20 yıllık sanat kariyerine mimarlıktan, ressamlığa, heykeltraşlıktan, mozaik ve arkeolojiye geniş sanatsal pratiğe sahip eserler sığdıran Raffaello Sanzio da Urbino'nun, sanatsal etkinliğinin tüm yönlerini kapsayan çalışmalarının ilk defa İtalya dışında sergilendiği “The Credit Suisse Exhibition Raphael“ sergisi The National Gallery‘de.
1483 yılında Urbino saray ressamlarından, yazar- şair Giovanni Santi’nin oğlu Raffaello, Urbino’nun Marche bölgesinde dünyaya geldi. 1491 de annesini, 1494 yılında babasını kaybeden genç Raffaello , babasının öğrencilerinden Evangelista da Pian di Meleto ve Timoteo Viti tarafından yetiştirilmiştir. Dönem rönesansının en ihtişamlı zamanları. Babasından kalan atölyede erken yaşlarda fark edilen ve geliştirilen yeteneği sayesinde kamu alanında ilk eserlerini üretmeye başladı. Belgelendirilmiş ilk siparişini 17 yaşında Toscana sınırına yakın Citta di Castello’daki St.Agostino Kilisesi'nde Aziz Nicola’ya adanmış büyük bir altar panosuydu. Eser hakkında belgelerde 17 yaşında genç sanatçı ‘usta’ olarak anılıyordu. Altarın tamamı ve panosu tek başına genç sanatçı tarafından yapılmıştı. Kayıtlara geçmediği için ilk olarak adlandırılmamış ama ilk olarak bilinen eseri özel bir aile şapelinin büyük altar panosudur. Bu dönemde Umbria‘lı büyük sanatçı Pietro Perugino‘nun zarif resimlerinden nasıl etkilendiği ve çalışmalarında aynı tekniği kullandığı izlenmektedir.
Head of a boy, Self portrait, about 1498
Sanatçının yaklaşık 15-16 yaşlarında resmettiği kendi öz portresi olarak tanımlanan bu çizimde etkileyici yeteneği dikkat çekiyor. Gözlerindeki ışığı, yanaklarına ve dudaklarına düşen ince gölgeleri tasvir etmek için yumuşak siyah tebeşir kullanılmış. Eser günümüzde British Museum‘da sergilenmektedir.
Saint Sebastian
Çıplak bir halde Romalı askerlerin oklarına maruz kaldığı halde ölmeyen ve iyileşen, Aziz Sebastian bir şifacı olarak bilinir. Raffaello bu resimde azizi başında çift hare ile tamamen giyinik sevimli yüzlü genç olarak betimlemiş ve çektiği acıyı hatırlatması bakımından elinde ok bulunmakta. Zarif el detayı tipik bir Perugino tasviri.
The Saint George (about 1505)
Aziz George 4.yy da yaşamış Kapadokya doğumlu bir Hristiyan askeriydi ve efsaneye göre Silene Prensesini kurtarmak için ejderhayı öldürmüştü. Kırık mızraklar az önce yaşanan dövüşü temsil ederken, arka planda kaçan prenses yer alıyor. Eser Louvre Müzesi'nde.
The Crucified Christ with the Virgin Mary
Citta di Castello’daki San Domenico kilisesi sunağı için resmedilmiş bu eserde melekler İsa’nın kanını kadehlere doldurmak için havada resmedilirken, aşağıda Meryem Ana, Aziz John ile çevrili yerde diz çökmüş betimlenen Aziz Jerome ve Mary Magdelene. Basitleştirilmiş sade bir manzara, renklerin netliği çizgilerin zerafeti, idealize edilmiş oval yüzlü figürler ressam Perugino etkisinin en güzel örneği.
The Terranuova Madonna 1505-1506
Raffaello'nun Floransa’ya gelişinin hemen ardından resmedilmiş bir eser. Floransa stili olan yuvarlak (Tondo) kompozisyona çok hakim olmadığı içinfigürü dikdörtgen formlarda kullanılan korkuluk önünde konumlandırmış. Kucağında bebek İsa, solunda Floransa’nın koruyucu azizi bebek Vaftizci Yahya ve isimsiz bir koruyucu bebek. İdealize yüz ifadeleri, net aydınlatılmış arka plan ile Perugino tarzına hala sadık olduğu bir çalışma.
