COVİD-19 salgını sürecinde sanatçılarımızın karantina günlerini nasıl geçirdiğini ve sanatlarını nasıl etkilediğine dair oluşturduğumuz röportaj serimizin konuğu; cesareti, farklılığı, özgünlüğü ve dinamikliği ile Türk sanatı içinde ayrı bir yeri olan Balkan Naci İslimyeli.
Tüm dünyanın büyük bir mücadele içinde olduğu korona günlerinde siz neler yapıyorsunuz? Vaktinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Korona günleri, dünyamız için ciddi bir uyarı mı, daha da ciddi sorunların bizi büyük sona sürüklediği bir dönem mi olacak? Bunu birlikte göreceğiz. Şimdilik görünen o ki sistemin yarattığı sahte refahtan en büyük payı alan azınlıkla, büyük çoğunluğun sefaleti belki de son kez karşılaşacak. Bu çarpışmadan arta kalan dünyayı düşünmek bile istemiyorum. Bu uyarı bence cehennemden önceki son çıkış… Korona hesaplaşması günlerinde bunlar üzerine düşündüm ve yazdım. Eski sergi, resim ve yazılarımda ki ip uçlarını birleştirdim. Örnekse “Hava, Su, Toprak, Ateş“ sergimdeki doğanın yokoluş sürecini, ”Söz” ve “İz“ sergilerimdeki direnme metinlerini, “Yol“ ve “Sır“ sergilerimdeki arayış göstergelerini, özetle bugüne kadar tüm yaptıklarımın izini sürdüm. Karşılaştığım sessizliği, tepkisizliği bir kez daha acıyla yaşadım. Bu anlamlı hesaplaşma günlerinde tüm yazılarımı, şiirlerimi, ders notlarımı ve öykülerimi yayına hazırlamak için bol vaktim oldu. Resim çalışmalarımı ise daha küçük ölçekli işlerle sürdürdüm.
Bu dönemde okuduğunuz kitaplar ve izlediğiniz filmler nelerdir? Önerileriniz var mı?
Elimdeki kitaplar; Aidiyet ve Soykırım (Thompson Köhne), Benlik Yanılsaması (Bruce Hood), Grendel (John Gardner), Tozun Gizli Hayatı (Hannah Holmes), Altın Oran (Richard H.)
İzlediğim film ve diziler: Kalifat, Freud, Mind Hunter, Platform, The Ligh House, Çernobil, Spy vs.
Korona dönemi evde olduğumuz karantina süreci sizin eserlerinizi nasıl etkiledi? Bu döneme ait eser veya eserler olacak mı?
Bu süreç yaptıklarım, yapmakta olduklarım ve yapacaklarım arasındaki kavramsal bağı doğrulama fırsatı verdi bana; en yakın ve en uzaktan kendime bakabilme şansını… Bu doğrultuda, her biri kendi içindeki farklı anlatım yöntemlerinde bütünleşen bağlantıları da sıkılaştırdım. Yenilik; kendi içindeki varoluşsal dinamiğini, geçmiş ve gelecekle olan diyalektiğinden inşa eder. Bu 'geniş zaman' perspektifi bana her zaman büyük bir hareket alanı kazandırdı, diğer sanatların dil ve malzeme zenginliklerine olan ilgimi de buna eklemem lazım. Bütün sanatçı öngörülerimize karşın içinde yaşanan her dönem kendi aurasını da getiriyor. Bunun içinde önceden hayal edemediğimiz güncel tatlar da var. Hepsinin yansımaları zaman içinde ve sisler dağıldıkça daha net görülebilecek.
Korona dönemi sanat dünyasında tüm galerilerin geçici bir süre kapandığı, çoğu galerilerin online olarak hizmet verdiği bir dönem. Bu süreç bittikten sonra sanat dünyası sizce nasıl etkilenecek?
