Dünyanın en önemli sanatçılarının çocukluk yaşlarında başlayan resim tutkularını biliyor muydunuz? Evet efendim sanatseverlik küçük yaşta kazanılan bir özellik ve çocukların yaratıcılıklarını geliştiren en büyük potansiyellerden biri. Sanatla büyüyen çocukların diğerlerine göre daha mutlu ve sağlıklı bir ruhsal, zihinsel ve fiziksel gelişim gösterdiği yapılan araştırmalar arasında yer alıyor. Aralarında Picasso, Van Gogh, Michelangelo, Gustav Klimt, Salvador Dali, Raffaello Sanzio, Pierre Auguste, Claude Monet ve Sandro Botticelli’nin yer aldığı dünyaca ünlü sanatçılar hep çocukluk yaşlarında sanatla tanışıyor. Hatta konuyla ilgili Picasso, çocukluk dönemi çalışmalarına dair şöyle diyor: “Ben çocukken bile çocukça resimler çizmedim.” Öyle ki günümüzde çocukların erken yaşta sanatla tanışmasının en güzel örneklerinden biri Mikail Akar.
Avrupa'nın farklı şehirlerinde bu yaşına kadar 18 sergi açan bir dâhiden bahsediyorum efendim. Mikail sanatla 4 yaşında tanışıyor. 9 yaşına kadar resim yapıyor. James Wolfensohn’un şu sözünü hatırlayalım; 'Sanat, her çocuğun eğitiminin kalbini oluşturmaktadır.'
Mikail çocuk bakım evlerine resimleriyle destek oluyor. Onu yaptığı göz motifleri eserlerden tanıyabilirsiniz çünkü göz motifini insanların dünyaya olan bakışı olarak yorumluyor. Eserleri çok önemli koleksiyonerlerin koleksiyonunda yer alıyor. Yolunuz İstanbul Göztepe’ye düşerse bu küçük dahinin eserlerini İbrahim Güler Design Studio da görebilirsiniz.
Mikail Akar ile sanat yolculuğunu ve işlerini konuştuk;
1.Sanatla kaç yaşında tanıştın?
Sanatla tam olarak 4 yaşında tanıştım. Annem ve babam 4. yaş doğum günüm için bana bir tuval ve parmak boyası almıştı. O gün çok mutlu olmuştum ve çok heyecanlandığımı hatırlıyorum. Hatta ilk resmimi pastamın mumlarını üfledikten sonra yaptım.
2. Eserlerini yaparken nelerden ilham alıyorsun?
Ben antika dükkanlarını çok severim, gördüğümde mağazada saatlerce zaman geçirebilirim. Ayrıca tarih içerikli belgesel izlemesini çok severim. Tarihi dokuya sahip ülkelere çok seyahat ederim özellikle gittiğim ülkelerdeki müze ziyaretlerim olmazsa olmazımdır. Tüm bunlar benim eserlerim için büyük ilham kaynaklarımdır.
Yaklaşık 5 yıldır yani 4 yaşından beri resim yapıyorum. Ve bu 5 seneye çok fazla eser sığdırdım. Her yaptığım resmin bana göre başka bir heyecanı var, heyecan duyularak yapılmasa bu denli başarı getirmezdi diye düşünüyorum. Beni en çok heyecanlandıran projem ise; çocuk bakım evlerine destek olmak için yaptığım resimlerdi. Böyle bir sosyal sorumluluk projesinin içerisinde olmak muazzam bir histi.
4. Sosyal sorumluluk projelerine destek olduğunu duyduk. Bugüne kadar hangi sosyal sorumluluk projelerine katkıda bulundun?
