Sanat Dünyasında 2024’ün EN’lerini Sorduk: Melisa Sabancı Tapan

ArtNews

4 gün önce

ARTtv, 2024 yılında sanat dünyasında öne çıkan sergilerden genç yeteneklere, ilham veren sanatçılardan sanat dünyasını etkileyen olaylara kadar yılın nabzını tutan bir röportaj serisiyle karşınızda. “Sanat Dünyasında 2024’ün En’leri” başlıklı bu özel içerik, sanat profesyonelleri, koleksiyonerler ve sanatseverlerle yapılan röportajlardan oluşuyor.

Serimizin konuğu, GATE 27 Kurucusu Melisa Sabancı Tapan. Röportajda Tapan, 2024 yılında kendisini en çok etkileyen sergilerden, ilgisini çeken sanat olaylarından ve geleceğin sanat dünyasına dair öngörülerinden bahsediyor. 

Sanatla dolu bu yolculuğa siz de katılın ve ARTtv’nin 2024’ün enlerini birlikte keşfedin!

1. Bu yıl sizi en çok etkileyen sergiler hangileriydi? 2024’te sizi en çok etkileyen ya da ilginizi çeken sanatçılar kimler oldu?

Gate 27’de düzenlediğimiz etkileşimli geziler benim için ayrı bir anlam taşıyor. Sanatçıların yaratım süreçlerini paylaşmaları ve eserlerin hikayelerine dair katılımcılardan gelen geri bildirimler; sanatın sadece bir sonuç değil, bir süreç olduğunu hissettiriyor.

Bu yıl Baselitz’in sergisi beni etkileyen en güçlü deneyimlerden biriydi. Sanatçının işlerinde hissettiğim güç ve cesur ifadeler uzun süre aklımdan çıkmadı. 

Adriano Pedorsa’nın küratörlüğünü yaptığı Venedik Bienali, bienalin temasıyla coğrafyaların ve kültürlerin sanatsal ifadelerine alan açıyor. Bu yaklaşım bana sanatın evrensel dili ve kolektif hafıza yaratma gücünü bir kez daha hatırlattı. Bu yıl ayrıca Uli Sigg’in koleksiyonunu ziyaret etme fırsatım oldu. Sigg, Çin çağdaş sanatının globalleşmesinde öncü bir rol oynayan isimlerden biri. Koleksiyonerliğin sadece bir biriktirme eylemi değil, aynı zamanda sanatçıların temsil edilmesine nasıl katkı sağlayabileceğine dair önemli bir örnek sunuyor.

Feshane’deki Tate’in Optik ve Kinetik sergisi ile Emin Barın’ın eserlerinin paralel şekilde sergilenmesi beni etkilemişti. İki farklı sanat dalının bir arada sunulması, zamansal ve kavramsal paralellikler yaratarak geçmişle yenilik, dönüşüm ve değişimle bir köprü kuruyordu. Sergideki bu paralel kurgu vesilesiyle, sanatın zamanın ötesindeki evrenselliğini deneyimledim. 

Neri Oxman’ın stüdyosu ise tasarım ve bilimin nasıl mükemmel bir uyumla bir araya gelebileceğini gösteren başka bir ilham dolu deneyimdi. Oxman, doğadan esinlenen tasarımlarıyla sürdürülebilirlik ve inovasyonu ön plana çıkarırken, bizlere sonsuz olasılıklar alanında olduğumuzu bir kez daha hatırlatıyor.  

Rokni Haerizadeh, Ramin Haerizadeh ve Hesam Rahmanian’ın evlerini ve bu vesileyle koleksiyonlarını ziyaret etmek ise bana tamamen farklı bir boyut sundu. Sanatı yaşamlarının ayrılmaz bir parçası haline getiren bu üç sanatçının kolektif üretim süreci; geleneksel anlatıları sorgulayan ve toplumsal meselelerle diyalog kuran eserleri beni çok heyecanlandırdı.

Son olarak, Dubai’de Art Jameel’de The Other Dada’nın enstalasyonundan bahsetmek istiyorum. The Other Dada, mimarlık, tasarım ve sanatın ekolojik prensiplerle nasıl iç içe geçebileceğini gösteriyor; doğanın ve insanın ortak bir ritim içinde nasıl var olabileceğini örneklendiriyor.

