Çağımızın en büyük yadsınamaz gerçeklerinden biri ertelemektir. Etrafımız, gelecekteki belirsizliklerle yüzleşmek yerine sürekli erteleyen insanlarla doludur. Ancak, hayattan gerçekten ne istediğimizi düşündük mü hiç? Bizi gerçek anlamda tanımlayan şey, ertelediklerimiz mi, yoksa gerçekleştirdiklerimiz mi? Bir gün yapacağım diyerek gizemli son noktayı koyduğumuz pek çok şey için, hayatımız sonluyken bunları gerçekten yapmaya başlamak için ne kadar geç?
Arter - Joana Vasconcelos
İşte burada, ertelemenin buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu, asıl sorunun derinlerde saklı olduğunu anlamak şart. Ertelemek, günümüzde oldukça yaygın bir sorun olarak görülse de, yapılan araştırmalar genellikle bu durumun daha büyük bir resmi görmemize yardımcı olduğunu ortaya koyuyor. Ünlü araştırmacı Dr. Piers Steel, ertelemenin bazı durumlarda olumlu sonuçlar gösterebileceğini vurguluyor. Örneğin, bir yapılacaklar listesi hazırlamak, sürekli ertelediğiniz ancak gerçekleştirmek istediğiniz her şey için küçük bir adım atmanızı sağlayabilir.
Luiz Philippe Carneiro Mendonça - Elleri Olan Kutu, 2020
Her tutkulu insanın bir yapılacaklar listesi vardır; gitmek istediği büyülü yerler, ziyaret etmek istediği müzeler, tırmanmayı umduğu zirveler. Ülkemizde, bu listeye yeni bir hedef eklemek için birçok fırsat var. Zaman zaman hayatın kısalığı üzerine düşünebileceğiniz nitelikte sergi projeleri de bu fırsatlardan biridir. Arter’de gerçekleştirilen ilk özel koleksiyon sergisi Ömer Koç Koleksiyonu’ndan seçilen eserlerle oluşturulan "Farz Et Ki Sen Yoksun" sergisi, bu anlamda oldukça etkileyici bir sergi projesi olarak karşımıza çıkıyor.
Arter - Ömer Koç Özel Koleksiyonu - Farz Et Ki Sen Yoksun Sergisi
Selen Ansen’in küratörlüğünü üstlendiği "Farz Et Ki Sen Yoksun" sergisi, bir koleksiyonerin hayalleri ve hayata geçirdiklerinin neticesinde farklı nesneler arasında kurulan yakınlıkların ve oluşturulan gövdenin bir mekân olarak ev içinden müzeye taşınmasının imkânlarını araştırıyor. Her şeyin düştüğü ve düşmeye devam ettiği dünyada yükselişi düşleyebilmek için, faniliğin hüküm sürdüğü canlılar evreninde dünyevilikten el alan yükseliş ve kaçış alanlarını bulmaya davet ediyor. Sergilenen eser ve nesnelerin çeşitliliği kadar, kapsadığı mecralar ve ilişki kurduğu temalar bakımından da geniş bir yelpazeye sahip. Sergi, farklı dönemlerde üretilmiş 600’ün üzerinde sanat yapıtı, işlevsel nesne, nadide eser, mobilya ve kitaptan oluşan bir koleksiyonu bir araya getirerek, bağları keşfetmeye davet ediyor.
Samuel Butler
Bize Yalnızca Dış Görünüşümüzü Gösterdiği İçin Aynaya Minnettar Olalım.
Farz Et ki Sen Yoksun Sergisi
"Farz Et Ki Sen Yoksun" sergisi ilhamını Ömer Hayyam’ın ‘’Madem ölüm ebedi, herkes bir gün mutlaka ölecek. O zaman hazır dünyada biz varken, yokmuşcasına insanca ve eğlenerek güzelce yaşayalım.’’ rubaisinden alıyor. Kendi benliğimizin sınırlarını aşarak yaşamı özgürce kucaklamamızı anımsatan bir rubai olmasının yanı sıra sanat severler de kronolojinin ve hiyerarşinin olmadığı bir mekânsal kurgu içerisinde bir araya getirilen nesnelere dair yeni anlam arayışlarına kapı açacak bir deneyime davet ediliyor.
