6109d5f6-b0e3-40d8-bad6-12b8e06fda9f.jpeg

Maureen Connor - Çelişkiler - Akbank Sanat

10 B izlenme  
12.06.2012

Maureen Connor, Çelişkiler (Contradictions)

31 Mayıs - 28 Temmuz 2012
Akbank Sanat

Değişik zamanlarda ürettiği yapıtlarını yeni bir yorumla, farklı bir mekan ve bağlam bünyesinde bir araya getirerek, aralarındaki uzak etkileşimleri ve yakın duyarlılıkları yeniden üretme amacını güden Maureen Connor’ın Çelişkiler (Contradictions) isimli sergisi, 31 Mayıs - 28 Temmuz 2012 tarihleri arasında Akbank Sanat’ta.

Çelişkiler, neredeyse her şeyin sonuna eriştiği, ‘sonculuğun’ (endism) hakim söylem haline geldiği ve ‘sonrası’ (post) söylemlerinin başladığı bir dönemde, bireysel ve tekil, toplumsal ve çoğul olanın ancak çelişkiler içinde üreyebildiğini saptayan ve bir daha izleyiciye tanımlatan bir zemin. Sınırlarını kapitalist üretim koşullarının belirlediği bir dünyada cinsiyeti irdeleyen sanatçı, ezberlenmiş ve önkabullere dayandırılmış kimlikleri, bedenin ve duyuların kendi iç sınırlarını sorguluyor. Bu sorgulama, özgül olanın gerek kültürel, gerekse bedensel plandaki yansıması hatırlatılarak yapılıyor. Connor’un uyumlu olduğu kabul edilen düzlemlerin çelişkileri üstüne yoğunlaşan yapıtları, aynı zamanda çağdaş sanatın da bir duruşmaya çağrılması demek!

Sanatın toplumsal zihniyeti etkileme gücünün en çarpıcı boyutlara ulaştığı bir dönem olan 1980’lerden beri sanat yapan Maureen Connor’un eserlerinin neredeyse bu dönemin bir topoğrafyası olduğunu belirten Küratör Hasan Bülent Kahraman sergi ile ilgili değerlendirmesinde; “Connor, Çelişkiler sergisindeki eserleri ile 1990’larda sanat-piyasa-kapitalizm ilişkisini derin bir sorgulamaya tabi tutuyor. Post modern dönem diye adlandırılan bu çağda unutmayalım ki, bizatihi post modernitenin kendisi ‘geç kapitalist dönemin kültürel mantığı’ olarak tanımlanıyordu. Böyle bir dönemde, belirttiğim çıkışı yapan sanatçının arayışının son derecede özgül olduğunu da kaydetmek gerekir. Sanatçı,  buradan hareketle kapitalizmin ve modernitenin en önemli sorunsallarından biri olan beden ve kimlik meselesine kayıyor. Her iki olguyu da kadın üstünde somutlaştırıyor. İki katmanlı olarak düşünülebilen sergide her şeyden önce bir zaman ekseni var. Connor, 1990 öncesinde, çok uzak bir tarihte gerçekleştirdiği ve sergilediği yapıtlarla yeni yapıtlarını birlikte sunuyor. Bu, dönüşümün sanatçıda kristalize olan izdüşümüne bir gönderme. Serginin ikinci katmanı ise bir sorgulama düzlemi. İzleyiciyi kuşatan ve zorlayan bir sanatsal anlayış duruyor karşımızda. Her dönemeçte, her yapıtta izleyici, bir kez daha kendisiyle yüz yüze getiriliyor. Bunu bir katılım politikası olarak görmek mümkün olsa da bu aynı zamanda yabancılaştırmayı ve soyutlamayı da içeren bir yaklaşım. Kadınlığa biçilmiş roller, bu videonun çok verimli imgeleriyle tam bir çakışma halinde. Bu da serginin adında barındırdığı çelişkileri kapsayan bir çakışma” dedi. 

Devamı

Seçtiklerimiz

Bizi Whatsapp'ta takip edin