53b23188-1ec5-4771-94b1-9663c67707bc.jpg

Londra Sanat Rotası: Eylül 2025

İhsan Sarıyer

2 ay önce

Kapak: Anselm Kiefer, The Starry Night, 2019,Tuval üzerine emülsiyon, yağ, akrilik, gomalak, saman, altın varak, ahşap, tel ve elektroliz tortusu,  470 × 840 cm.

 Sanat, tarih ve tabiat senteziyle gelenekten geleceğe bağ kuran bir sanat başkenti olan Londra, zengin bir sanat rotasına ev sahipliği yapıyor. ARTtv takipçileri için derlediğim Londra Sanat Rotası, küresel galerilerden ulusal müzelerdeki süreli sergilere uzanırken kraliyet tarihinden çağdaş sanatın en güncel örneklerine geniş bir güzergâh sunuyor.

Van Gogh ve Kiefer: Sanatsal Akrabalık

Royal Academy of Arts’ın ev sahipliği yaptığı “Kiefer/Van Gogh” başlıklı sergi , post-empresyonizmin öncüsü Vincent van Gogh ile Yeni Dışavurumculuğun en önemli figürlerinden Anselm Kiefer'i bir araya getirirken Van Gogh'un sanatsal üretimi, ona duyduğu derin hayranlıkla bilinen Kiefer'in gözünden yeniden değerlendiriliyor. Kiefer, henüz 18 yaşındayken Van Gogh'tan o kadar etkilendi ki, duyduğu hayranlıkla uzun bir yolculuğa koyuldu; 1963 yılında, Van Gogh'un izinden giderek Hollanda, Belçika ve Fransa'da gözlem yaptı. Kiefer, bu yolculukta Van Gogh'un kaotik hayatına rağmen resimlerindeki “rasyonel yapıyı” ve kompozisyon dilini etkileyici bularak Vincent’ın sanatsal üretimini mercek altına aldı.

Vincent van Gogh ve Anselm Kiefer'in eserlerinin bir araya geldiği bu özel sergide, Van Gogh'un Amsterdam’daki Van Gogh Museum’dan ödünç alınmış “Sunflowers Gone to Seed” (1887) gibi pek çok pentür ve eskizinin yanı sıra Kiefer'in gençlik yıllarında Van Gogh'un izinden giderek yarattığı ilk dönem eskizleri sergi alanının merkezinde kolumlanırken sergi alanının başlangıcında ve finalinde yer alan Kiefer'in Van Gogh'a duyduğu hayranlığı 2010’lu yıllarda ürettiği eserlerle ifade ettiği bu seçki, iki sanatçının sanat yolculuklarının nasıl kesiştiğini gözler önüne seriyor.

Rothschild Foundation ve White Cube Gallery’nin destekleriyle gerçekleşen bu sergi sayesinde, Van Gogh'un dünyasına Kiefer'in gözünden bakarken, Kiefer'in sanatını şekillendiren en güçlü ilham kaynaklarından birini de keşfetme fırsatı yaratılıyor. Sergi, sanatsal bir mirasın nasıl nesilden nesile aktarıldığının ve bir sanatçının ruhunun başka bir sanatçının yaratıcılığını nasıl beslediğinin güçlü bir örneği niteliğinde.

Fotoğraf: Wallpaper Magazine

Mekân: Royal Academy of Arts
Son Tarih: 26 Ekim 2025

 

Paul McCartney'den Gagosian'da Beatles Fotoğrafları Sergisi

The Beatles grubunun kurucu üyelerinden Sir Paul McCartney, bugüne dek sergilenmemiş fotoğraflarından oluşan "Rearview Mirror: Liverpool–London–Paris" adlı sergisiyle Londra, Davies Street'deki Gagosian'da müzik ve fotoğraf meraklılarıyla buluşuyor. Sergi, McCartney'nin kendi objektifinden, Beatles'ın Aralık 1963 ile Şubat 1964 arasındaki kısa süreye yayılan çığır açan yolculuğunu gözler önüne seriyor.

McCartney'nin 1963'ün sonlarında edindiği 35mm Pentax kamerasıyla çektiği fotoğraflar, Beatles’ın Birleşik Krallık ve Paris turnelerindeki samimi anlarına odaklanırken, grubun ilk kez manşetlerde yer aldığı UK turnesi, rekor kıran BBC programı Juke Box gibi önemli anları belgeliyor. McCartney'nin "Yesterday" şarkısını hayal ettiği odasındaki otoportresi ve sahne arkası atmosferini yakalayan kareler, serginin en dikkat çekici parçaları arasında yer alıyor.

Yarım yüzyıldan uzun süre sonra gün yüzüne çıkan bu eserler, orijinal negatiflerden restore edilerek McCartney tarafından imzalandı. Sanatçının daha önce Beverly Hills'teki Gagosian'da gerçekleştirdiği ilk serginin devamı niteliğinde olan bu sergi, McCartney'nin sadece müzisyen değil, aynı zamanda görsel bir sanatçı olarak da gizli yetenekleri olduğunu gözler önüne seriyor.

Mekân: Gagosian – Londra, Davies Street
Son Tarih: 4 Ekim 2025

NPG’de Çağdaş Portreye Bakış

National Portrait Gallary'nin en prestijli etkinliklerinden biri olan portre yarışması ve sergisi, 2025 edisyonuyla ziyaretçilerle buluşuyor. Günümüzün portre odaklı en önemli sanat etkinliklerinden biri kabul edilen bu yarışma, çağdaş portrenin başarılı ve çok çeşitli örneklerini bir araya getiriyor.

