Ülkemizde sanata olan ilginin her geçen gün daha da artması öyle gurur verici ki! Özellikle yeni sezonda karşımıza çıkan sanat etkinlikleri sanatseverlere sadece iyi eserler sunmuyor, yeni genç yetenekleri keşfetmemizi de sağlıyor.
İKSV’nin düzenlediği 16.İstanbul Bienali son günlerde en çok konuşulan sanat etkinliklerinden biri, 25 ülkeden 56 sanatçıya ev sahipliği yapıyor. Bienalin ana teması bu yıl YEDiNCi KITA. Peki nedir bu Yedinci kıta? Günümüzün en önemli konularından biri olan ekolojiyi farklı açılardan ele alan sanatçıların eserleri ile tartışıyor.
FUJİWARA'NIN KÜÇÜK DÜNYASI
Bienal’in en dikkat çekici çalışmalarından biri Simon Fujiwara imzası taşıyor. İstanbul yakınındaki bir lunapark düzeneği imalatçısının çöp kutusunda kısmen yıpranmış halde çok sayıda pop ikonu figürünü keşfediyor ve İstanbul Bienali için hazırladığı ‘‘Dünya Çok Küçük’’ün tohumlarını böylelikle atmaya başlıyor. Fujiwara bu figürleri kurtararak on üç mimari maketle bir araya getiriyor ve minyatür şehri ortaya çıkarıyor. Fujiwara’nın minyatür şehri, fantezinin ve gerçeklerden kaçışın gündelik hayatımızın temel yapılarına nasıl sirayet ettiğine ve bu durumun küresel kapitalizmin vahşi faydacılığını sıklıkla nasıl maskelediğine dikkat çekiyor.
X VE Y JENERASYONUNA HİTAP EDİYOR
X ve Y jenarasyonunun çocukluğundan itibaren televizyonda gördüğü ve oyuncaklarıyla oynadığı bir çok çizgi film karakterleri göreceksiniz. Pembe Panter’den Asterix’e, Simpsons’lardan Yayoi Kusama’nın Bal kabağına, Jeff Koons’un balon köpeğinden Gustav Klimt’in The Kiss tablosuna kadar her kesimi etkileyecek detaylar bir şeye işaret ediyordu; Tüketim çılgınlığının doğaya etkisi.
Sergilenen yapıtlar arasında; Enerji Santrali, Fabrika, Gecekondu, Hastane, Kale, Market, Meydan, Mezarlık, Müze, Okul, Tapınak gibi bir çok minyatür göreceksiniz. Bu eserleri 10 Kasım tarihine kadar MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesinde görebilirsiniz.
MAGADLELA'NIN KÜLOTLU ÇORAPLARI
Bienal’in en konuşulan eserlerinden biri de Turiye Magadlela’nın külotlu çoraplardan yaptığı geçit oldu. Sanatçının ele aldığı mesele oldukça derin ve eserin bu kadar konuşulmasının sebeplerinden biri de bu. Cinsiyet ayrımcılığına ve ırkçılığa işaret ederek dişiliğin ve erotizmin altını çizmek için sıklıkla külotlu çorapları kullanıyor.
Magadlela’nın kumaşları renk (ten) meselesine dikkat çekerken, diğer taraftan Güney Afrika’daki kara büyü ve fetiş bebeklerine de gönderme yapıyor. Tavanları kaplayarak içeriye bir mağara havası veren, külotlu çoraplardan yapılma bir dizi dev halıdan oluşuyor.
İÇİMDEKİ ÇOCUK
16. İstanbul Bienali ile eşzamanlı gerçekleşen Ömer Koç koleksiyonundaki eserlerin yer aldığı ‘‘İçimdeki Çocuk’’ sergisi Nakkaştepe’deki Abdülmecid Efendi Köşkü’nde 10 Kasım’a kadar ziyaret edilebilir.
Károly Aliotti’nin sanat danışmanlığında gerçekleşen ‘‘İçimdeki Çocuk’’ sergisi, genellikle çocukluk döneminde var olan fakat yetişkinlerin yaş aldıkça kaybettiği; merak uyandıran ve sınırların zorlanmasına neden olan, imkansızın tanımını bilmeyen çocuk aklını, içimizdeki çocuğu dinlemeye davet ediyor.
Serginin yıldızı Zürafa oldu. Ülkenin dört bir yanından gelen ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü. Bienalin bütün mekanlarını bitirdikten sonra siz de bienalin yıldızına karar verip lütfen paylaşın. Sanat dolu günler dilerim.
Yazan: Fulden Karayel
Bir Şehirde Sanatın Evrenselliği Yankılanıyorsa, O Gün 19. Contemporary Istanbul Günüdür!
bir ay önceCaeli’de Alice’inizi Keşfetmenin Tam Zamanı Mı Dersiniz?
2 ay önceHayatınızdaki İzleri Bu Sergide Keşfetmeye Var Mısınız? | Yazan Fulden Karayel Okumuş
3 ay önceTesadüfün Sanata Dönüştüğü Yer: Olafur Eliasson’un İstanbul Boğazı’ndaki Sergisi | Yazan Fulden Karayel Okumuş
4 ay önceMücevher Tasarımcısı Ali Rıza Akdolu'nun Aliens Heykellerinin Sırrı 1 Milyon Yılda Mı Gizli? | Yazan Fulden Karayel Okumuş