20 Aralık 2024 - 25 Ocak 2025 tarihleri arasında Institut français İstanbul, Narköy ve Tosyalı Holding’in sponsorluğunda; Jotun, Zarakol, Piksel Creative Solutions ve Feride İkiz Koleksiyonu’nun değerli katkılarıyla gerçekleşen “Var Kalma Pratikleri” isimli kolektif sergiye ev sahipliği yapıyor.
Türkiye’de sürdürülebilirlik ve kültür-sanat odaklı içerik ve projeler üreten PlumeMag platformunun projesi olan “Var Kalma Pratikleri”, 20 Aralık’ta kapılarını açıyor. Küratörlüğünü PlumeMag’in kurucusu ve sanat tarihçisi Bihter Ayyıldız ile platformun kültür-sanat editörü Emir Dereci üstleniyor. Sergi, izleyicilere interaktif bir deneyim sunan sanatçı buluşmaları ve panellerle zenginleştirilecek.
Şükran Moral, Despair, 2024
Bilal Yılmaz, Elçin Acun, Elif Büyüknohutçu, Ferhat Tunç, Fırat Engin, Özge Akdeniz, Osman Dinç, Şükran Moral ve Zeynep Beler gibi sanatçıların eserlerini bir araya getiren sergi, antropolojik sürdürülebilirlik kavramını derinlemesine inceliyor.
Georges Didi-Huberman’ın “var kalma mücadelesi” olarak tanımladığı antropolojik kabiliyetten ilham alan “Var Kalma Pratikleri”, bu mücadeleyle ilişkilendirilen ateşböceklerinin var olma pratiklerine dayanan bir teoriyi temel alıyor. Sergi, izleyicileri bu kavramın etrafında şekillenen sorgulamalara ve anlam arayışlarına davet ediyor.
Sergi, 20 Aralık 2024 - 25 Ocak 2025 tarihleri arasında Institut français İstanbul’da ziyaret edilebilir.
Özge Akdeniz, Ölü Bir Evin Bahçesi, 2022-24
“Var Kalma Pratikleri” sergisi, bir varoluş mücadelesi üzerine kurulu bir yolculuk. Yaşamın karmaşasında, güç mücadelesinin gölgesinde, birey olmak ne anlama geliyor? Toplumsal baskılar altında kendi sesini duyurmak, kimliğini korumak mümkün mü? Bu sorular, serginin merkezinde yer alıyor.
Her ikisi de endemik bir tür olan ateş böcekleri ile karanlıkta kalmayı tercih eden idealist insanlar, serginin metaforik eş kahramanları olarak karşımıza çıkıyor. Ateş böcekleri, popüler ve güçlü olanın göz kamaştırıcı çekimine karşı bir duruş sergileyen bu karakterlere eşlik ediyor.
“Var Kalma Pratikleri” sergisi, sadece bir sanat etkinliği değil, aynı zamanda bir çağrıdır. Bu çağrı, birey olmanın sorumluluğunu hatırlamayı, farklılıklara saygı göstermeyi ve gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak için çaba göstermeyi amaçlar.”
“’Kimse geriye hiçbir şey bırakamayacak kadar yoksul ölmez.’ Tıpkı Benjamin’in alıntıladığı bu Pascal vecizesinde ifade edildiği gibi, Marika Friedmanova’nın on bir yaşındayken, Auschwitz’e sürülüp gazla öldürülmesinden hemen önce, Terazin toplama kampında sararmış bir kağıda çizdiği küçücük bir kelebeği dahi, var kalan değerli bir miras olarak görebilecek gücü bulmak gerekir.”