6109d5f6-b0e3-40d8-bad6-12b8e06fda9f.jpeg

Félix Gonzalez-Torres İlişki Politikası | Yazan Seylan Kandak

Seylan Kandak

3 yıl önce

Uzaktayım, gözden uzakta. Hayatımı, sanat okumak için yola çıktığım Fransa ve gönül bağı kurduğum İspanya arasında kurdum. Ülkemdeki sanat ortamından uzaklaştım ama hiç kopmadım. Türkiye’deki sergileri ve sanatçıları takip etmeyi hiç bırakmadım. Önce fotoğraf ve multimedya, ardından plastik sanatlar konularındaki birikimim, güncel sanata ilgimle birleşince, gezdiğim sergilerdeki eserleri yazıya dökmeye başladım. Hem yaşadığım kentlerde hem de seyahat ettiğim ülkelerde düzenli gezdiğim modern sanat müzeleri, fuarlar ve sokak galerilerindeki sergilerde, araştırmalarım için fotoğraf arşivi oluşturmaya, broşürler biriktirmeye ve kendim için notlar almaya başladım. Notlar paragraflara, analizler eleştirilere dönüştü. Bundan böyle yazılarımı ARTtv Blog’da paylaşacağım. Gezdiğim sergilerle ilgili genel içerik bilgilerinin ve kısa sanatçı biyografilerinin yanı sıra sergilerden seçtiğim eserlerin detaylı incelemesine de yer vereceğim.

Barselona Çağdaş Sanat Müzesi MACBA’da, Tanya Barson’ın küratörlüğünde, farklı bir Félix Gonzalez-Torres okuması yapılmış. Retrospektif sergideki işler, sanatçının dünya olaylarına politik bakışı çerçevesinde değerlendirilmiş. Küratör eserleri seçerken, sanatçının hayatını geçirdiği İspanya, Karayipler ve Amerika üçgenine dair sorunları ortaya koyan eserleri toplamış ve Torres’in irdelediği sorunsalların günümüz gerçekleriyle olan bağlantılarını araştırmış. Félix Gonzalez-Torres eserleri “İlişki Politikası” başlığı altında 12 Eylül 2021’e kadar sergilenecek. Sergi dört bölümden oluşuyor: İlk bölümde sanatçının politik görüşleri, ikinci bölümde aşk ve beraberlik temaları, üçüncü bölümde varoluş felsefesi ve son bölümde vatanseverlik, askerlik gibi konulara değinen eserler bir araya getirilmiş. Sergi, pandemi sürecini yaşadığımız bugünlerde, dünyada en çok can almaya devam eden virüslerden biri olan AIDS’e bağlı sebeplerden ölen canları hatırlatması, ayrıca hala özlük haklarını bile elde edememiş, ayrımcılığa uğramaya devam eden LGBTI bireylerin sorunlarını dile getirmesi açısından çok önemli.

Sergiyle ilgili açıklamalara, görsellere ve aktivitelere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz :  

https://www.macba.cat/en/exhibitions-activities/exhibitions/felix-gonzalez-torres-politics-relation

Félix Gonzalez-Torres 1957’de Küba’da doğar, Karayipler, İspanya ve Amerika Birleşik Devletler’inde de yaşayan sanatçı, sonradan sanat okumaya geldiği Amerika’dan vatandaşlık alır. Daha 40’ına varmadan, yakalandığı AIDS virüsüne bağlı komplikasyonlar nedeniyle 1996’da Miami’de hayatını kaybeder. Sanatçının ana temaları kendi hayatında yaşadığı meselelere bağlı olarak şekillenir. Genel hatlarıyla aşk, sevgililik, eş olma, homoseksüellik, LGBTI bireylerin hakları, fikir özgürlüğü, serbest dolaşım hakkı, sığınma, milliyetçilik, ayrımcılık, ırkçılık, varoluş, ölüm gibi konuları işler.

