Gerçeklerin Yazarı Gogol | Yazan Ayşe Kırca

Ayşe Kırca

6 yıl önce


Toplumsal problemleri mizahıyla; hem düşündürerek hem güldürerek kağıda döken oyun yazarı Nikolay Gogol; tam ismi Nikolay Vasilyevich Gogol 1 Nisan 1809 tarihinde Ukrayna Sorochyntsi’de dünyaya gelmiştir. Ailenin ilk çocuğu olan Gogol, daha 10 yaşındayken kardeşi Ivan’ı toprağa vermiştir. Küçük yaşındaki bu kayıp, farkında olmasa da onun karakterini şekillendirecektir.

Hayatın, çocuk olmasına rağmen olgunlaşmak zorunda bıraktığı Nikolay, soylu bir aileye sahip olmasına karşın bolluk içerisinde bir çocukluk geçirmedi. Küçüklükten itibaren karşılaştığı zorlukları, kötülükleri, yalanları tanıyarak büyümesi onun kalemini kuvvetlendirdi. İstediği eğitimi alamamış olan Nikolay, öncelikle Poltava adında yatılı bir okula gönderilir. Hayattaki ilk aşkı olan edebiyat ile 1821-1828 arasında gittiği Nehzin Lisesinde tanışır. Okul gazetesinde yazmasının yanı sıra oyunculuğu da dener. Yazdığı öykülerden, oynadığı karakterlere; komik olmak onun doğasında vardır.

Lisenin bitiminin hemen ardından kendini hayallerini süsleyen St. Petersburg’da bulur. Şehir onu hayal kırıklığına uğratsada lisede yazdığı şiirlere tutunmaya çalışır. “Alman Romantizmi”nden esinlenerek yazdığı “Hanz Kuechelgarten”i bastırır. Beğenilmeyen ve gaddar bir şekilde eleştirilen bu yazı Nikolay’da güven kırıklığı yaratır ve ona kitaplarını yaktırır. Bir süre oyunculuk yapmaya karar verir ancak; yine talihsizlikler peşini bırakmaz ve olumsuz eleştirilere maruz kalır. Bu sıralarda yazarın ülkesi Ukrayna’ya karşı büyük bir özlemi vardır, Annesi ile mektuplaşarak ülkesi hakkında aldığı bilgiler, onu ilk büyük başarı gören eseri “Dikanka Aksamlari” öykülerini yazmaya sürükler. Rus edebiyatına yeni bir nefes getiren bu eser yazarın 1831 yılında tanıştığı arkadaşı ünlü şair Aleksandr Puşkin’i de gururlandıracaktır.

Nikolay başarısının ardından kendini tamamiyle edebiyatına vermiştir. Eserlerinin yayınlanmasıyla, daha çok tanınmaya başlar ve ilk ses getiren oyunu “Müfettiş”i yazar. Müfettişlerin ve iktidarin tavır ve davranışlarını mizahi dille anlatan, eleştiren bu oyun iyi tepkiler alsa da, her doğru sözün, iyi işin taşlandığı gibi elbette anlaşılmamış ve Rus halkına bir hakaret olarak görülmüştür. Hiçbir şeyin kalemini elinden bıraktırmadığı yazar daha sonra arkadaşı Puşkin’in de tavsiyeleri üstüne “Ölü Canlar” ı yazmıştır. Kendine usta bildiği Puşkin ile bir süre aynı dergide yazan Gogol, daima Puşkin’den bir güç almış ve onun tarafından korunduğunu hissetmiştir. Attığı her adımda Puşkin’den onay bekleyen, ona büyük saygı duyan Gogol, Puşkin’in ölümüyle kahrolmuştur. Ustasının ölümüyle hayata olan sevincini kaybetmiş, mizahına gölge düşürmüştür. Söz verdiği üzere Ölü Canlar’ın ikinci cildini yazan Gogol’un bunalımda olduğu ve içinden çıkamayacağı bir karanlığa girdiği adeta kelimelerinden okunur. Artık yazdıklarını hiç beğenemeyen Gogol 43 yaşında vefat eder.


“İki kumru yavrusu sana gösterecek kaskatı kesilmiş cesedimi. Ve onların acı ötüşleri sana anlatacak. benim, gözyaşlarımla boğularak öldüğümü.” Nikolay Gogol

Edebiyata ismini kazıyan deha, daima sert milliyetçi tavrını korumuş, devlet düzenlerini eleştirmiş, toplum problemlerini mizaha çevirmiştir. Siyasi değere sahip eserleri zamanında yeterli ilgiliyi görmemiş ve anlaşılmamıştır. Aslında insanlarin çoğunluğunun bugün dahi anlamakta zorlandığı eserleri dünyaya insanlik adına büyük ders vermektedir. İnsanların konuşmaktan kaçındığı şeyleri yazmaktan korkmamış, yozlaşmış düzeni kalemiyle haklamıştır.

“Bizim ülkemiz yabancılardan değil, bizden ve kendi davranışlarımızdan zarar görüyor.” Nikolay Gogol

Yazarın bazi eserleri;

“Bir Delinin Hatıra Defteri” 1835
“Bir Evlenme” 1833-1842
“Palto” 1842
“Kumarcilar” 1842



Yazarın en önemli eserlerinden biri olan “Bir Delinin Hatıra Defteri” adlı tiyatro oyununu sahnede Genco Erkal veya Erdal Beşikçioğlu’nun farklı yorumuyla izleyebilirsiniz.


Yazı: Ayşe Kırca

Yazı ve Fotoğraflar: Ayşe Kırca

Paylaş:


Yorum yapmak için tıklayın

Diğer Yazıları

5 yıl önce

Pieter Bruegel, Vefatının 450. Yılında Viyana Kunsthistorisches Müzesi’nde | Yazan Ayşe Kırca

6 yıl önce

Resimlerin çocuksu şairi Joan Miró, Grand Palais’de… | Yazan Ayşe Kırca

6 yıl önce

Julian Rosefeldt’in Sanata Başkaldırısı | Yazan Ayşe Kırca

6 yıl önce

Bir zamanlar İstanbul’da... | Yazan:Ayşe Kırca

6 yıl önce

Müzelerde Ne Var, Ne Yok? | Yazan Ayşe Kırca

En Çok Okunanlar