Self Portrait, 20'li yaşlarında genç sanatçı, 1506, Eser Floransa’da Uffizi Galeri'de.
1504-1508 arası Perugia‘dan Floransaya geçer ve orda yerleşir. Bu dönemde pek çok özel müşterilerinin istekleri doğrultusunda Virgin and Child (Madonna) resimleri yapar.
Bu dönemde çoğu klasik eserdeki zerafete ve sukunete oykünen sanatçı resmine hiçbir zaman gereksiz detaylar eklemedi. Renkleri ve jestleri durulukla kullanarak, resme adeta yeni standartlar getirdi. Floransa'da Da vinci ve Michelangelo gibi büyük ustaların eserlerinde öykündüğü özellikleri kendi resmine taşıdı.
Saint Catherine of Alexandria about 1507
İskenderiye‘li Azize Catherine 4.yy da Hırıstiyanlığa geçti. İşkence gördüğü tekerlek ile betimlenen Azize, arkasında geniş manzara ile göğe bakarken inancının derinliği, vücut hatlarında, saç dalgalarında ki kıvrımlarla, elbisesinin duruşunda sıklıkla tekrarlanan dairesel motiflerle enerjisi, coşkusu ifade edilmiş.
Leda and Swan (After Leonardo da Vinci ) 1505
Eskiz Da Vinci’nin kayıp tablosu Leda ve Kuğu ‘ya dayanır. Günümüze maalesef ulaşamayan tablonun varlığı İtalyan 1477-1523 yılları arasında yaşamış İtalyan ressam Cesare da Sesto’nun Leda ve Kuğu tablosundan esinlenerek çizdiği reprodüksiyon sayesinde anlaşılmıştır. Helen mitolojisinden dayanan bu hikayede Tanrı Zeus kuğu şeklini alarak, nehir kıyısında yıkanmakta olan Sparta Kralının karısı güzel kraliçe Leda’ya yanaşır. Zeus onunla birlikte olmayı arzulamaktadır. Leda ile kuğu kılığında Zeus ilişkisinden 4 çocuk dünyaya gelir.
Raffaello bu çizimi ve Azize Catherine tablosunda göze çarpan belirgin kadınsı yuvarlak hatları, Da Vinci’nin Leda ve Kuğu eserinden öykünerek kullandığı hissediliyor.
The Virgin &child with St.John the Baptist and St.Nicholas of Bari.
Perugia, San Fiorenzo ‘da Ansidei şahapeli altarı için yapılmış bir çalışma. Meryem ve çocuğu, Vaftizci Yahya ve aziz Nicholas.Sanatçı figürlerin sakin ve düşünceli tavrını vurgulamak için kompozisyonda geometrik yapı kullanmış.
Portrait of a Woman (La Muta) 1506-7
Konuşamadığına ait hiçbir belge, kanıt olmayan bu resimde suskunluk öyle baskın ifade edilmiş ki. Da Vinci’nin öncülüğünü yaptığı karanlık bir arka fona yerleştirilmiş. Soluk kahverengi gözler ve ince parmaklı zarif eller dikkat çekici.
The Virgin and the Child
Aşağı bakan bakire ve değişik sarmal duruşta annesinin gözlerine bakan yatay İsa. Raffaello bu çalışamayı Floransa’da arkadaşı ve hamisi Floransa’nın varlıklı gençlerinden Taddeo Taddei’nin evinde gördüğü Michelangelo’ya ait mermer tondodan ilham almış.
Madonnnas olarak adlandırılan Bakire ve Çocuk tasvirleri Rönesans sanatında temsil edilen en yayğın konuydu. Hem kiliseler hem büyük ölçekli sunaklar, hem de evler için tasarlanan küçük tablolarda çok yaygındı. Raffaello konuyu boyamaya geldiğinde son derece yetenekliydi. Temayı durmadan değiştirebilir, bir annenin yeni doğan çocuğuna duyduğu sevginin ve keyif almanın gücünü yakalayabilirdi. Floransa’daki yıllarından, Papa II.Julius çağrısı üzerine, 1508 ‘de Roma’ya taşındığı ilk yıllara kadar sıklıkla çalışmaktan zevk aldığı bir konuydu.
