Jayne Dyer'den Binlerce Siyah Kelebek - Röportaj: Evrim Sekmen
Avusturalyalı sanatçı Jayne Dyer; Art Bosphorus sanat fuarı kapsamında bizimle birlikte oldu. Sevecen, içten davranışlarıyla fuarın en renkli kişiliklerindendi. Konuştuğunuzda ise sevecenliğinin yanı sıra sanatında sosyal konuları işleyen çevreye duyarlı , güçlü , kendiyle barışık ve maceraperest bir kadının izlerini buluyorsunuz.
Art Bosphorus’ta duvara siyah kelebekler yerleştirdi. İstediğiniz şekilde yorumlayabilirsiniz. Şimdi Jayne Dyer’ı dinleyelim.
-Sanatınızı şekillendirirken nelerden ilham alıyorsunuz?
Jayne Dyer: Sanırım hayatım boyunca hep aynı düşünceyle sanat yaptım ama hep farklı işler ortaya çıktı. Çevremizdeki her şey çok kırılgan. İnsanın bu dünya’da zamanı çok az. Dünya global ısınma, buzulların erimesi gibi ciddi çevresel sorunlarla karşı karşıya.. Dünya sanatçısının bu tür konulara dikkat çekmek gibi bir şansı var. Bu bazen kelebekler yerleştirerek bazen binalar yaparak bazen de röportajlar yaparak mümkün oluyor. Benim işlerimde sosyal meseleler ön planda. Her bireyin bu tür konulara katkı yapması gerekiyor.
-Gündelik hayatın sanatçıyı etkilediğini düşünüyor musunuz ? Bu bağlamda günümüz sanatçısı nasıldır ?
Jane Dyer: Kendi yaşantımı kendim kazanan biri olarak kendimi tamamen işime adadım. New York’ta yaşamadığım için akademik bir hayatım olduğu için bir rutinim var. 24 saat işime angaje olarak yaşıyorum. Aslında sadece sanatçılar değil herkes biraz daha çaba harcayarak bir şeyler yapabilir. Ben Avusturalyalıyım fakat yılın altı ayı Pekin’deyim. Projeler için yılın çoğu zamanı yolculuk yapıyorum.
- Güncel politika sizi etkiliyor mu? Sanatçının politik olmakla ilgili bir derdi olmalı?
Jane Dyer: Güzel bir soru. Ben bir balonda yaşamıyorum. Dünya’da ki sorunların çoğu ekonomik. Dünya ciddi bir ekonomik kriz yaşıyor. Yunanistan ekonomisi çöktü. En önemlisi eğitime, sağlığa, çevreye ve sanata yatırım yapılmalı.
- Art Bosphorus'u uluslararası fuarcılık anlamında değerlendirir misiniz?
Jayne Dyer: Avusturalya’da Kore’de Hong Kong’da çeşitli fuarlara katıldım. Bu İstanbul’a 3. gelişim. Otobüsle Urfa’ya çeşitli şehirlere gittim. Fuarlar çok komplike yerler. Her şey bir arada toplanıyor. Hem gösteri hem de ticari tarafı var. Diğer uluslar arası fuarlarla kıyaslandığında bölgesel bir fuar fakat kültürün ve kimliğin taşıyıcısı olması anlamında önemli. Denizhan Özer bu fuarı düzenlerken halk programları koydu. Video sanatı, performanslar gibi çeşitli aktiviteler hazırladı. Bu arada farklı kültürdeki sanatçıların işlerinin bir arada izlenebilmesi de ayrı bir farklılık katıyor.
Yazan-Fotoğraf : Evrim Sekmen
Yazı ve Fotoğraflar: Evrim Sekmen
Yorum yapmak için tıklayın