peace” isimli eseri Zionist serisinden. Sosyal dökümantasyon fotoğrafçısı olarak bilinir. Afrika’da ki adaletsizliğe, yoksulluğa ve insanların durumlarına dikkat çeken çalışmalar. Güzel ama aynı zamanda acıklı olan ve gerçekleri net şekilde yansıtan eserler. Sanatçının yaşadığı Maputo’da günlük hayatın içindeki dengesizlik, çevresel felaketler ve uzun zor çalışma şartları gibi konuları, eserlerinde birebir görmek mümkün.
Mário Macilau Children of Jesus (The Zionist series)
Oscar Murillo Dark Americano
1986 doğumlu Kolombiya’lı sanatçı Oscar Murillo’nun çizimleri çok başarılıydı. Çağdaş sanat dünyasının yakın gelecekteki süper starı olmaya aday bir isim. 21. yy’ın Basquiat’’sı olarak anılan sanatçının “Untitled Burnito” isimli yapıtı geçen sene 322.80 $’a satılmıştı.
Oscar Murillo Untitled 2012
Vincent Michea
Senegal’li sanatçı Vincent Michea’nın Afrika pop kültürünü yansıttığı, akrilik boya tabloları Dakar’ın görsel dökümantasyonları gibi. Işıltılı bir geçmişe sahip olan bu şehirde kurguladığı imajları sanki film setini andırıyor gibi. Kartpostal görünümünde olan renkli eserler pop artın grafiksel tadı ile sunuluyor. Afrika yaşamından kesitlerin olduğu bu görüntüler yüksek kültürü ve nostaljiyi de beraberinde getiriyor. Modern mimari içeren şehir görüntüleri de orada yaşayan insanların lüks hayatlarını betimliyor.
Vincent Michea
Vincent Michea
Ghana’lı İbrahim Mahama’nın dikilmiş, yamalı kömür çuvallarından oluşan enstalasyonu da bir tiyatro sahnesini andırıyordu. Afrika pazarında ki ekonomik durumları (arz-talep) araştıran çalışmalar.
İbrahim Mahama _ Jute sack
Çuvallar üzerinde yer alan markalar ve fabrika isimleri ticaret yapan firmalara ait. Dünya ekonomisini belirleyen ticaret mekanizmasını teşhir ediyor gibi. Aynı zamanda sanatçı kendi politik yorumlarını da beyan ediyor.
İç karartıcı ve kederli olan bu duvarlar Arte Povera tarzı bir giydirme ile eski ve yıpranmış gözüküyor.
İbrahim Mahama _ Jute sack
Rafael Gómezbarros
Yazı: Banu Çarmıklı
Yazı ve Fotoğraflar: Banu Çarmıklı
Yorum yapmak için tıklayın