1508‘de Papa Julius II ‘nin Vatican Sarayında papa evini (stanze) dekore etmek üzere Roma’ya çağrılan genç sanatçı hızla Siene bankacısı Agostino Chigi’nin himayesine girdi. Chigi İtalya’nın en zengin adamı ve Papa JuliusII nin destekçisiydi. Chigi Raphael’in en düzenli müşterisi oldu. Günümüzde Villa Farnesina olarak adlandırılan banliyo villası için freskler ve Santa Maria della Pace ve Santa Maria del Popolo ‘kiliselerinin şapel tasarımlarını yaptı. Pace şapeli Raffaello’nun ilk multi medya topluluğu girişimiydi. Freskleri,2 bronz turu ve planlı bir sunağı birleştirdi. Santa Maria del Popolo’da sekizgen bir şapel tasarladığında sanatçı artık başka bir seviyeye yükselmişti. Chigi Raffaello’dan birkaç gün sonra her iki kilise tamamlanmadan öldü. Bankacı ancak 17.yy da, tamamlanan Popolo kilisesine gömüldü.
The Incredulity of Saint Thomas - The Descent into Limbo (1511-1512)
The Incredulity of Saint Thomas: Raffaello'nun tondonun dairesel formunu tasarlama deneyimi ve Donatello gibi sanatçıların bronz kabartmalarına aşinalığı, yeni heykel tasarım deneyimine bir dereceye kadar kolaylıkla yaklaşmasını sağladı. Burada figürler derin bir girintili alanda görünür şekilde. Bu, St. Thomas'ın elini İsa'nın yanındaki yaranın üzerine koyarak Mesih'in dirilişini doğrulamaya çalışırken yaptığı hareketi çarpıcı bir şekilde vurguluyor.
The Descent into Limbo: İsa’nın ölümünden sonra başka bir sahneyi tasvir ediyor. Eski ahit Limbo’da bahsi geçen meleklerin cehennemin ağzından iyi ruhları kurtarış sahnesi. Yüzeyin geri kalanı dikkatli bir şeklinde tamamlanmamış olmasını Raffaello'nun ve Chigi’nin ölümüne bağlanır.
Pope Julius II, 1511
Raffaello patronu 2.Julius’u papalık tahtından ziyade bir sandalye üzerinde resmetmiş. Açtığı savaşlar ve saldırgan tutumu ile bilinen, lakabı Korkunç Papa olan II.Julius‘u dingin ve barışçıl resmederken, Papa’nın uzattığı sakalları büyük bir yenilginin acısı ve yasını vurgulamak için uzun. Bu 3 çeyrek form Papaların portreleri için standart bir formül haline gelmiş.
Raffaello Roma’ya geldiğinde antik Roma’nın idealize, klasik sanatından ilham almış, Papa’nın şahsi şahapelini boyayan büyük usta Michelangelo’ya diğer sanatçılardan çok daha fazla saygı beslemiştir. Bu dönemde genç sanatçıya Papa’nın 4 odasını tek başına dekore etme görevi verildi. 1509 ‘da Papa’nın şahsi kütüphanesi olarak tasarlanan ve sonra Stanza della Segnatura olarak adlandırılan odanın dekorasyonu üstlendi.
Raffaello'nun imtihan alanı odanın tavan süslemesi olmuştu. Papa’nın genç bir sanatçıya eski ustaların fresklerini silip üstüne kendi çalışmalarını yapmasını istemesi büyük bir öfkeye sebep oldu. Aynı durum 1535 ‘te Michelangelo ile yaşanmış Kıyamet sahnesini Perugino’nun eserinin üstüne resmetmesi istendiğinde büyük tepki görmüştü.