Sosyal sorumluluk projelerine çok önem veriyorum. Bu projeler; kimi zaman çocuklar için kimi zaman evsizler için bazen ise depremzedeler için olabiliyor. Elimden geldiği kadarı ile de destek olmaya çalışıyorum, bu da beni çok daha mutlu bir birey haline getiriyor. Senede iki kez çocuk bakımevleri için bağış yaparım. Dünyaca ünlü Alman Ressam Gerhard Richter ile bir projeye başladık ve resimlerimi sokak insanlarına/evsizlere yardım etmek için açık artırmaya çıkardım. Evsizlere, bir ev kazandırma fikri beni çok mutlu etti. Türkiye’deki geçtiğimiz yıllarda gerçekleşen İzmir depreminde de tablolarımdan elde ettiğim geliri bağışlayarak depremzedelere yardım edebilme imkamı bulabildim. Yakın zamanda epilepsi konulu ‘Hayata Tutun’ isimli sosyal sorumluluk filmine gönüllü olarak destek verdim, epilepsi hastalarının yanında oldum.
Avrupanın farklı kentlerinde 18 sergi açtım. 19. ise; 24-26 Şubat 2022'de İstanbul Swiss Hotel Bosphorus'ta gerçekleşti. 8 aylık bir hazırlanma sürecim sonrasında Istanbul’da açtığım “Colorful” isimli sergim bana başka bir heyecan verdi. Her ne kadar Almanya'da doğsam da Türk çocuğuyum, dolayısı ile her şeyden evvel Türkiye'de sergi açıyor olmak gurur verici. Bir Türk çocuğu olarak, eserlerimin Türk koleksiyonerleri tarafından ilgi çekmesi de beni çok mutlu ediyor. Burada bizi çok güzel ve sıcak karşıladılar, eserlerimize ilgi gösterdiler sanatseverlerden gelen olumlu yorumlar da oldukça gurur verici idi. Hatta şu an Türkiye, İstanbul’da eserlerimin satıldığı İbrahim Güler Design Studio’nun kurucusu İbrahim Güler ile de burada tanıştık. İbrahim Güler’in sanata olan ilgisi ve eserlerime olan hayranlığı beni çok etkilemişti.
6. Avrupanın farklı şehirlerinde sergi açmak nasıl bir duyguydu?
Bugüne kadar Avrupa'nın Köln, Düsseldorf, Hamburg, Berlin gibi farklı şehirlerinde 18 sergiye imza attım. İstanbul’un ardından 13 Nisan'da 20. sergimi New York'ta açacağım. Mayıs ayının son haftasında Zürih'te ve daha sonra Roma'da sergi açacağız. Avrupa’nın birçok yerinde resimlerimi sergilemeye imkanım oldu. Böylece birçok kişiye ulaşmış oldum. Sanırım, resimlerimi ve kendimi çok sevdirdim. Farklı ülkelerden farklı kültürlerden birçok kişiden aldığım yorumlar benim doğru olduğumu gösteriyor. Bu da tabii ki müthiş keyifli bir duygu.
7. Örnek aldığın ve günün birinde ‘‘Ben de onun gibi olmak istiyorum’’ dediğin biri var mı?
Örnek aldığım Alman Resam Gerhard Richter var. İleride ben de onun gibi olmak isterim. Sadece yaptığı resimler değil katıldığı sosyal sorumluk projeleri de harika.
8. Bugüne kadar eser yaparken unutamadığın bir anın oldu mu?
Bundan iki yıl önce yani ben 7 yaşındayken bir televizyon programı için resim yapıyordum. Kameraman da o sırada beni kayda alıyordu. Kameraman yakın çekim yapmak istemiş ki bana iyice yaklaşmış ben de o sırada onu farketmedim. Elimdeki boyalı fırçalar kameraya ve kameramana gelmişti. Komik bir iş kazasıydı.
9. Seni en çok neyi resmetmek heyecanlandırıyor?
En çok göz çizmeyi seviyorum ve göz çizmek beni heyecanlandırıyor. Göz motifini insanların dünyaya olan bakışı olarak yorumluyorum. Her bir insanın dünyaya olan bakışı aynı değildir hep farklıdır tıpkı gözler gibi…
10. Gelecek projelerinden biraz bahsedebilir misin?
14 Nisan’da New York’da sergim olacak, hemen arkasından Mayıs ayında Zurih’de ve Eylül’de Roma’da eserlerimi sergileyeceğim.
Sergilerimin dışında ise Netflix ile anlaştık ve Netflix “Mikail Akar” belgeseli hazırlıyor.
