Sevdalı Kadın: Tomris Uyar | Yazan Yasemen Çavuşoğlu

Yasemen Çavuşoğlu

2 yıl önce

Çağdaş Türk öykücülüğünün öncülerinden sayılan Uyar, edebiyat dünyasının sahip olunamayan kadınıydı. Yalnızca eserlerinde değil, özel yaşamında da bağımsız bir kadın ve uçsuz bucaksız bir ruhtu.

Yaşadığı her andan keyif almayı bilen ve kendine has diliyle yeni bir yazarlık uslübü başlatan bir kadın düşünün. Öyle bir kadın ki, Türk edebiyatının usta isimlerinin mısralarından eksik olmayan. Öyle bir kadın ki, hem yazdığı eserlerle, hem de adına yazılan şiirlerle edebiyatımızda büyük bir iz bırakan. Tutku dolu yaşamıyla bağımsız bir kadın Tomris Uyar ve peşinde koşan 4 büyük şair...

Bu değerli şairlerle önce arkadaş kalmaya özen gösterdi. En “heyecanlı” aşkı olan Cemal Süreya ile aramızdan ayrılıncaya kadar da dostluğunu sürdürdü. Hayatına giren üç şair, yani sevdiği adam Cemal Süreya ile hayat arkadaşı, gözbebeği, eşi Turgut Uyar ve “onu hep uzaktan ve platonik bir tutkuyla seven” Edip Cansever anıldığında, onun da adı geçer; Tomris Uyar. 

Kimisinin göğe bakmak istediği kişi, kimisinin sevdiceği, kimisinin yarasıydı Tomris Uyar. Uğruna şiirler yazılan “güzel” kadındı.

Tomris Uyar ve Ülkü Tamer 

Kolej Anısı

Kolejden mezun olur olmaz evlendiler. İlk eşi, hayat arkadaşı Ülkü Tamer ile birbirlerini tamamlayamadılar. “Ekin” adında dünyaya gelen çocukları birkaç haftalıkken hayata veda etti, büyük sarsıntı yaşayan çift, kısa bir süre içinde boşandı.

Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir.

Cemal Süreya ve Tomris Uyar

Seçimlerimiz değil, rastlantılarda belirliyormuş insanın hayatını. En çok sevdiğin değil, en çok sevdiklerin kalıyormuş kalbinde. Kimisi sızım sızım, kimisi ise inim inim inletiyormuş yüreğini.

O dönemde ikisi de evliydi ancak aşkları uğruna eşlerinden boşandılar. Büyük bir tutkuydu bu umutsuzca birini sevecek kadar. Tutkuyla başlayan bu aşk, ne yazık ki üç yılın sonunda bitti. Ardında, büyüleyici ve aşk dolu dizeler bıraktı. Ayrıldıktan sonra birbirleri hakkında konuşmama kararı aldılar fakat Cemal Süreya’nın en güzel aşk dolu dizelerini Tomris Uyar için yazdığını bilmeyen yoktur. 

Çoğu kadının en çok istediği şey değil midir, evden işe, iştende vaktiyle eve gelen bir eş. Ama Tomris hanım, çoğu kadın gibi değildi. İşten çıkar çıkmaz evin yolunu tutan kocasına; “Biraz gez dolaş arkadaşlarınla falan buluş." derdi. 

Bu sözlerin üzerine, ertesi gün geç geldi Cemal Süreya, daha ertesi gün de, hep geç geldi. Bu akşamlardan birinde, örtü silkelemek için pencereyi açan Tomris, apartmanın girişinde oturan Cemal’i gördü ve gerçek ortaya çıktı. 

AŞK, GURURU YENER

Her akşam iş çıkışı eve geliyor ama aşağıda oturup gecikiyordu Cemal Süreya. Belli ki Tomris hanımın dediği, gez dolaş sözlerini yerine getirmek istemiş, getiriyormuş gibi yapmakla yetiniyormuş. Kara sevda, böyle bir şey olsa gerek. Onurun biraz uzaklaş dese de, gönlün buna izin vermez.

Uyum sağlamak için uğraş veren Cemal Süreya aşkın zalim hançerinden yine de kurtulamadı. Üç yılın sonunda tükenen bu tutkulu aşk, dostluğa evrildi. Ayrılığın ardından Tomris Uyar, “Beni bıraktı ama rahat edemedi. Ona göre bana sahip olunamazdı” dedi. Cemal Süreya ise Tomris Uyar’a şu sözleri söyledi: “Senden ayrıldığım anda, senin hakkında, hikayen hakkında sevdiğimi belirtecek hiçbir şey söylemeyeceğim; benim ağzımdan kimse duymayacak” ve o günden sonra hiçbir şey yazmadı. 

Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur…

Tomris Uyar ve Turgut Uyar

Turgut Uyar’ın çocukluğu, ilk evliliği, mekânları, şair arkadaşları, yazma süreci, şiir dışı uğraşları, Halkın Dostları dergisindeki şairlerin kendisine karşı tutumları, emekliliği, İstanbul yılları, kırıklarıyla yaşaması, hepsi de Turgut Uyar’ın şiir dünyasına, günlük yaşamından alıntılara yer veriyor. 

Kendisini tanıdığında Tomris Uyar evlidir, Turgut Uyar da evli, üç çocuk babasıdır. Turgut Uyar’ın evlilik hayatında bir süredir yaşadığı tedirginlik ve uyumsuzluk şiirini de etkilemiştir. Yedi yıl şiir yazmaz, yazamaz. 

Tomris hanım, 1966 yılında Cemal Süreya’dan ayrılmak üzereydi. Uyar da eşinden ayrılmıştı. İstanbul’a gelmişti çocuklarıyla. Burada tanıştılar ve mektuplaşmaya başladılar. Bu mektuplar önce sadece şiir üzerine mektuplardı. “Genellikle onun şiir üzerine düşünceleri, benim onun şiirleri üzerine düşüncelerim... “ diyordu Tomris Uyar.

Turgut Uyar, çok sıkışık bir dönem geçiriyordu. Evlilik hayatında bir süredir yaşadığı tedirginlik ve uyumsuzluk şiirini de etkilemişti, şiir yazmıyordu.  

Şiireleri’nin Esini TOMRİS!

Onun aşkları arasından belki de en şanslı olanı Turgut Uyar’dı. Çünkü kendi ifadeleriyle; “uzaktan sadece hayalini kurmaktansa, yanındaki gerçek mutluluğu kelimelendiremesede olur bahtlılığı.”

Ankara’da tanışan ikilinin şiir üzerine başlayan ilişkisi aşka doğru sürüklendi. 7 yıldır şiir yazmayan Turgut’a, Tomris esin perisi oldu. 1969’da evlendiler ve bu evlilikten Turgut adında bir çocukları oldu. 

Kaybetme Korkusu

Turgut Uyar’ın Tomris’i kaygıyla, kaybetme korkusuyla sevmesini Tomris şu sözlerle anlatıyor: “Turgut, her an elinden kaçıracakmış gibi gereksiz bir kaygıyla yıpranacak; ben de hiçbir rekabetin söz konusu olmadığı bir alanda, boyuna birinci seçilmekten yorulacaktım.”

Tomris’in en uzun soluklu ilişkisi, 1985’te Turgut Uyar’ın hayatını kaybetmesiyle son buldu. 

Edip Cansever

Hayranım Sana

Edebiyat çevresi biliyordu Edip Cansever’in gizli bir hayranlık beslediğini. Sevdaya aitti uzaktan bile sevebilmek, hiç vazgeçememek. Cansever, her 15 Mart günü Tomris Uyarın doğum gününde, yeni bir şiirle gelir ve şöyle der; “Bir adın vardı senin, Tomris Uyar’dı…        

“Seni görünce dünyayı dolaşıyor insan san
Hani Etiler’den Hisar’a insek bile
Bir küçük yaşındasın, boyanmış taranmışsın
Çok yaşında her zamanki çocuksun gene
Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç...
Mart ayında patlıcan, ağustosta karnabahar
Mutfağın mutfak olalı böyle
Bir adın vardı senin, Tomris Uyar’dı
Adını yenile bu yıl, ama bak Tomris Uyar olsun gene
Ben bu kış öyle üşüdüm ki sorma
Oysa güneş pek batmadı senin evinde
Söyle
Ben seni uzun bir yolda yürürken gördüm müydü hiç?”

Sevmek… diyorum sessizce ve size soruyorum bir kalbe kaç kişi sığar, kaç kişi böylesine izler bırakır?

Yazı: Yasemen Çavuşoğlu 

Yazı ve Fotoğraflar: Yasemen Çavuşoğlu

Paylaş:


Yorum yapmak için tıklayın

Diğer Yazıları

2 yıl önce

Karanlığa Selam: Karanlık Eserleriyle Sanata Işık Tutan Ressamlar | Yazan Yasemen Çavuşoğlu

2 yıl önce

Gizemleriyle Leonardo Da Vinci | Yazan Yasemen Çavuşoğlu

2 yıl önce

Kusurların Mükemmeliği: Wabi-Sabi & Kintsugi | Yazan Yasemen Çavuşoğlu

2 yıl önce

Modigliani ve Ebedi Aşkı Jeanne | Yazan Yasemen Çavuşoğlu

3 yıl önce

Kübizm: Sanatın Bilime İntikali | Yazan Yasemen Çavuşoğlu

En Çok Okunanlar