Julius’tan Stanza della Segnatura‘yı tamamlama siparişi alan Rafaello ayrıntılı pek çok taslak üzerine çalıştı. Tema dünyevi ve uhrevi bilgeliğin uyumu olacaktı ki, Rönesans hümanistlerine göre Hıristiyan ve Yunan felsefelerini birbirine bağlayan şey buydu. Sanatçının büyük sınavı odanın tamamlanması gereken tavanıydı. Diğer sanatçıların eserlerini tamamlayan ,kusursuzca bütünleyen 4 tondo ve 4 dörtgen resim ekledi. Aynı dönemde Sistine Chapel’in tavanlarını dekore eden Michelangelo ve Raffaello çalışmalarında özgür bırakılmıştı.
Atina Okulu
Odadaki 4 büyük freskten biri Atina okulu, akılla ulaşılan hakikati, felsefeyi temsil eder. Bir replikasının yerleştirildiği bu sahnede geçmişin ve o dönemin büyük düşünür ve filozofları mimarı bir mekanda toplandığı bir sahne. Resmin merkezinde 2 figür, bir kemerle çerçevelenen yalıtılan Platon ve Aristoteles. Raffaello sıra dışı bir yalınlıkla zıt felsefi bir ortak noktada birleştirmiştir. Platon idealizmine ve soyut düşüncesine işaret ederek gökyüzünü gösterirken, Aristo doğal dünya ve insan davranışına dair risalesini göstererek yeri işaret eder.
Saint Paul Preaching at Athens 1517-1519
Raffaello goblen tasarımında devrim yaratan bir sanatçıydı. Burada Aziz Paul’ün Atina’daki bir kalabalığa vaaz verdiği yerde, antik temayı detaylandıran duvar halılarının dekoratif bordürleri arasında, yaldızlı bronz kabartmalar şeklinde tasarlanan frizler, mitolojik tanrıları ve erdemleri tasvir eden figürler dikey şeritler üzerinde.
1914-15 yılında Raffaello'nun Roma’daki sanat eserleri yeni zirvelere ulaşmıştı. Aziz Petrus’un baş mimarı olarak başlamış olsa da Roma antik eserleri ve kazılarından sorumluydu ve bu dönemde muhteşem duvar halıları tasarlıyordu. Raffaello'nun Brüksel’deki goblen dokumacılarının çalışmaları için tam ölçekli çizimleri ters bir kompozisyonda resmediyordu. Her bir 2000 altın duka mal olduğu söylenen halılara harcanan paranın 1/5 ine tüm Sistine Şapeli tavanı boyanmıştı.
Raffaello'nun mimariye olan ilgisi Urbino’daki gençlik günlerine dayanmaktadır. İlk mimari çalışmaları Roma’daki Saint Eligio kilisesinin ve bankacı Agostino Chigi’nin süşlü mezar şapelini tasarlamaktı. Cephe modelinin maketini gördüğümüz Palazzo Branconio dell’Aquila‘nın inşaasını üstlendi. Romanın hemen dışında Medici yazlık konutu olarak planlanan Villa Madama’nın mimarlığını üstlendi. Raffaello'nun mimari tarzı, antik Roma binalarının incelikli zevkine dayanıyordu.
Kısacık hayatının ardından pek çok eser bırakan genç sanatçı 37 yaşında hayatını kaybedip vasiyeti üzerine Roma’da Pantheon‘a defnedilmiştir. Tabutunu kardinallerin taşıdığı sanatçının lahitinin üzerinde “Burada, Doğa’nın hayattayken hükmetmekten korktuğu, ölürken de korktuğu Raffaello yatmaktadır.’’ yazmaktadır.
Yazı ve Fotoğraflar: Nurdan Ateş
Yazı ve Fotoğraflar: Nurdan Ateş
David Hockney’nin Renkli Dünyasına Yolculuk: Londra’da Büyüleyici Bir Sergi
Sonbaharın Habercisi: Frieze Sculpture 2024
Marina Abramović Kraliyet Sanat Akademisi’nde Retrospektif Sergi Açan İlk Kadın Sanatçı Oldu! I Yazan Nurdan Ateş
Kenan Yavuz Etnografya Müzesi'nde Hasat Sonu Şenliği I Yazan Nurdan Ateş
Çin’in “Asi Dehası” Ai Weiwei Design Museum’da! I Yazan Nurdan Ateş
Yorum yapmak için tıklayın