Sanat Eserleri Logoterapötik Bir Diyalog mu Kuruyor? | Yazan Fulden Karayel Okumuş

Fulden Karayel Okumuş

10 ay önce

Bazı ekoller vardır; üzerinden yüzyıllar geçse de felsefi derinlikleri unutulmayan, insanın varoluşsal sorgulamasına dokunan, her düşündüğümüzde yeni bir perspektif sunan. Bu ekoller arasında öne çıkanlardan belki de en önemlisi varoluşsal psikoloji ve felsefeden etkilenen Logoterapi. Logoterapi, "logos" kelimesinden türetilmiştir, ki bu da Yunanca'da "anlam" veya "neden" anlamına gelir. Viktor E. Frankl tarafından geliştirilen bu terapi yaklaşımı, insanın temel motivasyonunun anlam arayışı olduğunu ve anlamın, hayatın zorluklarına anlamlı bir tepki verme yeteneğini etkilediğini savunmuştur.

İnsanın Temel Motivasyonu: Anlam Arayışında olmak!

 

ABD merkezli dijital pazarlama ajansı Digital Third Coast tarafından yapılan bir araştırmaya göre internet kullanıcılarının yarısından fazlası arama motorlarına günde en az on soru soruyor ve bu soruların önemli bir bölümünün insanın kendine ve dünyaya dair anlam arayışı etrafında şekillendiğini gösteriyor. Ülkemizde varoluşsal sorgulamanın nabzını tutan çok değerli sanat projeleri var. Onlardan biri Mercan Dede’nin sanatında potansiyel ve mistisizmin buluştuğu "Sen Potansiyellerle Doğdun!" sergisi.

 

Sadece ülkemizin sınırları içinde değil, aynı zamanda küresel ölçekte de tanınmış saygın bir sanatçı olarak öne çıkan Mercan Dede, müzikal yeteneklerinin yanı sıra çağdaş sanat dünyasında da umut ve mistisizm barındıran eserleriyle dikkat çekiyor. Sanatının entelektüel derinliği, izleyicilere hem müziğin evrenselliğini hem de resim sanatındaki estetik anlayışını bir araya getirerek etkileyici bir deneyim sunuyor.

 

Casa Botter, ünlü sanatçının 30 yıllık görsel sanat kariyerinden seçilmiş eserlerle donatılmış olan 'Sen Potansiyellerle Doğdun' sergisine ev sahipliği yapıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Miras ve İBB Kültür'ün desteklediği bu etkinlik, küratörlüğünü Nurhak Kaya'nın üstlendiği önemli bir sanat sergisidir. Sergi, sanatın güzelliklerini sadece sunmakla kalmayıp aynı zamanda evrenin ve insanın varoluş sebebini, sayısız potansiyelini hatırlatma amacını taşıyor. Serginin çıkış noktası şöyle; içimizde gizli kalmış, bir türlü gerçekleştirilememiş arzuların, isteklerin, zamanla hayatın kaosu, üstü tozlarla kaplanmış potansiyellerimizin her şeye rağmen içimizde var olduğunu sanat dili ile tekrar hatırlamak ve hatırlatmak.

Sergide sanatın aynasında kendi yansımalarınızı görerek, kendi potansiyellerinizi hissedeceğiniz şahane bir Leonardo'ya saygı bölümü karşılıyor sizi. Daha sonra ikinci ve üçüncü bölümlerde daha içsel, gizemli ve mistik bir dünyaya önce Kadim Zaman Makinası serisi ile ardından da Quan Yin / Tara / Female Budhalar serisi ile devam ediyoruz. Üst katta çok değerli Ouchh ve Ludovico Euinadi ‘nin videoart çalışması bulunuyor. Aynı kattaki eski kristal aynalar ise, sanatseverlere bir sanat eserine bakarken kendi yüzlerini, kendi potansiyellerini görmelerini hedefliyor. Sergiden ayrılırken ise içimize işleyen şu satırlar ile "Sen Potansiyellerle Doğdun" sergisine veda ediyoruz:

‘’Tohumun ağaca, tomurcuğun çiçeğe, kozanın kelebeğe dönüştüğü büyülü anlar; Evrende her şeyin, bilhassa da insanın; bir varoluş sebebi ve sayısız potansiyeli var.

Emekledin, ayaklandın, yere düştün, neşelendin, huzur buldun, öfke duydun. Sevginin zayıflık zannedildiği, iyi niyetinin suistimal edildiği, gayretlerinin boşa gittiği zamanlar oldu.

Yaşamak isteyip de yaşayamadıkların, gerçekleşmesini arzu edip bir türlü başlayamadıkların, hayalini kurup başaramadıkların…

Sen, sana öğretilen olmayabilirsin.

Sen, sana dayatılan olmayabilirsin.

Sen, senden beklenilen olmayabilirsin.

Sen potansiyellerle doğdun.

‘’İyilik ve güvenle doğdun. İdeal ve hayallerle doğdun. Azametle doğdun. Kanatlarla doğdun. Sen sürünmek için yaratılmadın, öyleyse yapma. Kanatların var. Onları kullanmayı öğren ve kanatlan.’’

Mercan Dede; olan değil olması gereken, görülen değil gizli tutulan, maruz kalınan değil arzu edilen, kabul gören değil içimizde ukde kalan anların peşine düşüyor ve hepimizi, biz kendimiz için en uygun olanı bulana dek, kendi üzerimize daha çok düşünmeye yani potansiyelimizi keşfetmeye davet ediyor.’’ Nurhak Kaya

 

"Sen Potansiyellerle Doğdun" sergisi, mekanın atmosferiyle uyum içinde, Casa Botter'ın ruhuyla ve Mercan Dede'nin eserleriyle birleşerek güçlü bir işbirliği ortaya koyuyor. Sergide her şeye rağmen kendi kalbini takip eden, kendi dilini yaratan sanatseverlerin bir dünya yaratabilselerdi nasıl bir dünyada yaşardık sorusuna potansiyel cevaplarının sonuçlarını yansıttığını göreceksiniz. Bu etkileyici sergi, 4 Şubat 2024’e kadar devam edecek olup, Mercan Dede'nin sanatsal dokunuşlarıyla unutulmaz bir deneyim vadediyor.

Yazı: Fulden Karayel Okumuş

 

Yazı ve Fotoğraflar: Fulden Karayel Okumuş

Paylaş:


Yorum yapmak için tıklayın

Diğer Yazıları

19 gün önce

Bir Şehirde Sanatın Evrenselliği Yankılanıyorsa, O Gün 19. Contemporary Istanbul Günüdür!

bir ay önce

Caeli’de Alice’inizi Keşfetmenin Tam Zamanı Mı Dersiniz?

2 ay önce

Hayatınızdaki İzleri Bu Sergide Keşfetmeye Var Mısınız? | Yazan Fulden Karayel Okumuş

3 ay önce

Tesadüfün Sanata Dönüştüğü Yer: Olafur Eliasson’un İstanbul Boğazı’ndaki Sergisi | Yazan Fulden Karayel Okumuş

4 ay önce

Mücevher Tasarımcısı Ali Rıza Akdolu'nun Aliens Heykellerinin Sırrı 1 Milyon Yılda Mı Gizli? | Yazan Fulden Karayel Okumuş

En Çok Okunanlar