Arter - Ömer Koç Özel Koleksiyonu - Farz Et Ki Sen Yoksun Sergisi
Koleksiyonerin oyuncul yorumunu yansıtan bir birikim yoluyla insanî zevkleri, arzuları, geçmiş hayatların heveslerini ve düşlerini bize taşıyan kitapları, koltukları, resimleri, heykelleri ve fotoğrafları buluşturan "Farz Et Ki Sen Yoksun", insan olmanın iyisiyle kötüsüyle aktarılabilir bütün hâllerini koruma altına alma fikrine tutkuyla yaklaşmak ve nihayet en yücesinden en gündelik olanına, en kalıcısından en geçici olanına jestler, imalar, hareketler, ölmeden bırakılmış ve sonra yaşayanlarca bulunmuş ve korunmuş izler gibi temaların peşinden gidiyor.
Arter - Ömer Koç Özel Koleksiyonu - Farz Et Ki Sen Yoksun Sergisi
Beni en çok etkileyen eserler arasında; Jamie Salmon’un "Yaşlanmış Ben" heykeli dış görünüş değişimi bizi nasıl etkiliyor ve başkaları tarafından nasıl algılanıyoruz? sorularıyla yüzleştirirken, Luiz Philippe Carneiro de Mendonça’nın "Elleri" olan kutu’’ tablosu sanki bana özgürlüğüne kavuşmak için verdiği mücadelenin hikayesini takip eden bir eser olarak hissettirdi. Ingo Gerken’in "Bendeniz ( Heykel Olarak)" tablosu adeta bir etkileşime girip çevresiyle bütünleşip, mekansal ve heykelsi bir forma dönüşürken, Samuel Butler’in "Bize yalnızca dış görünüşümüzü gösterdiği için aynaya minnettar olalım" eseri aynaların bize sunduğu gerçeklik algısı ve öz-farkındalık üzerine felsefi bir bakış açısı sunuyor. Friedrich Nietzsche’nin "Bireylerde delilik nadirdir. Gruplarda, partilerde, uluslarda ve çağlarda ise kuraldır" duvar yazısı, insanların gruplar halindeyken anonimlik duygusuna kapıldığını ve bireysel sorumluluk duygusunu kaybetmelerini yansıtırken, Evan Penny'nin "Halbein'a Saygı" heykeli dev 3 boyutlu olmasının yanı sıra çok gerçekçi ve etkileyiciydi. İsa'nın çarmıha gerildikten sonraki bir halini tasvir ediyor. Scott Campbell’in "Kumaş kafatası" yerleştirmesi de ölümsüzlüğü çağrıştırıyor.
Arter - Ömer Koç Özel Koleksiyonu - Farz Et Ki Sen Yoksun Sergisi
Bir düşünürün sözü aklıma geldi, şöyle söylemişti: Sergilere ve sanat yapıtlarına özen gösterilmesi gerektiğini, çünkü her birinin içinde bir insan, bir sanatçı taşıdığını söylerdi. Bu sergi de koleksiyonerin evi niteliğinde. Şüpheleri, şaşkınlıkları, mutlulukları, heyecanları ve ifşaları hep burada. Bence, sergilerde dolaşan ziyaretçiler de adeta kendi hikayelerini ararlar, her eserle etkileşime geçerek onları anlamaya çalışırlar. Arter’de gerçekleştirilen ilk özel koleksiyon sergisi olan "Farz Et Ki Sen Yoksun" da onlardan biri. 29 Aralık 2024 tarihine kadar Arter’in 3. ve 4. kat galerilerinde mutlaka görülmeli!
Bir Şehirde Sanatın Evrenselliği Yankılanıyorsa, O Gün 19. Contemporary Istanbul Günüdür!
2 ay önceCaeli’de Alice’inizi Keşfetmenin Tam Zamanı Mı Dersiniz?
3 ay önceHayatınızdaki İzleri Bu Sergide Keşfetmeye Var Mısınız? | Yazan Fulden Karayel Okumuş
4 ay önceTesadüfün Sanata Dönüştüğü Yer: Olafur Eliasson’un İstanbul Boğazı’ndaki Sergisi | Yazan Fulden Karayel Okumuş
5 ay önceMücevher Tasarımcısı Ali Rıza Akdolu'nun Aliens Heykellerinin Sırrı 1 Milyon Yılda Mı Gizli? | Yazan Fulden Karayel Okumuş