Günlük hayat içinde “Kadın”a ve kadının toplumsal yaşam içindeki yerine dikkat çekmek amacıyla yapılan sergide 20 sanatçı; Ahmet Sarı, Ardan Özmenoğlu, Bennu Gerede, Beyza Boynudelik, Burcu Orhon, Bülent Demirağ, Ceren Selmanpakoğlu, Füruzan Şimşek, Gül Ilgaz, Hande Varsat, Leyla Emadi, Mustafa Horasan, Nazan Azeri, Özgür Korkmazgil, Özlem Gök, Pınar Yeşilada, Selahattin Yıldırım, Sena Başöz, Sevinç Çiftçi, E. Yıldız Doyran yapıtlarıyla yer alıyor.
AHMET SARI
Halvet öncesi gergin olan bir an… Artık toplum bilinci sıfırlanmıştır… Muğlak olan gelenek ve ahlaki değerlerimizin, zaman içindeki hüsranı…Beyaz kulisin ortasında sessiz ve metruk çaresiz bir kız çocuğu /düşünün/ ne yapması gerektiğini bilmeyen, korku halinde olan, çocukluğundan çok uzak, insani değerlerden yoksun, cahilce bir kıyım şekli… Bir sanatçı duyarlılığı ile bu utancı, kanayan bu yarayı, bir kez daha hatırlatmayı hedefledim.
ARDAN ÖZMENOĞLU
Çocuk yaşta evlendirilip, töre cinayetlerinde öldürülmeme rağmen Ben, yapabilirim.
Ben, yapabilirim. Ben, yapabilirim. Eğitim-öğretim hakkımdan yoksun bırakılmama rağmen, Ben, yapabilirim. Ben, anneyim. Ben, kız kardeşim. Ben, kadınım.
BENNU GEREDE
“Aşk Töre(n)leri “ başlıklı fotoğraflar; sanat aracılığıyla Türkiye’de kadın, aşk, intiharlar, töre cinayetleri ve cinayetler üstüne yaptığı araştırmalar sonucunda kurgulanmıştır.
BEYZA BOYNUDELİK
“Güçlü Kadın Anıtı - Girlpower!” isimli bu resim, tek eliyle halter kaldıran heykelimsi ve zamansız bir kadın figürünü konu ediniyor.
BÜLENT DEMİRAĞ
İletişimin dili, eğitimin dili, siyasetin dili ve önemlisi kadın erkek yaşamındaki güçler ayrılığının dili ve fiziki şiddetin, iletişim şiddetine, anlatım şiddetine, ifade şiddetine, kısaca DİLİN ŞİDDETİ ne dönüştüğü çağa KADINLARIMIZ tanıklık ediyor.
BURCU ORHON
Kadın ve erkek olma hallerine yüklenen toplumsal ve kültürel kodlar, iki temel cinsiyetin bürüneceği rolleri belirler.
CEREN SELMANPAKOĞLU
“Nereye Kadar?” video çalışması, toplumsal yapı içerisinde tahakkümlerle yaşamaya kendimizi alıştırmaya çalışmamız ama bir şekilde biri ya da diğerine patlamamızın yansımasıdır. Bu tahakkümler, ‘toplumsal gerçeklik’ diye kurguladığımız yanılsamanın ideoloji, din, ahlak vb. gibi kurumlarından gelir. Bu icadî kurumlar, insanın, sembolik değil, kendi gerçek özgürlüğünden korkmasından beslenirler.
FÜRUZAN ŞİMŞEK
Çünkü, bir masalın içinde değildik. Türkiye’deydik. Kız çocukların tecavüze uğradığı, kadınların katledildiği, intihara zorlandığı ülkedeydik. Pippa Bacca ‘nın sanatını yaparken tecavüze uğrayıp öldürüldüğü yerdeydik. Mutlu sonlara uzak...
GÜL ILGAZ
Bu sergiye şiddeti gösteren değil bunun karşıtı bir his uyandıracak bir çalışma ile katılmayı tercih ettim.
HANDE VARSAT
Sanatçı, süregelen geleneklerin ölümsüzlüğü ve moderniteye doğru mecburi bir sürüklenme arasında kalmış Türk kadınlarının hayatları üzerine, bu kadınların içsel mücadelelerini konu alan küçük hikayeler anlatıyor çalışmalarında.
LEYLA EMADİ
Bu enstalasyonun ana teması ‘kadın olmak’. Kadınlığın temsil ettikleri ve yine kadın olmanın getirdiği zorluklar… ‘Harikalar Diyarındaki Kadınlar’ adlı enstalasyonumda, madalyonun iki yüzünü de aynı anda göstermek amacındayım.
MUSTAFA HORASAN
Bu coğrafyada yaşanan sevginin ne kadar şiddet içerdiği ile ilgili ölümüne sevmeler, öldürürcesine sevgi hali hep
dikkatimi çekmiştir.
NAZAN AZERİ
Yüzeyde nesnelerden yansıyan kadın yüzleri, derin yapıda genelde insanın, özelde ise kadının hallerini ima eder. Nesneler dolayısıyla, kendini inşa eden/edemeyen insanın varoluş sancılarını dile getirir.
ÖZGÜR KORKMAZGİL
Ataerkil toplum her şeyi ya cinsiyetsizleştirmiş ya da erkek(si)leştirmiştir. Bir yandan da kendisi karşısında edilgenliğe mahkum etmiştir. Kısaca kadın, kadın olamamakta, kadın oldurulmaktadır.
ÖZLEM GÖK
Kadın bekaretini ve cinselliğini sahiplenme istencinin toplumda oluşturduğu bilinç, kadının ve erkeğin toplumsal cinsiyetinin arşimet noktasını oluşturuyor.
PINAR YEŞİLADA
Görünenin değil de; ‘hakikat’ in anlatımı, ancak varlığa nesnenin dışında, özneye doğru evrilen bir kavrayışla yaklaşıldığında başlar.
SELAHATTİN YILDIRIM
Resmimde bütün sanat tarihi boyunca resmin bir imgesi olarak kullanılan kadın, sadece kadın olmanın dışında
birazda kimliğinden kopararak genel olarak insana dair acının, ezilmişliğin, baskının ve yok edilmenin bir sembolü olarak kullanılmıştır.
SENA BAŞÖZ
Bu seri, 3,5 senelik kurumsal tecrübem sırasında günlük işleri yazmak için kullandığım not defterine, standart iş kadını kıyafetleri içersindeki fotoğraflarımın fotokopi tekniğiyle çoğaltılarak kolajlanmasından oluşmuştur.
SEVİNÇ ÇİFTÇİ
“Bir varmış bir yokmuş... Dünyada kul çokmuş.. Evvel zaman içinde bir dev,bir kadın ve onların sahipleri aynı yerde yaşarmış. Sahipleri onlardan her zaman yeni hediyeler ister böylece canlarını bağışlarmış.
E. YILDIZ DOYRAN
Tanrıça Kybele adı Anadolu ve dünya insanı için önemlidir. Binlerce yıl öncesinin yalın ve bir o kadar da etkili anlatımlarıyla figürleşen Tanrıça Kybele ,insan hakları, barış, demokrasi, ilerleme, çevre konusunda duyarlı tüm insanları etkileyen bir simgedir.