11. İstanbul’da eserlerine nereden ulaşabiliriz?
Göztepe’de Bağdat Caddesine çok yakın bir konumda bulunan İbrahim Güler Design Studio’da eserlerime ulaşılabilirsiniz. İstanbul’daki sergimde İbrahim Güler ile tanışma fırsatım oldu. Mağazasında yerli ve yabancı pek çok değerli sanatçının eserlerine yer verdiklerini, sergiledikleri eserler arasında, Devrim Erbil, Sema Tahincioğlu, Cenk Yüksel gibi sanatçıların 50’ye yakın eseri bulunduğunu belirtmişti. Bu sanatçıların arasında benim tablolarımın da olması çok kıymetli olur diye düşündüm. Bunun üzerine İbrahim Güler; sanatla iç içe olmaktan her zaman büyük mutluluk duyduğunu şimdi ise bu mutluluğa gurur da eklendiğini söylemişti.
Bana, İbrahim Güler Design Studio’yu anlattığında eserlerimin orada sanatseverler ile buluşması fikrine çok sıcak baktım. İbrahim Bey; İbrahim Güler Design Studio’yu anlatırken “Mağazamızda, Christian Dior, Roberto Cavalli, Missoni Home, Pip Studio, Lladro, Baci Milano, MacKenzie Childs, Versace, Lamart, Chiara Alessi, Smeg, A. Anglada, Tom, Madder Rugs, Nobilis, Rivadossi, Fabricut gibi dünyaca ünlü dekorasyon markalarının ürünlerinin yanı sıra değerli ressamlara ait tablolarla birlikte, imzalı özel tasarım ürünleri de mağazamızda bulmak mümkün. Tüm bu markaları ve ürünleri seçerken öncelikle her yerde olmayan, özel parçalar olmasına dikkat ediyoruz. Her zaman için tercihimiz tasarım ürünlerden yana. Bir diğer seçim unsurumuz ise kalite. Kalitesine güvenmediğimiz hiçbir ürünü mağazamızda sergilemiyoruz” demişti.
12. Resim yapmak hayat boyu senin için bir hobi olarak mı kalacak yoksa yapmak istediğin başka meslek dalları da var mı?
Resim yapmak benim için kesinlikle bir hobi olarak kalmayacak. Ben hobimi mesleğe dönüştüreceğim. Zaten mutlu olduğun işlerde başarıyı da yakalarsın. Resim yaparak ben birçok kişiye ulaşabiliyorum bu kimi zaman ihtiyaçlı olanlara el uzatmak anlamında oluyor kimi zaman ise koleksiyonerler oluyor. Bu denli geniş bir alana yayılmak çok keyifli. Dolayısı ile resim yapmak kesinlikle benim mesleğim olacak, eminim…
13. Senin yaşında olup sanatla uğraşmak isteyenlere ne söylemek istersin?
Sanatta yaş önemli değildir. 7’den 77’ye kendine güvenen herkes sanatla uğraşabilir yeter ki pes etmeyin, vazgeçmeyin. Doğru yolda olduğunu ise, yaptığın iş seni mutlu ediyor ve huzur buluyorsan anlarsın.
Yazı: Fulden Karayel Okumuş
Bir Şehirde Sanatın Evrenselliği Yankılanıyorsa, O Gün 19. Contemporary Istanbul Günüdür!
2 ay önceCaeli’de Alice’inizi Keşfetmenin Tam Zamanı Mı Dersiniz?
3 ay önceHayatınızdaki İzleri Bu Sergide Keşfetmeye Var Mısınız? | Yazan Fulden Karayel Okumuş
4 ay önceTesadüfün Sanata Dönüştüğü Yer: Olafur Eliasson’un İstanbul Boğazı’ndaki Sergisi | Yazan Fulden Karayel Okumuş
5 ay önceMücevher Tasarımcısı Ali Rıza Akdolu'nun Aliens Heykellerinin Sırrı 1 Milyon Yılda Mı Gizli? | Yazan Fulden Karayel Okumuş
Nurdan Ateş
Tebrikler Mikail 👏👏