Ünlü şair Ai Qing’in oğlu Ai Weiwei 1957 yılında Pekin’de doğdu. 1980lerin başında New York’u sanatına konu edinen Ai Weiwei, çevresini, günlük yaşamı, karşılaştığı olayları, kısacası hayatını oluşturan tüm parçaları fotoğrafladı. Gündelik, spontane fotoğraf çekimlerine 1993’te döndüğü Pekin’de de devam etti. Sanatçı bu kez de Çin’de gelişmekte olan kentsel ve sosyal hayatın farklı görünüşlerini, yansımalarını resimledi.
Anarşik kapitalizmin etkilerine ve modernleşme çabalarıyla çarpışan ülke gerçeklerine tanıklık eden fotoğraflarıyla Ai Weiwei çok kısa bir zaman içinde bu sahnede önemli bir isim haline geldi. Siyasi, mimar, heykeltraş, fotoğrafçı ve aynı zamanda sosyal medya alanında önemli başarıları olan Ai Weiwei, üretkenliğiyle benzersiz, ikonoklast ve provokatör eserlerin yaratıcısı oldu.
Sanatını çok geniş bir yelpazede icra eden Ai Weiwei aynı zamanda ülkesinin gerçekleriyle yakından ilgilenen çağdaş eleştirmenden. Gözlemcilik alanındaki yeteneğini sanatıyla bütünleştiren, günümüzün tüm sosyal sorunlarıyla yakından ilgilenen ve sosyal medyada çok etkin bir rolu olan Ai Weiwei, gerçek hayatı sanatına yansıtan, sanatını da gerçek hayatında uygulamayı başaran güçlü bir yetenek.
Çin ve diğer dünya ülkelerinin sosyal çerçevedeki sorunlarıyla çok yakından ilgilenen sanatçı, Pekin’in gelişme adı altında yaşadığı kargaşa, sarsıntı ve değişimleri sanatına konu ediyor. Alışılagelenin dışında bir uslupla , kalıplaşan ve empoze edileni eleştiriyor sanatçı. Toplumlara dayatılan doğruları ve kavramları geçmişlerinden, tarihlerinden koparırcasına değerlerini irdeliyor. ‘Bu gün’de sahip olduğu tüm özgürlüğü, gücü ve gerçekçiliği serbest bırakıp sonuna kadar yaşamak ve bu düşünceyi geleceğe taşımak, hayat boyu uygulamak sanatçının amacı.
Onbinlerce fotoğraf, kaleme aldığı sayısız makale, sosyal medyada, twitter ve blog’unda paylaştığı notlarla bu düşüncesini tüm dünyaya duyuruyor.
Ai Weiwei : Entrelacs” sergisi, Fransa’da sanatçı adına düzenlenmiş ilk büyük organizasyon. Bu sergi, izleyicinin dünya çapında bir farkındalığa ulaşmasına yardımcı oluyor. Gerek sergilenen videolarla, gerekse profesyonel bir şekilde yerleştirilmiş fotoğraf kareleriyle buluşan sanat severler; sanatçının kentleşme, sosyal sorunlar ve toplumsal diretiler üzerine olan eleştiri ve yaklaşımını özümsüyor.
1983-1993 seneleri arasında Aii Weiwei New York’da kaldı ve Parsons School of Design’ı bitirdi. Amerika’da geçen bu yıllarını sanatçı ‘dostlarıma takıldığım, plansız projesiz bir dönemim’ şeklinde açıklıyor. Bu senelerde onu ziyarete gelen çinli sanatçı arkadaşlarını veya aralarında ünlü şair Allen Ginsberg’in de bulunduğu amerikalı dostlarının fotoğraflarını çekti. 1988 senesinde eserlerinin uslubu değişti. O zamana kadar spontane kareler çeken sanatçı, bu rasgele çektiği fotoğraflara devam etmek yerine New York sokaklarının ıssız ve karanlık, viran siluetini kadraja almaya başladı. Aynı zamanda insan hakları için yapılan tüm gösteriler de onun ilgisini çekiyordu. Bu protestoları, halkın direnişini ve polisin gaddarlığını sık sık fotoğrafladı.
10 000’den fazla fotoğraf karesi biriktiren sanatçı, bu resimler üzerinde çalışmaya 1993 yılında Pekin’e döndükten sonra başladı. O dönem New York sokaklarında filmli fotoğraf makinesiyle çektiği bu resimlerle, 2005 senesinden beri Twitter ve Blog’unda yayınladığı cep telefonu tarafından çekilmiş fotoğrafları benzerlik göstermektedir diyebiliriz.
Yazı-Fotoğraflar: Leyla Ünsal