Torres, ready-made yani hazır ürünlerle çalışır. İzleyiciler, galeriden çıkarken, sergilenen bazı eserlerin ana malzemesi olan obje veya ürünlerden alıp yanında götürebilir. Böylece hem izleyenler eserleri farklı yollarla deneyimleme fırsatı bulur hem de kimi eserler izleyicilerin müdahalesiyle yavaş yavaş şekil değiştirir ve tükenir. Mavi Plasebo eseri, 130 kg. parlak mavi paketli şekerden oluşur. Her galeriye göre farklı yerleştirmelerle karşımıza çıkabilen eserin, Barcelona’daki versiyonu bana rüzgarda suyu titreyen derin bir havuzu düşündürdü. Bu havuzun şekerlerinden birini aldım paketi açtım ve serginin geri kalanını Torres’in işinden bir parçayı tadarak tamamladım.

Sergide beni en çok etkileyen işlerden biri Perfect Lovers (Mükemmel Aşıklar), sanatçının en bilinen çalışmalarından biri. Duvarda yan yana asılmış iki duvar saati var. Bu günlük kullanım objelerinin formu yuvarlak, renkleriyse siyah beyaz. Belli ki bir dükkandan gelişigüzel alınmış, sıradan saatler. Yapışık olarak konumlandırılmışlar, yalnızca tek noktadan birbirlerine değiyorlar. Kafa kafaya vermiş iki insan gibiler. Her iki saat de aynı zamanı gösteriyor. Zihnimizde olusan simetriyi, saatlerin gösterdiği zamanın aynı oluşu bozuyor. Ne akrep ilerliyor ne de yelkovan. Torres zamanı durdurmuş. Ya zamanın ilerlemedigini düşünüyor ya da ilerlemesini istemiyor.

Genç, üretken, yaşam sevinciyle dolu sanatçının hayatıyla ilgili bildiklerim düşüncelerime kılavuzluk ediyor. Torres bu çalışmayla aşkı ele alıyor olmalı. Sevdiğiyle yan yana olmayı, aynı zamanı paylaşmayı, mutlu olduğu anda kalmayı plastik bir dile çeviriyor. Belki de sevdiğinin bu dünyadan ayrılmaya az süresi kaldığını bilen birinin zamanı durdurma isteği. Felix Gonzalez Torres'in partneri Ross Laycock 1987 yılında AIDS’e yakalanıyor ve 1991 yılında hayata veda ediyor. Torres bu çalışmanın ön çizimleriyle beraber Laycock'a gönderdiği bir mektubu: "Şimdi senkronize olduk, şimdi sonsuza kadar. Seni seviyorum." sözleriyle noktalıyor.

Torres'in işlerini politik ve kritik bir perspektiften okuyan sergi küratörü, bambaşka bir anlam yüklüyor bu çalışmaya. Bu yoruma göre İspanya'nin diktatörlük rejimiyle yönetildiği dönemde Franco'nun, ülke saatlerini, coğrafi konum yerine Hitler'in Almanya'sına göre ayarlamasına gönderme yapılıyor. Perfect Lovers yani mükemmel aşıklar başlığı her iki yoruma da uygun zemin hazırlıyor.

Her şekilde Torres'in sanatında zaman önemli bir kavram. Sanat tarihinde, zamanı sorgulayan ve objelerle gerçekleştirilen işler, ölü doğayla başlar. Genel adlarıyla natürmortlarda zamanı geçmiş canlı çiçekler, çürümeye başlamış yiyecekler, dünyevi zevklerin geçiciliğini, insan ömrünün kişiliğini sembolize eder. Kum saati, müzik aletleri, kurukafa gibi objeler de yine zaman metaforu üzerinden ölüm temasına vurgu yapar. Torres'in kullandığı saatler obje olarak günlük hayatımızı dilimlere bölerek bir düzene sokmaya yarasa da natürmort tarzında bir yerleştirme olarak bakarsak çok derin anlamlar içeriyor.

Mutlulukları koşturmalı hayatlarımıza anlık yaşamayı başarmak, bilinç ve bilgelik gerektiriyor. Bu konu bana yaşadığım bir anekdotu hatırlatıyor. Farklı bir kıtadan Avrupa'ya geziye gelmiş bir misafir, kendisine tam 45 dakika geç kaldığı hatırlatıldığında, "Tatildeyim. Şu an sizin saatiniz, benimse zamanım var!" diye karşılık veriyor.

Yazı: Seylan Kandak



En Çok Okunanlar

Bizi Whatsapp'ta takip edin