Yahşi Baraz’ın Büyük Sergileri

Evrim Sekmen

12 yıl önce

Yahşi Baraz’ın öncü galerici kimliğiyle günümüze taşıdığı çoğu hiçbir yerde yayınlanmayan fotoğraflar ve bilgilerle zenginleştirilmiş kitap Türkiye’de yapılan ilk sergilerden günümüze ışık tutuyor. Yahşi Baraz, galerici kimliğini oluşturmak için bilinçli bir çaba içerisine girerek bu alana meraklı birçok kişiye örnek teşkil etmiştir. Müzeler gezmek, yurt dışında sanat ortamını tanımak, ilişkiler kurmak o günün şartlarında iğneyle kuyu kazmaya benziyordu. Yurt dışında gördüğü galericilik anlayışını her şeyin yavaş yavaş oluştuğu Türk sanatı ortamına taşımak güç bir işti. Bunu başarmak ve gelecek kuşakların bu bilinçle Türk sanatını kavratmak için kitaplar vazgeçilmez kaynaklardır. Baraz’ın kitabı bu anlamda galerilerin, koleksiyoncuların, sanatçıların birbirleriyle olan iletişimini deneyimler aracılığıyla canlı hale getiriyor. Baraz Yayınlarının sanat müzeleriyle başlayan ve Türk Resminin Seyrini Değiştiren Sergiler kitabıyla devam eden yolculuğu sanat yayıncılığı için önemli bir başvuru kitabı olarak değerlendirmeli. Kitapla ilgili kendileriyle söyleştik.




 

Evrim S: Kitap fikri nasıl doğdu?

Oğuz Erten: Yahşi Bey bir gazete kupürüyle geldi yanıma. 1975 tarihli bir gazete; “Türkiye’nin en büyük mekanına sahip sanat galerisi açılıyor.” Galeri Baraz’ın açılış tarihini gösteren bir gazete kupürüydü bu. Yahşi Bey, açtığı sergileri bir araya getirecek bir kitap planlıyordu. Çok da güzel bir düşünceydi ama 1975 öncesinde neler olmuş, bunu da ortaya koymalıyız dedim. Dolayısıyla ilk ciltte 1845’te Çırağan Sarayı’nda açılan ilk sergiden 1975’e kadar Türk sanatına yön veren sergileri bir araya getirdik. İkinci cilt Yahşi Baraz’ın açtığı önemli, büyük sergileri ele alıyor. Üçüncü cilt ise zaman içerisinde kendini yaptırmaya mecbur etti. O kadar çok doküman oluştu ki! Üçüncü ciltte Yahşi Bey ile yaptığımız sanat hayatını anlatan uzun bir söyleşi, koleksiyonerlerin onun hakkındaki sözleri ve sanat fuarlarında yapılan sergiler var.

Yahşi B.: Türkiye’de ‘70’li yıllardan sonra başlamıştır galericilik, resmin parasal meta haline dönüşmesi. Bunu da ilk biz başlattığımız için çok eleştiri aldık. Her yaptığımız şeyde sanki sanatçıları aldatıyormuşuz, ellerinden en kıymetli eserlerini alıyor, onların üstünden para kazanıyormuşuz gibi bir imaj doğdu. Bu imaj ancak bu tip yayımlarla kırılabilir.
Kitabın hazırlanışı ne kadar sürdü?

Oğuz E.: Üç yıla yaklaşıyor. Kaynakça anlamında Türk sanatı alanında tüm kaynaklar içinde mevcut. Ayrıca yaklaşık 20 bin görsel tarandı, kitapta iki bin 500 görsel bunun içinde. Görsellerin yüzde 90’ı da Galeri Baraz arşivinden.

 


Evrim S: Galeri Baraz tarihi, Türk resimi açısından ne anlam ifade ediyor?

Oğuz E: Galeri Baraz özellikle 1980 sonrasında çok önemli bir konuma sahip. Bu tarihlerde Türk ressamlarının ve sanat eleştirmenlerinin buluşma noktası ve gerçekleşecek projelerin konuşulduğu yer niteliğinde. Bu açıdan bakıldığında Galeri Baraz tarihini yazmak, benim için aynı zamanda Türk resim sanatı tarihini yazmak anlamına da geliyordu. Galeri Baraz, Türk resmini 20-25 tablo sergilenebilen küçük mekanlardan çıkarıp 300-400 resmin sergilendiği büyük salonlara taşıması, sanatseverlerin resme ilgi duymasını sağlaması açısından da önemli bir değişimi ifade ediyor. Türk resim sanatı adına eşsiz bir hafıza, büyük bir arşiv.

Evrim S: Türk resim sanatı konusunda arşivce zengin miyiz yoksa kayıp halkalar var mı?

Oğuz E: Aslında bu konuda kayıp halkadan çok, halkalardan oluşan zincirler eksik demek lazım. Doğrusunu söylemek gerekirse kayıp sözü bu tanımı net bir şekilde karşılamıyor çünkü ben bir sanat tarihçi olarak bu bilgilerin bir yerlerde durduğuna inanıyorum. Ona ulaşmak için yeterli sabır ve gücünüz varsa ulaşamamanız mümkün değil. Bu gücün de kurulması gereken “Türk Sanat Tarihi Enstitüleri”yle elde edileceğine inanıyorum. Müzeler kuruldu, müzayedelerde resim fiyatları milyon dolarlarla ölçülür oldu, galerilerin sayısı İstanbul’da 300’ü aştı ama resmimizi temellendireceğimiz gelişimini ortaya koyacağımız yeni ve sağlıklı araştırmaların yapıldığı tüm Türk sanat tarihini kapsayan bir enstitüye sahip değiliz.

Resimleri milyon dolarlara satılan sanatçılarımızı anlatan kitaplara ne yazık ki hala sahip değiliz. Daha kendi klasiklerimizi kataloge edebilmiş değiliz. Bu da bize daha işin çok başında olduğumuzu gösteriyor.

Yahşi B: Kitapların devamı gelecek.

 


Çağdaş Türk resmine büyük emeği geçmiş kişilerin başında gelen Yahşi Baraz’ın en büyük özelliklerinden biri arşivci yönü. Modern resme ilk geçenlerden olan Baraz, 40 yılda oluşturduğu arşivinden yeni kitapların çıkacağı müjdesini de veriyor.


 

Yazı ve Fotoğraflar: Evrim Sekmen
 

Yazı ve Fotoğraflar: Evrim Sekmen

Paylaş:


Yorum yapmak için tıklayın

Diğer Yazıları

11 yıl önce

Tanıklıklar, Yaşam olgusu , Doğa ve İnsan Yazan: Evrim Sekmen

12 yıl önce

Yahşi Baraz’ın 40 Yıllık Sanat Arşivi Kitaplarda

12 yıl önce

Üç Ustanın İzinde Rönesans’a Yolculuk

12 yıl önce

Kent Duvarlarından Dünyaya Bakmak

12 yıl önce

Goya'nın Zamana Olan Tanıklığı

En Çok Okunanlar