6109d5f6-b0e3-40d8-bad6-12b8e06fda9f.jpeg

Ankara’da deniz yok ama Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi Var | Yazan Pelin Okvuran

Pelin Okvuran

7 yıl önce



Kötü dönemlerden geçtiğimiz bu günlerde insanlar sanata ve sanatın, kültürün, tarihin ve bilimin gelişiminin yakından gözlemlenebildiği müzelere ilgi göstermektedir -ya da şöyle söyleyelim- göstermesini bir müze çalışanı olarak temenni etmekteyim. ANKARA; Cumhuriyet’in başkenti, Anıtkabir’i, Ulus’u, Seymenler Parkı, Kızılay’ı, Tunalı Hilmi’si ve tabii ki Behzat Ç.’ si ile Ankaralıların yaşamaktan büyük mutluluk duyduğu İstanbulluların ise ‘Ankara’da nasıl yaşıyorsunuz, denizi bile yok’ dedikleri şehir. Zaman zaman yine aynı kişiler tarafından ‘Başkent olmasa yaşanmaz, tam bir memur kenti’ diye eleştirilen bu şehir içinde bir çok güzelliği barındırmaktadır.
Belki bir kaç defa iş için geldiniz, Anıtkabir’i ziyaret edip gittiniz ve her tanıştığınız Ankaralıya da ‘ne gri şehir’ diyorsunuz ve Ankaralıların kalbine hançeri saplıyorsunuz.

 


 
İstanbul sanatın kalbidir, biliyoruz, Ankaralı sanat bölümü öğrencileri de kendilerini mezun olur olmaz İstanbul’a atarlar, atmakta da haklıdırlar nitekim Ankara’da sanatın gelişimi bir salyangozun A noktasından B noktasına giderken sarf ettiği hız bölü zaman niteliğindedir- yıllardır didinen Siyah Beyaz, Galeri Nev ve Cermodern’i dışında tutuyorum- Oysa Cumhuriyet’in ilanından sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün uyguladığı sanat reformları ile birlikte Anadolu’nun bağrından çıkan nice sanatçılar bu şehre bir şeyler katmak için didinmişlerdir. İlk Bienal bile 1986 yılında Asya Avrupa Sanat Bienalleri adıyla Ankara’da yapılmış maalesef bir ikincisi yapılamamıştır.
 
Size Ankara’yı sevdirmeye çalışmayacağım, sadece Ankara’da ne yapıyorsunuz, çok sıkıcı diyen arkadaşlarıma saygılarımı sunarak benim için Ankara’nın en güzel yerini tanıtmak istiyorum.

 




Ankara Kalesi ve civarı, Ankara’nın en eski yerleşim yeridir. Hatırı sayılır iş adamlarının ticarete atıldıkları At Pazarı bölgesi Ankara’ya gelip, ‘ne yapacağız’ burada diye kendilerine soran yerli yabancı turistlerin özellikle bahar aylarında uğrak yeridir. Bu muhitin diğer bir özelliği de bir çok müzeye ev sahipliği yapmasıdır. Bunlardan biri de şuan kalbimin en derinine taht kurmuş, 2 sene önce kapılarını açan Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi’dir.





Türkiye Koleksiyonerler Derneği’nin kurucusu, Ankaralı mühendis ve sanatsever olan Yüksek Erimtan’ın iki bin parçalık arkeoloji nesnelerinden oluşan koleksiyonu müzeye dönüştürülmüştür. Hem de ne müze... Bir müze aşığı olarak, ayağımı bastığım ilk andan itibaren beni büyüleyen bu müze ‘çağdaş müzecilik’ anlayışının hayat bulmuş halidir. Her gelen misafiri inovatif sergileme teknikleriyle şaşırtan bu kurumun mimarları Ayşen Savaş, Onur Yüncü ve Can Aker, Küratörleri ise Adrien Saunders ve Gül Pulhan’dır. Bu kadar önemli isimlerin bir araya gelmesi ile de bu mimari başyapıt ortaya çıkmıştır.




 

Müze binasının oluşum öyküsü de oldukça ilginç: tarihte tiftik atölyesi olarak kullanılan 3 eski bina yıkılarak yeni bir müze binası yapılmış, fakat tarihi dokuya zarar vermemek ve çevreyle uyum halinde olmak adına yıkılan taşlar aynı sırayla yerli yerine konulmuştur. Duvarlarda Denizli traverteni ham haliyle kullanılmış, bütün taşlar altın orana göre hesaplanarak yerleştirilmiş, yatay taranarak perspektifi güçlendirmek istenmiş. Kısacası müze, iç ve dış mekanıyla çağdaş bir uygulama örneği.
 
Müzeler ile ilgili makalelerinin ilk cümlesi Müze ve Mouseion arasındaki dilbilim bağıdır. Bu cümleleri okumaktan sıkılmış da olsak müzeciliğin tarihçesi açısından oldukça önemlidir. ‘Kökeni Grekçe Mouseion’dan gelen Müze kavramı mitolojide Zeus ve Mnemosyne’in dokuz kızı Mousalar’a adanmış esin tapınaklarıdır.’ Hal böyle olunca müzeler yılmadan usanmadan üzerinden binlerce yıl da geçse esin perilerini aradığımız kurumlar olmaya devam ediyor. İşte Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi, tam da esin perilerine adanacak güzellikte bir müze.
 
 




Benim gibi bir müzekolikseniz, Ankara’ya yolunuz düşer de yapacak bir şeyler ararsanız, veya Ankara’da yaşıyor ve değişik bir şeyler görmek istiyorsanız size önerim bu müze. Müzede hafta sonu çocuk atölyeleri, yetişkinler için rehberli turlar ve çikolata, mozaik gibi ilginç atölyeler de yapılmaktadır.





Müzenin 2. yıldönümü çerçevesinde 23 Şubat - 14 Mayıs 2017 tarihleri arasında Nurdan ve Yüksel Erimtan’ın sanat koleksiyonu sergisi düzenleniyor. Abidin Dino, Adnan Turani, Hayati Misman, Mehmet Aksoy, Burhan Doğançay, Zeki Faik İzer gibi bir çok önemli sanatçının eserlerinin görüleceği YanYana Sergisi’nin sergi direktörlüğünü Döne Otyam, kreatif direktörlüğü ve metin yazarlığını Prof. Dr. Kıymet Giray yapıyor. Ankaralı sanatseverlere duyurulur!





Yazı: Pelin Okvuran
Fotoğraflar: Nuray Özener



En Çok Okunanlar

Bizi Whatsapp'ta takip edin