Georg Baselitz: Son On Yıl sergisi, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi

 

2. Sizce 2024’te sanat dünyasına damga vuran en önemli olay neydi?

Dönemsel bakarsak sanatın giderek daha akışkan bir forma büründüğünü görüyoruz. Her anlamda sınırların hızla silinmesi, sanatın hem yaratım sürecine hem de izleyiciyle kurduğu etkileşime yeni bir boyut kazandırıyor. Fiziksel ve dijital arasındaki sınırların ortadan kalkmasının ve bu iki alanın akışkanlık kazanmasının yansımalarını görmeye devam edeceğimize inanıyorum. Sanatçılar, blok zinciri teknolojisi ve artırılmış sanal gerçeklik gibi yenilikleri eserlerine entegre ederek izleyicinin aktif katılımını sağladı. Böylece yeni anlatı yolları vesilesiyle farklı duyuları izleyicilerinin deneyimine kattılar. 

3. Bu yıl keşfettiğiniz, gelecekte adını daha sık duyacağımızı düşündüğünüz genç sanatçılar kimler?

Bu yıl keşfettiğim ve gelecekte daha sık adını duyacağımızı düşündüğüm sanatçılar arasında Gabriela Bila, Sophie Therese Trenka Dalton ve Aşkın Ercan yer alıyor. 

Gabriela Bila’yı “Imaginary Atlas” ismini verdiği katılımcı projesiyle Gate 27’de ağırlayacağız. Proje kapsamında düzenleyeceği atölye çalışmaları sonucunda İstanbul’un hayali bir atlasını medya sanatı formunda sunacak. Bila aynı zamanda MIT Media Lab’de de çalışmalarını sürdürüyor.

Sophie Therese Trenka Dalton ise uzun süredir üzerinde çalıştığı “Şehrin Duvarları” isimli projesi kapsamında Gate 27’ye dahil olacak. İstanbul’un tarihi surları ve Yedikule Bostanları’nı tekrar ziyaret ederek video çalışmasını tamamlayacak. Bu çalışmasıyla İstanbul’un kent hafızasına önemli bir katkı sunacağını düşünüyorum.  

Aşkın Ercan ise geleneksel sanat formlarını çağdaş yorumlarla birleştiren yaratıcı isimlerden biri. O da Haliç ve etrafında gelişen su taşımacılığının ve endüstriyel yapılanmanın tarihine odaklanan bir araştırma yürütecek. Yine bu çalışmasını bir video formatıyla sunacak. 

Bu isimlerle birlikte Le Maison Baldwin ile James Baldwin’in 100. doğum yıl dönümü nedeniyle siyahi yazarlara yönelik bir program yürüteceğiz. Bu kapsamda Catherine Lebongo ve Gilda Gonfier yazar kimlikleriyle Gate 27’ye katılacak. Farklı disiplinleri bir araya getirmeyi önemsediğimiz için diğer görsel sanat ve araştırma alanlarında çalışan konuklarımıza farklı bir perspektif sunacaklarını düşünüyorum. En çok önemsediğim konu ise bu sanatçıların sanatı sadece bir ifade yöntemi değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel dönüşümün bir aracı olarak gören etkileyici projeler ortaya koyması.

Aşkın Ercan, Suda Islanmış Sözler Kurumadan, Mürekkep Baskı, Yerleştirme, 2024, 

Yıkıntılar Arasında sergisi

4. 2025 yılında sanat dünyasında neler görmek istersiniz?

Öncelikle Batı merkezli sanat algısının ötesine geçen bir yaklaşımın benimsenmesini, yerel hikayelerin evrensel bağlamda sunulduğu platformların devamlılığını ve bunun bir “trend” olmanın ötesine geçmesini diliyorum. Bir diğer dileğim de sanatın toplumun her kesimine ulaşması ve herkesin anlayıp keyif alabileceği bir bağlama oturması.  

Yazı ve Fotoğraflar: ArtNews

Paylaş:


Yorum yapmak için tıklayın

Diğer Yazıları

22 saat önce

Türkiye Tekstil Bienali 2025: Dalga Kumaş

3 gün önce

Salon İKSV 15 Yaşında!

4 gün önce

Sanat Dünyasında 2024’ün EN’lerini Sorduk: Dr. Feride Çelik

6 gün önce

Sanat Dünyasında 2024’ün EN’lerini Sorduk: Melike Bayık

6 gün önce

Sanat Dünyasında 2024’ün EN’lerini Sorduk: Emin Hitay

En Çok Okunanlar