6109d5f6-b0e3-40d8-bad6-12b8e06fda9f.jpeg

Sanatın Güneşle Buluştuğu Yer: Cornwall | Yazan Nurdan Ateş

Nurdan Ateş

3 yıl önce

Dave Buonaguidi eserinde bahsettiği gibi Cornwall herzaman iyi bir fikir...

Dünyayı etkileyen Covid-19 salgını ile savaşta ülkeler farklı farklı politikalar ürettiler. Pandemiye büyük bir başarısızlıkla başlayan İngiltere, Aralık ayında aldığı ani bir kararla ülkeyi kapatıp müthiş bir hız ve programla halkını aşılamaya başladı. Yoğun aşı programı ile vakaları ve ölümleri hızla düşürüp kontrol altına alan İngiliz hükümeti, ülkeyi 12 Nisan’da kademeli olarak açıp, tam açılmayı ise 17 Mayıs olarak belirledi. Dükkanlar açıldı, restaurant ve kafeler sadece dış mekanlarda servis verecek şekilde düzenlendi. Sinema, müze, iç mekan pub-kafe-restaurant ve otellerin açılması için hala 17 Mayıs‘ı bekliyoruz. Oteller kapalı olmakla birlikte, kiralayacağız İngiliz kırsal evleri ve airbnb güzel bir alternatif. Ne demiş atalarımız  demokrasilerde çareler tükenmez. Fırsatta istifade bizde kendimizi ülkenin en Güney batısında yer alan Cornwall bölgesinde bulduk. Tarihte bölgenin ilk sakinleri, dilleri Cornish olan Keltler. Bölge zamanla okyanusun karşı kıyısından Norman istilasına uğramış ve Britanya tarihine, diline hukukuna önemli izler bırakmışlar. İrili ufaklı sahil kasabalarında, köylerinde dolanırken kendinizi Fransa’nın sahil köylerinde hissediyor olmanız bir rastlantı değil yani. Tate St.Ives ve  heykeltraş BARBARA HEPWORTH’un heykel bahçesi, Falmouth ve Newlyn Art Gallery hala kapalı olduğu için gezemedim ama girdiğimiz her ufak kasaba-köyde beni irili ufaklı yüzlerce galeri karşıladı. Abartmıyorum ufacık ufacık sahil köylerinde dizi dizi, yanyana sanat galerileri.

İngiliz sanatının önemli ismi JMW Turner babasının Devon’lu olması sebebiyle Londra’da bulamayacağı pastoral güzelliğin, ülkenin güneybatısında olduğunu bilerek güneşin izini takip ederek 1811‘de bölgeye geliyor ve köy köy yürüyerek keşfettiği bölgede, yeşil-mavi ve güneş  sanatçıya defterler dolusu çizim, gravür ve suluboya çalışmaları için ilham oluyor. İngiliz kültüründen çok farklı, Cornish yaşamına ait detayları yoğun biçimde çalışmalarında konu ediyor. Bu arada karşı kıyı Normandiya bölgesi Monet, Pissarro, Degas gibi tuvalini doğanın ışığına taşımış empresyonist akımın etkisinde. Madenci ve balıkçı köylerinden oluşan bölgeye 1877‘de demiryolu ağının ulaşması ve yaygınlaşan demiryolu taşımacılığı ile artık Cornwall ressamlar sanatçılar için kolay ulaşılabilir bir bölge oluyor. Bütün bu olayların neticesinde 1880’lerin başlarında bir grup sanatçının öncülüğünde kalabalık bir sanatçı grubu Newlyn balıkçı limanı çevresine yerleşme kararı alıyor. 1884‘te bölgede yaşayan 30‘dan fazla sanatçı, çalışmalarını, Londra’da Kraliyet Akademisi ve Ulusal Galeri’de sergilenmek üzere bu bölgede gerçekleştiyor.

1920‘lerde dünya sanatı modernizm ile tanışırken, Cornwall bölgesi sanatçıları da geçmiş ustalarının endişelerine ve kalıplarına daha radikal tepkiler göstererek adeta St.Ives avangardını yarattıyorlar. Ressam Alfred Wallis, Rus heykeltraş Naum Gabo, ressam Ben Nicholson ve eşi heykeltraş Barbara Hepworth bu akımın büyük öncülerinden, 1960’lar İngiltere’sinde  St.Ives’i soyut sanatın merkezi olmasını sağladılar. Eşi ile birlikte Cornwall bölgesine gelerek Trewyn stüdyolarında çağdaş sanatın en avangard eserlerini üreten Barbara Hepworth, ölümüyle stüdyosunu ve heykellerinden oluşan bahçesini vasiyeti doğrultusunda Tate Gallery’e bağışlayarak gelecek nesil çağdaş sanatçılara büyük bir ilham kaynağı olmuştur. Oldukça hacimli ve büyük bronz heykellerinden oluşan bu müze evi kapalı olması sebebiyle maalesef gezemedim ama umarım en yakın zamanda görebilme şansına sahip olabilirim. 1895‘te kurulan ve 125 seneden fazla çağdaş sanata hizmet eden Newlyn Art Gallery‘de yine maalesef göremediğim, 17 Mayıs‘ta açılacak müzelerin içinde yeralmakta.

