Gaia Gallery, 2017’nin üçüncü sergisinde Sinan Demirtaş’ın Homo Ludens isimli kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. 23 Nisan’a kadar devam edecek olan sergi, oyun ve oynayan insanın, oyuncusuyla kurduğu nesnel ilişkiyi ele alıyor.
Gaia Gallery’nin sanatçılarından Sinan Demirtaş’ın (@sinandemirtas) heykel, beden ve kendi gerçeğiyle oluşturduğu yapıtlarında zaman ve mekan kavramları düşsel bir metaforla, ‘oynayan beden’ler olarak karşımıza çıkıyor. Demirtaş’ın eserlerindeki bedenler, sadece bulunduğumuz yerden değil, onu daha iyi anlamaya ve gerçeğini bulmaya çalışırcasına, o andaki konumu farklı ufuk noktalarında sabitlenerek bir araya geliyor. Bir figürün birçok noktadan fotoğrafını çekip sonra da bu kareleri birleştirip bir araya getirilmesi gibi… Tıpkı bir heykeltraş gibi, Demirtaş da modeline pek çok noktadan bakarak boyutlandırırken, yatayda ve dikeyde belirlediği noktalardan hareketle resmediyor.
Homo Ludens sergisindeki eserlerde mekandan soyutlanan figürler, tek bir açıdan görünmüyor. Beden, pek çok planın bir araya gelmesiyle oluşuyor. Demirtaş figürü yatay ve dikeyde izlerken mekan içindeki varlığını sorguluyor ve o anı belgeliyor. Detaylar arasındaki ilişkileri kurarken, yanılsamaları da ortadan kaldırıyor. Figür dış dünyayla ilişkisini, kendi mekanıyla izleyici mekanını ayıran tuvalin sınırlarıyla sağlıyor. O kendi iç dünyasındayken, beden yanılsama olmaktan kurtulup dışarıya çıkmaya, hayat bulmaya çalışıyor.
Sinan Demirtaş, Homo Ludens sergisindeki eserleriyle ilgili olarak “Resmin iki boyutlu yanılsama alanı olduğunu biliyoruz. Bu alan içinde sınırlarımı zorlamak istedim. Tuval gerçeğiyle yanılsama arasındaki ilişki hep sorguladığım bir şeydi. İnsan-mekan arasındaki ilişki gibi… Resimlerimde mekan olabildiğince soyuttur. Onu hissetmenin gerçeği, dokunulabilir oluşu. O yüzden de resmedilen figürler bir veya birkaç yerden mekanın (beyaz tuvalin) sınırlarına temas ediyor. Tuval artık bir medium değil, soyut mekanın sınırları oluveriyor. Mekanın beyaz oluşu, nereden baktığımızı algılatan nesne olmadığından boşlukta olma hissini kuvvetlendiriyor. Mekanı tanımlayan ne bir nesne ne de bir ufuk çizgisi var,” diyor.
Sergiyi kaleme alan yazar/eleştirmen Ümit İnatçı ise, “İnsanın kendi oyun severliğini bedenler arası sarmal bir ilişkiye nasıl evirdiğini gözlemleyebileceğimiz bu sergide bedenler ve uzam arası aşkın bir temasa tanık olacağız. Renklerin maksimumu olan ve ışığı temsil eden beyazın içinde saydam varlıklar gibi boşlukta kendine yer edinen bedenler tanımsız mekanlarda rol tutan, oynayan aktörlerdir,” diyor ve ekliyor “Homo Ludens –oynayan insan– bu resimlerde insanın bedeninden öte olan bir gerçeklikle ilişkisini keserek, kendi öznel dünyasına anime karakterler kazandırıyor. Çocuksuluk ve olgunluk arasında salınan zihnin parlamaları olarak karşımıza çıkan Sinan Demirtaş eserleri izleyiciyi aşkın bir boyuta taşıyacak kadar metafiziksel bir derinliğe sahiptirler.”
Homo Ludens sergisi 23 Nisan’a kadar Gaia Gallery’de izlenebilir.
