1d924af2-c320-4af8-84fd-2cfae5b5095a.jpeg

Rabih Mroué-Salt Galata/Salt Beyoğlu

105 B izlenme  
7.11.2020
Rabih Mroué
2 Nisan - 14 temmuz 2014
Salt Galata/Salt Beyoğlu
 
 
Rabih Mroué, 1990’da sona eren Lübnan İç Savaşı’ndan sonraki 10 yılda öne çıkmış olan Lübnanlı sanatçılar kuşağından bir aktör, tiyatro yönetmeni, oyun yazarı ve görsel sanatçı. SALT, 2 Nisan’dan itibaren, erken dönem video işlerinden Suriye’deki iç savaşı ele aldığı çok katmanlı The Pixelated Revolution’a [Pikselli Devrim] (2012) uzanan bir çeşitlilikte, Mroué’nin kişisel sergisini sunuyor.
 
Aktör, tiyatro yönetmeni, oyun yazarı ve görsel sanatçı Rabih Mroué, 1990’da Lübnan İç Savaşı’nın resmen sona ermesinden sonraki 10 yılda öne çıkan Lübnanlı sanatçılar kuşağından gelir. Siyasi huzursuzluk ve Lübnan’da hâlen sürmekte olan toplumsal ayaklanmaları ilk elden deneyimleyen sanatçının tecrübelerine dayanan işleri, imgelerin kullanımı, hikâye anlatma mekanizmaları ile tarihsel ve kişisel anlatıların inşasını inceler, sorgular ve sorunsallaştırır.
 
Mroué’nin tiyatro geleneğinden gelmesinin etkilerini taşıyan işleri, kurgu ve gerçek arasında konumlanır; çatışma ve kriz anları, tarihsel değişimler ve bunların günümüzdeki etkileri üzerinde bireyin, özellikle de sanatçının rolü ve duruşunu araştırır. Sanatçı, savaşın etkileri ve bölgede devam eden çatışmaları incelerken, kimlik oluşumu ile tarih yazımında önde gelen etkenler olarak imge ve temsiliyetin sosyal ve siyasal sonuçlarını analiz eder.
 
Sergi, SALT Galata ve SALT Beyoğlu’na yayılıyor. SALT Galata’daki sunum, sanatçının kişisel deneyimlerine dayalı işlerinden oluşuyor ve yaklaşık olarak bir yaşam döngüsü önerisini takip ediyor. Toplumsal hoşnutsuzluk, siyasi gösteriler ve sosyal ayaklanmalarla ilgili işler ise SALT Beyoğlu’nda yer alıyor.
 
SALT Galata’da izleyiciyi karşılayan ilk iş olan Old House [Eski Ev] (2003), Mroué’nin kontrol ve baskı ögelerini analiz ve ters yüz eden sanatsal stratejisinin gücünü ortaya koyar. Lübnan İç Savaşı’nın bitiminden sonra çıkarılan genel af yasası ile, Mart 1991’den önce işlenmiş tüm suçlar af kapsamına alınmış ve “geçmişi unutma” eylemi ülkede adeta resmî ulusal politika hâline gelmişti. Mroué’nin unutma ve hatırlama üzerine düşüncelerini paylaştığı bu videoyu, sanatçı ve ailesinin yaşadığı iç savaş ve trajedinin gündelik ev yaşamından anlar ile iç içe geçtiği, sıradan ve olağanüstü arasında gidip gelen Face A/Face B [A Yüzü/B Yüzü] (2002) videosu ile Grandfather, Father, and Son [Büyükbaba, Baba ve Oğul] (2010) enstalasyonu izler. I, the Undersigned [Ben, Aşağıda İmzası Bulunan] (2007) videosunda Mroué, iç savaş sırasında işlediği suçlar için umumi bir özür sunar. Bu basit jestle -birçoğu bugün önemli konumlarda bulunan- savaşın sorumlularının dilemediği özrün eksikliğinin altını çizer. Don’t Spread Your Legs [Bacaklarını Açma] (2011) işinde ise, bir sansür olayını anlatırken bir hükümetin mantıksızlığı ve kırılganlığı ile mezhepsel bölünmelerin oluşturduğu toplumsal gerginlikleri dindirmedeki başarısızlığını görünür kılar. Je Veux Voir [Görmek İstiyorum] (2011) videosunda, Catherine Deneuve, kurşunlarla delik deşik olmuş binaların moloz yığınları arasında yürürken sanatçının adını seslenir. Noiseless [Sessiz] (2006-2008), sanatçının kendini kayıp bir insan olarak tasvir eden gazete kupürlerinden oluşur. Bu işler, iç savaş, İsrail işgali (1982-2000) ve Suriye’nin 2005’te sona eren 15 yıllık askerî varlığı döneminde sistematik bir biçimde yaşanan “zorla ortadan kaybolma” uygulamasını akla getirir. Hâlen kayıp 17 binden fazla insanın kaderine atıfta bulunan video enstalasyonu The Mediterranean Sea [Akdeniz] (2011) ile, önerilen yaşam döngüsü sona erer.
 
