6109d5f6-b0e3-40d8-bad6-12b8e06fda9f.jpeg

Tomur Atagök | Retrospektif Sergisi | MKM Beşiktaş Çağdaş

105 B izlenme  
6.11.2020
Tomur Atagök
Retrospektif Sergisi
7 Mayıs - 15 Haziran 2015
MKM Beşiktaş Çağdaş


Tomur Atagök’ün Retrospektif Sergisi,  Beşiktaş Belediyesi MKM - Beşiktaş Çağdaş Sanat Galerisi’nde 07 Mayıs - 15 Haziran 2015 tarihleri arasında izlenebilir. 16 Nisan tarihinde gerçekleşen törende 2015 yılı Unesco UPSD / AIAP ödülünü de alan Atagök; “Bu yıl bu ödülü alan iki sanatçıdan biri olmak beni epey sevindirdi” açıklamasını yaptı.
 
1960 Yılında Sanat Eğitimi için Amerika Birleşik Devletlerine giden ve 70’lerden itibaren İstanbul’da etkin bir sanat yaşamını sürdüren Tomur Atagök, 2015 yılında sanatında odaklandığı temaları toplu olarak toplumun dikkatine sunacağı retrospektif sergisinin hazırlığını tamamladı. Beşiktaş Belediye’sinin yılda bir retrospektif sergi dizisini sürdürecek bu sergi, özellikle Anneler Günü etkinlikleri kapsamında kadına gösterilmesi gereken sevgi ve saygıyı gündeme getiriyor.
 
Atagök, 1980’lerden bu yana kadın sanatçının sanat ortamında geride kalmışlığına da tepki göstererek, konuşma ve yazılarında kadın sanatçıyı yüceltmiş ve kadın sanatçıları dikkate getiren sergiler düzenlemiştir. 1993 Yılında Kültür Bakanlığının İstanbul’da organize ettiği “Çağlar Boyu Anadolu’da Kadın Sergileri” Atagök tarafından gerçekleştirilirken, 2001’de Almanya Bonn Kadın Müzesi’nde de Türkiye’den kadın sanatçılar sergisinin küratörlüğünü yapmıştır.
 
Kadın sanatçıları gündeme taşıdığı diğer sergileri, söyleşi ve yazıları yıllarca gerçekleştirirken, bir akademisyen olarak Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nde görev yapmış olan Tomur Atagök, bir yandan da müzeciliğin ülkemizde gelişmesi için emek harcamıştır. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde 1989’da kurulan Müzecilik Yüksek Lisans Programı Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşır.
 
Sanatçı olarak 1960’larda insanın düşünce, duygu ve ilişkilerini soyut tanımlama adı altında gerçekleştiren Tomur Atagök, 1980’lerden itibaren figür ve soyutu birlikte sanatında kullanırken, özellikle kadın sorunları üzerine odaklanmaya başlamıştır. “sanatçı kadın” söylemiyle sanatında yol alırken, metalik yüzeye izleyicinin ve çevrenin yansıyarak sanatla yaşamın birleştiği bir mekan anlayışını vurgulamaya başlamıştır. Resimsel çalışmalara ilave olarak, yaşamdan izlerin de bulunduğu eserlerinde, 1990’larda özellikle Anadolu’nun Ana Tanrıçaları’nı günümüz kadınına örnek göstermeyi hedeflemiştir. Bir koruyucu olarak kadının enerji ve otoritesini temsil eden “Tanrıçalar” aynı zamanda üretici nitelikleriyle bereketin de sembolü olmuşlardır. Bazen klasik görüntülerini kıpkırmızı dudaklarıyla güncelleştirdiği tanrıçalar, bazen oyuncakları anımsatan silahlarla tehdit altında kalmış analar,  şiddete yakalanan ya da kaçan kadınlar bir araya geliyorlar. Ancak 2000’li yıllarda toplumda artan şiddet, sanatçının son işlerinde de izleyiciye “dikkat” işareti veriyor.  Burada konuşmanın, dinlemenin ve sözün önemi, bazı yazar ve filozoflardan alıntılarla sanatçının gündemi vurgulanıyor.
 
Son yıllarda sanatçının üzerinde durduğu bir başka konu, “doğa”ya insanoğlunun verdiği zarar. 2000’li yıllardan bu yana işlerinde bizleri çevreye yöneltiyor: “Doğa bize çağrıda bulunuyor.” açıklamasını yapıyor. Resim, yerleştirme, heykel, artbox’ları ile sanatçı; “Gel doğayı yaşatalım” diyor. Bir kez daha toplumu sanatıyla uyaran Tomur Atagök, yşaşam ve sanatın ayrılmaz birlikteliğini vurguluyor.

Müzik:Müzikotek
Devamı

Seçtiklerimiz

Bizi Whatsapp'ta takip edin