Sanat dünyasının daha sorumlu bir döneme gireceğini, bu dönemde sanatçının bağımsız iradesini çok daha sakınmasız biçimde temsil edeceğini umut ediyorum. Serbest piyasa ekonomisinin meşrulaştırdığı vahşi kâr sistemi himayesindeki pazar, bu hesaplaşma döneminde sisteme paralel olarak kendini yeniden gözden geçirecektir. Bir yandan süper lüx histerinin yarattığı VIP pazarların ulaşılmazlığı, diğer yandan sanatın mahrem alanlardan çıkarak, hayatın tam içinden başkaldıran bir sokak dili oluşturması, pek çok şeyi değiştirecektir. Bu dilin yeni sahipleri ve sözcükleriyle tanışıp genişleyen yeni bir kent kültürü yaratılacaktır. Aydın kesimler dahil herkesi snobe ederek sanattan uzaklaştıran, yalnızca müşteri potansiyelini ve onun genç sözcülerini himaye eden bu cahil şıklık, yerini gerçek bir entellektüel alana devredecektir.
Galerilerimiz aslında bir kültür hizmeti gerçekleştirdiklerini, sığ birer butik olmadıklarını kavradıkları ölçüde yalnızlıklarından kurtulabilirler. Kapitalist ekonominin kaygan zemininde ayakta durmak ancak daha geniş paylaşımla mümkün olabilir.
Yurtdışında çok sayıda sergi açmış uluslararası bir sanatçı olarak düşünceleriniz ve deneyimleriniz bizim için önemli. Başarınızın sırrı nedir? Bu dönemde genç sanatçılara ve sanatçı adaylarına vermek istediğiniz özel bir mesajınız var mı?
Başarı benim için her türlü zeminde kendi değerlerinle ayakta durmak, bununla mutlu olabilmektir. Çok değerli sanatçılara her türlü aşağılamaların layık görüldüğü, acımasız, gözü dönmüş bir toplumda var olabilmenin tek yolu bu. Sanatçısını yok sayan bir toplum da zamanla yok olur. Ayrıca benim sanatımla oluşturduğum ayrıksı modelin hedef yapıldığı dönemler oldu. Hala bunların acı hatıralarıyla yaşıyorum. Ben yalnız sanata inandım, sanatı temsil ettiğini sananlara değil. Bir tek kendimin rakibiyim. Kalan her canlıyla dostum. Değerleriniz varsa, onları savunacak birikiminiz de olmalıdır. Toplum ne yazik ki sizi korumaz, yalnızca yapıtlarınızla korunabilirsiniz. Ancak fazla tevazu da gerçek sanılabilir. Bir cebinizde saklı duran eliniz, her zaman sıkı bir Osmanlı tokatına hazır olmalıdır.
Türkiye’nin ilk ve tek online sanat televizyonu ARTtv hakkında görüşleriniz nelerdir?
Unutmak insanlar ve toplumlar için bence en büyük ayıptır. Unutturulmaya çalışılmaksa en acımasız öç alma yöntemi… Bizim kurumsallaşamamızın, değer bilmememizin, unutkanlığımızın temelinde işte bu var; anlamamak, biriktirmemek, saklamamak, koruyup aktaramamak… Biz bunu anlayana kadar ülkemizde ne sanatlar, ne hayatlar, ne yapıtlar harcandı ve harcanmaya devam ediyor. ARTtv bu tarihsel ayıbın önünde dikilen önemli çağdaş Cumhuriyet kurumlarımızdan biridir. Sürdürdüğü hizmet, çok yönlü içeriği de düşünüldüğünde bulunmaz değerde bir arşiv, eğitim ve temsil hizmetidir. Çok genç ve çok olgun bir kurumsal duruşu olan ve yetişen sanatçı nesillerini kendi korumasına alan ARTtv’yi bizim de gerçekten korumak ve kollamamız gerekir. Tıpkı onların çağdaş sanatımızı korudukları gibi… Bu sürecin baş aktörü olan İnci Aksoy’u bir kez daha alkışlıyoruz.
Hazırlayan: Özge Kahraman
Akbank Sanat’ta Büyüleyici Bir Dans Yolculuğu: PALMA
2 gün önceBaksı Kültür Sanat Vakfı "Anadolu Ödülleri 2024" Sahiplerini Buldu!
11 gün önceCerModern'de Ali Teoman Germaner’in “ALOŞ, dün, bugün, yarın” Sergisi
15 gün önceSeçkin Pirim İtalya’daki İlk Sergisiyle Triennale Milano’da!
16 gün önceArt Basel Miami Beach 2024 ve Untitled Art’ın Öne Çıkan Standları