Bu bölgede ziyaret ettiğim her kasabada, gördüğüm yüzlerce galeriden en aklımda kalanını sizlere paylaşmak istedim.

Cornwall bölgesi, Padstow kasabasında 2010 yılında kurulan The Drang Gallery'de çağdaş sanatın ve özellikle çağdaş İngiliz sanatının önemli isimlerinin eserleri yer alıyor.

“Young British Artists“ denen bugün yaşayan en zengin sanatçı grubunun en renkli ve şaibeli üyesi Damien Hirst çalışmalından örnekler.

Charles Saatchi ve bir grup öncü çağdaş sanat galerisinin arkasından estirdiği (White Cube, Gagosian) rüzgara kuvvet 2008 ekonomik krizinden önce £14 milyonluk değerli elmas ve pırlanta kullanarak bezediği Kurukafası'na £100 milyon dolar isteyen sanatçının eseri satılamıyor. Reklamın iyisi kötüsü olmaz derler bu da o misal, yine bu galeriler grubundan oluşan konsorsiyum tarafından satın alınarak adeta zorlama bir şekilde bir Damien Hirst efsanesi yaratılıyor. Galeride For the Love of God eserin 1000 serigrafi baskısından beyaz versiyonu £12.500 tutarında.

Sanatçının Psalm (eski ahit mezmuru ) serisinden Domino Confido. Sanatçı 2008’de büyük katedrallerin gotik vitraylarını taklit ederek, kelebek kanatlarını resmettiği 150 eserlik serisine eski ahit mezmurlarının ismi verdiği Psalm serisinin, baskısı £17.950 degerinde.

Damien Hirst Butterfly Rainbow ve Butterfly Heart eseri. Korona günlerinde sanatçı büyük bir özveri ile çalışan sağlıkçılar ve NHS çalışanları için kelebek gökkuşağı serisinden elde edilecek gelirin bağışlanacağını duyuran sanatçı yine kendi sitesinden indirilebilen çizimler hazırlayıp insanlardan Nhs çalışanlarına teşekkürler maiyetinde camlarına kapılarına yapıştırmasını istemişti.

Gerçek kimliği bilinmeyen, İngiltere sokak aralarında aniden beliren sokak resimleri ile ünlü Banksy baskıları.

1991‘de Vanity Fair dergisi kapağına çıplak ve hamile hali ile poz veren Demi Moore‘un kullanıldığı “Danger Monkey Pregnant-Barely Legal”

Di Faced Tenner, merhum prenses Lady Di’nin muzip bakışlı resmi ile 10 £ luk banknot. 

Banksy‘nin Greenpeace için yaptığı Save or Delete. Yaşadığımız dünyayı ya koruyacağız ya da kendi ellerimizle yok edeceğiz.

Kullandığımız günlük ev eşyalarından sanat eserleri üreten müthiş kadın Ann Carrinton’un eserlerini görmek müthiş güzeldi. Kaşıktan, dikenli tele, düğmeden bıçağa elimize aldığımız günlük eşyalar onun yaratıcı bir ellerinde bir sanat eserine dönüşüyor.

İngiliz sanatçı yüzlerce kaşığı öyle bir kümeliyor ki birbirinden eşsiz buketler oluşuyor. Arka planda Damien Hirst‘ün “Love is all you need”.

Pearly Queen of Greyfriars passage, kadife üzerine pullarla ve düğmelerle işlenmiş kraliçenin portresi. Bunun da satış fiyatı £14.500.

İskoç sanatçı, illustrator David Shrigley. Eserleri pek çok ülkede sergilenen sanatçı Londra Hayward Galeri kişisel sergisi Brain Activity ile 2013 prestijli Turner Ödülü’ne aday gösterildi. ”Real Good” isimli eseri National Gallery önünde Fourth Plinth-4.kaide 2016 yılı seçkisi olarak yer almıştı.

Ve son olarak yine Saatchi‘nin sanat dünyasına kazandırdığı “Young British Artists” in Çılgın Kız lakaplı sanatçısı Tracey Emin’in 2 eseri. 

The Drang Gallery ‘de  verdiği bilgilerle ve çektiği fotoğraflarla bana yardımcı olan Katrina Douglass’a teşekkür ederken Cornwall  Bölgesi’ne gelenleri  Padstow Kasabası’na uğramadan dönmemelerini özellikle tavsiye ederim.

Yazı ve Fotoğraflar: Nurdan Ateş



En Çok Okunanlar

Bizi Whatsapp'ta takip edin