1d924af2-c320-4af8-84fd-2cfae5b5095a.jpeg

Serina Haratoka Tara-Kabardey-Balkar ve Çerkesler-Feriye

220 B izlenme  
7.11.2020
Serina Haratoka Tara
Çerkes Sürgününün 150. yıldönümünde büyülü anavatan Kafkasya'ya bir bakış: 
'Kabardey-Balkar ve Çerkesler
23-29 Mayıs 2014
Feriye Lokantası / Hamdi Saver Salonu
 
 
Feriye Lokantası 23-29 Mayıs 2014 tarihleri arasında özel bir fotoğraf sergisine ev sahipliği yapıyor. Çerkes sürgününün 150.yıldönümünde büyülü anavatan Kafkasya, Serina Haratoka Tara’nın objektifinden yeniden hayat buluyor. Fotoğrafçının ilk kişisel sergisi olan “Kabardey – Balkar ve Çerkesler” sergisi doğasıyla, insanıyla, sokaklarıyla, danslarıyla, müzikleriyle, yemekleri, kıyafetleri ve güzellikleriyle Kafkasya’da Kabardey boyunun anavatanı olan Kabardey-Balkar özerk cumhuriyetini gözler önüne seriyor. KAFFED’in desteğiyle gerçekleşen serginin görsel danışmanlığı Çağla Cabaoğlu’na ait.
 
Çerkeslerin Kafkasya'daki bilinen tarihleri M.Ö.3500 yıllarına kadar uzanıyor. 1800’lü yılların ortasında artan Rus baskısı sebebiyle Çerkesler iki seçenekle karşı karşıya kalıyor: Ya Sibirya’ya ya da Anadolu’ya göç etmek…Birçok Çerkes ve Abhaz ailesi yaklaşık 5000 yıl yaşadıkları yüce dağlardan ve topraklardan sürgün ediliyorlar. Mallarını, mülklerini ve vatanlarını geride bırakmanın acısına, yolculuk sırasında binlerce gencin,yaşlının ve çocuğun kaybının derin acısı eklenince Anadolu’ya unutulmaz bir hüzünle ulaşıyorlar; hep içlerinde geri dönebilme arzusuyla…
 
Çerkeslerin Kabardey boyuna mensup bir ailenin en küçük ferdi olarak 1979 yılında Istanbul’da dünyaya gelen fotoğraf sanatçısı Serina Haratoka Tara, Çerkeslere görmedikleri anavatanı tanıtmak, Çerkes olmayanlara da hem sürgünü hem Çerkes kültürünü anlatmak adına bir sergi gerçekleştirmeyi kendine görev bildiğini söylüyor ve bu sergi için yola çıkışını şöyle anlatıyor: “Tam 150 yıl önce başlamış bu derin acı…Sürgünde vatanlarını unutmamak için geleneklerine ve göreneklerine dört elle sarılmışlar, yemeklerini, müziklerini danslarını ve dillerini mümkün olduğunca yaşatmaya calışmışlar. Böyle bir mücadele halen sürüp giderken anavatanda kalanlara, geride bırakılanlara ve bahsedilen o muhteşem doğaya bir bakış, bir geri dönüş arzusuyla başladı Kafkasya seyahatim. Tüm bölgeyi: doğasıyla, insanıyla, sokaklarıyla, danslarıyla, müzikleriyle, yemekleri, kıyafetleri ve güzellikleriyle fotoğraflamaya calıştım. Dünyanın kültür mozaiğinde önemli bir yeri olan çerkes halkının, ikinci anavatanı Türkiye gibi büyük bir medeniyetler beşiğinde unutulmaması ve daha çok tanıtılmasının kültürel zenginlik adına büyük bir sosyal sorumluluk görevi olduğunu düşünmekteyim.” 
 
Müzik: Müzikotek
Devamı

Seçtiklerimiz

Bizi Whatsapp'ta takip edin