Serginin SALT Beyoğlu’nda yer alan diğer yarısı, binanın, sık sık siyasi gösteri ve mitingler ile kitlesel protestolara şahit olan Taksim Meydanı’na bağlanan İstiklal Caddesi üzerindeki konumuna referans oluşturur. Sunum, ilk başta Tunus’taki ayaklanmalarda çıkan, en çok Kahire’deki Tahrir Meydanı’nda duyulan ve daha sonra Suriye ve Lübnan’da farklı şekillerde kullanılan “Eş-Şaab yurid iskatu’n- nizam” sloganındaki “Halk... istiyor” ibaresinin sprey boyayla yazılı olduğu People are Demanding [Halk İstiyor] (2011) ile başlar. Bu ibare, rejimin düşmesine yönelik yaygın talebin aksine görünürde sıradan fiillerle tamamlanır. Bu işin devamında yer alan ve sanatçının, Lübnan eski başbakanı Refik el-Hariri’nin 2005’te hâlâ çözülmemiş bir suikaste kurban gitmesinin ardından düzenlenen gösterilerde çektiği görüntülerden oluşan With Soul With Blood [Canla Başla] (2003-2006) videosu, birey olarak kalmakla kalabalığın parçası hâline gelmek arasındaki mücadele üzerine düşündürür. Başbakanın, aracına konan bomba sonucu hayatını kaybetmesinin ardından Beyrut’ta düzenlenen Suriye karşıtı gösteriler, hükümetin düşmesi ve Suriye ordusunun çekilmesini tetiklemişti. Bugün ise, Suriye’deki iç savaş Lübnan’a da sirayet ediyor ve ülkeye akın eden Suriyeli mülteciler, nüfusun yaklaşık yedide birini oluşturuyor. SALT Beyoğlu’ndaki sunum ayrıca, Mroué’nin, Suriye’deki çatışmalar üzerine çok övgü alan; iç savaşı yansıtan amatör video görüntülerinin paylaşım siteleri üzerinden yayılması ve silah çekmek ile film çekmek arasındaki çok katmanlı ilişkiyi incelediği The Pixelated Revolution [Pikselli Devrim] (2012) projesinin parçası olan Eye vs. Eye [Göze Karşı Göz] (2012) ve Double Shooting [Çifte Çekiş] (2012) ile The Fall of a Hair [Bir Saç Telinin Düşüşü] (2012) işinin birinci bölümünü içeriyor.
 
Mroué’nin, Lübnan’ın somut siyasi ve kültürel koşulları temelinde video, enstalasyon, performans ve akademik olmayan sunumlar aracılığıyla sorduğu sorular, -coğrafi iç içe geçmişlik nedeniyle Türkiye’yi de etkileyen bu bölgesel çatışma ve politik kargaşa sürecinde- çok daha geniş yankı buluyor ve sanatçının işleri, konu aldığı çatışmalar gibi bütün dünyada ilgi görüyor.
Müzik:Müzikotek
 
Devamı

Seçtiklerimiz

Bizi Whatsapp'ta takip edin