COVİD-19 salgını sürecinde sanatçılarımızın karantina günlerini nasıl geçirdiğini ve sanatlarını nasıl etkilediğine dair oluşturduğumuz röportaj serimizin konuğu; Türk çağdaş sanat tarihinin önde gelen sıra dışı isimlerinden Bubi.
Tüm dünyanın büyük bir mücadele içinde olduğu korona günlerinde siz neler yapıyorsunuz? Vaktinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yazıyorum sürekli yazıyorum. Sırtüstü yatağa oturmuş gibi uzanıp, bütün gün yazıyorum. Bubi olmaktan sıkıldım artık. Yeni bir kimlik yarattım kendime. Bubi olarak yaşayamadıklarımı, yapamadıklarımı, falanı filanı yazarak yaşıyorum. Hayalde bile olsa bu kimliği yaşamak inanılmaz hoşuma gidiyor. Hayali varken gerçek ne çirkin ve gereksizmiş.
Korona öncesi günlerde genelde 10.000 adım yürürken, şimdi evde ki koridorda ancak 4.500 adım yürüyebiliyorum. Aradaki farkı da aletli jimlastikle ödüyorum.
Senelerdir birikmiş arşivimi düzenliyorum. Aman Tanrım neler olmuş, neler geçmiş...
Hepsini düzenleyip dosyalıyorum.
Sanki önemliymiş gibi...
Geçmiş iyisi ve kötüsüyle birlikte, ne ağır bir yük, özellikle de hatırlanınca...
Sağlıklı beslenip çok fazla su içiyorum.
Sabah kahvaltısını kaldırmayı düşünüyorum. 16 saat aç kalmak hedefim. Yine de geceleri atıştırmadan duramıyorum.
Geceleri yatarken artık maske takıyorum. Aydınlığa tahammülüm yok...
Bu dönemde okuduğunuz kitaplar ve izlediğiniz filmler nelerdir? Önerileriniz var mı?
Genelde kitap okumayı pek sevmem. Tuvaletin! dışında, gazete ve dergi sayfalarının başlıkları bile ağır gelir bana.
Hayal kurmak varken birilerinin beni inşaa etmeye çalışması, çok sinir...
Geceleri eşimle birlikte birbirimizi susturmak için arada sırada Netflix seyrediyoruz. Unorthodox, Toy Boy, South Park…
Korona dönemi evde olduğumuz karantina süreci sizin eserlerinizi nasıl etkiledi? Bu döneme ait eser veya eserler olacak mı?
Ev ortamında daha çok desen çiziyorum. Boya ile giydirilmemiş, bu çıplak halleri ile... Ne de çok hoşuma gidiyor herbiri...
Desen çizerken genelde model kullanmam. Hayalimde onları elleyerek çiziyorum. Bu ne güzel bir boyun bu ne güzel bir kalça aman Tanrım...
Korona dönemi sanat dünyasında tüm galerilerin geçici bir süre kapandığı, çoğu galerilerin online olarak hizmet verdiği bir dönem. Bu süreç bittikten sonra sanat dünyası sizce nasıl etkilenecek?
Korona sonrası sıkışık durumda olan sanatçılardan ve galerilerden, ucuz fiyata resim ve heykel almanın zevki bir başka olmalı. Olta ile balık tutulur mu trol varken?
Türk sanat tarihinin önemli bir ismi olarak düşünceleriniz ve deneyimleriniz bizim için önemli. Başarınızın sırrı nedir? Bu dönemde genç sanatçılara ve sanatçı adaylarına vermek istediğiniz özel bir mesajınız var mı?
Yersiz yurtsuz ol. Sakın ehlileşme!
Yan sokaklara sap, yolunu kaybet...
Aradığın tipi ana caddeler de bulamazsın.
İyi çocuk olmaktan da vazgeç.
Son olarak: Radikal çözümlerin dışında sıradanı da dene.
En azından bir kere...
Türkiye’nin ilk ve tek online sanat televizyonu ARTtv hakkında görüşleriniz nelerdir?
ARTtv’ye gelirsek; son 12 falan yıldır başımıza tam bir bela oldu bu TV.
Her sanat etkinliğinin içindeler sanki! İnsan biraz utanır yani. Hangi açılışa gitsem-gitsek “Hart tv“ orada! Önceleri kokteyllere, azıcık karnını doyurmak, bir iki kadeh içmek için geldiklerini sanıyordum. (Bu çekimleri de fark edilmemek için siyah elbise giyen iki bayan yapıyor. Şüphemi ilk çeken de bu ayrıntı oldu zaten. Onca erkek kameraman varken bunlar neden kamerabayan kullanıyorlardı ki?)
Ama gün geçtikçe bu naif düşüncem yavaş yavaş değişmeye başladı. Bu TV’nin ardında bazı güçler örneğin: çok uluslu galericiler, müzeler ve özellikle de düz taban kundura sanayisi olabilir miydi acaba?
Bizim güzide sanatçılarımızın sergilerini, eserlerini bu TV'ye çektirip, kendi ülke sanatçılarına bu işlerin kopyalarını mı yaptırıyorlardı?
Dahası kamera karşısında sanatçılarımızı neden konuşturuyorlar ki?
Bunları da ileride kullanmak için mi arşivliyorlar? Yoksa, çekiyor gibi yapıp aslında çekmiyorlar mı? Acaba...
Hazırlayan: Özge Kahraman
Yazı ve Fotoğraflar: ArtNews
Akbank Sanat’ta Büyüleyici Bir Dans Yolculuğu: PALMA
Baksı Kültür Sanat Vakfı "Anadolu Ödülleri 2024" Sahiplerini Buldu!
CerModern'de Ali Teoman Germaner’in “ALOŞ, dün, bugün, yarın” Sergisi
Seçkin Pirim İtalya’daki İlk Sergisiyle Triennale Milano’da!
Art Basel Miami Beach 2024 ve Untitled Art’ın Öne Çıkan Standları
Yorum yapmak için tıklayın