Bu yıl, dünya genelinden 1.314'ten fazla başvuru arasından seçilen 46 portre, sanatçıların klasik tekniklerle yenilikçi üsluplarını harmanlayarak portrenin bugünkü geçerliliğini gözler önüne seriyor. Başladığı yıldan bu yana 100'den fazla ülkeden 40.000'in üzerinde başvuru alan yarışmanın sergilerini 6 milyondan fazla kişi ziyaret etti.

Herbert Smith Freehills Kramer Portre Ödülü Sergisi, bu yılki seçkisiyle portre sanatının çeşitliliğini ve evrenselliğini ortaya koyarken, insan yüzünün ve hikâyelerinin sanatta hâlâ en güçlü ifade yollarından biri olduğunu hatırlatıyor.


Brenda Zlamany, Two Dogs (Portrait of David Hockney. Inspired by Whistler’s Mother), 2024, Keten üzerine yağlıboya

Mekân: National Portrait Gallery
Son Tarih: 12 Ekim 2025

Bir Evden Fazlası: Do Ho Suh, Tate Modern’de

Tate Modern, Güney Koreli sanatçı Do Ho Suh’un kapsamlı sergisi “Walk the House” ile izleyicileri hafıza, kimlik ve mekân üzerine düşünmeye çağırıyor. Sergi, sanatçının son otuz yıla yayılan üretiminden önemli işleri bir araya getirirken, Seul, New York, Londra ve Berlin’deki yaşam deneyimlerinden beslenen yeni eserleri de ilk kez sanatseverlerle buluşturuyor.

Suh’un pratiğinin çıkış noktası, evin sadece fiziksel bir barınak değil; anılar, duygular ve kimliklerle şekillenen çok katmanlı bir alan olduğu fikri. Serginin başlığı “Walk the House”, çocukluğunu geçirdiği Seul’de duyduğu bir deyime gönderme yapıyor. Geleneksel Kore evleri olan hanokların sökülüp yeniden inşa edilebilmesi, Suh için mekânın taşınabilirliği ve insan belleğiyle kurduğu bağın güçlü bir metaforu.

Sanatçının transparan yüzeyler ve nesnelerle kurduğu kompozisyonlar, geçicilik, zamanın döngüselliği ve ilişkilerin kırılgan yapısını görünür kılarken sergi, Do Ho Suh’un çok boyutlu sanat pratiği üzerinden “Bir ev yalnızca bir yapı mıdır, yoksa hafızanın ve kimliğin taşıyıcısı mıdır?” sorusuna odaklanıyor.

Mekân: Tate Modern
Son Tarih: 26 Ekim 2025

Dress Codes: Kraliyet Modasının Tarih ve Kültürle Örülmüş Anlatısı

Kensington Sarayı’nın ev sahipliği yaptığı “Dress Codes” sergisi, kraliyet giyim kültürünün yalnızca estetik bir miras değil, aynı zamanda iktidarın, ulusal kimliğin ve toplumsal dönüşümlerin güçlü bir yansıması olduğunu ortaya koyuyor. 500 yıllık bir arşivin içinden seçilen giysiler, tarihin farklı dönemlerinde giyimin ne ölçüde siyasi, sosyal ve bireysel bir araç olduğunu hatırlatıyor.

Farklı dönemlerden resmi üniformaların da yer aldığı seçkide Prenses Diana, Kraliçe Victoria, Windsor Dükü ve Prenses Margaret’e ait elbiseleri görmek, yalnızca modanın değil, aynı zamanda kamusal imajın nasıl inşa edildiğini de gözler önüne seriyor. Bu parçalar, kraliyet sahnesindeki görünürlüğünü, zarafet ile görev bilinci arasındaki hassas dengeyi yansıtıyor.

 “Dress Codes” yalnızca geçmişi sergilemiyor, aynı zamanda bugünün genç kuşaklarına da söz hakkı tanıyor. 14-17 yaşlarındaki gençlerle yürütülen üretim süreci, giyim kodlarının yeniden yazılabileceğini ve modanın halen yaşayan, değişen bir dil olduğunu vurguluyor. Tarihî eserlerle çağdaş tasarımların aynı sergide buluşması, izleyiciye zamansız bir gözlem imkânı sunuyor.

Sergi, estetik bir deneyimin ötesine geçerek, modayı tarih ve kültürle örülmüş bir anlatı olarak sunuyor. Kumaşların dokusu, kesimlerin biçimi ve süslemelerin detayları, yalnızca görsel bir öğe değil; dönemin değerlerini, toplumsal yapıyı ve diplomatik ilişkileri de yansıtıyor. “Dress Codes”, izleyiciye modanın bir zamanlar toplumun ritmini ve kimliğini şekillendiren bir sanat formu olduğunu hatırlatıyor.

Prenses Diana'nın Catherine Walker imzalı elbisesi ve Jasper Coran tasarımı takımı
Fotoğraf: Tatler

Mekân: Kensington Sarayı
Son Tarih: 30 Kasım 2025

 

Mekânın Psikolojisi: Interior Motives, Hauser & Wirth'te

Hauser & Wirth Londra’da açılan “Interior Motives”, iç mekân kavramını hem fiziksel hem de psikolojik bir alan olarak yeniden düşünmeye davet eden bir deneyim sunuyor. Sergi, ev ve iç dünyaların kesişim noktasında, mekanın bireyin duygusal ve zihinsel hallerini nasıl şekillendirdiğini gösteriyor. İzleyici, mekânın sınırlarında gezinirken kendi içsel deneyimini de fark ediyor; içeride ve dışarıda, gerçek ile hayal arasında sürekli bir gerilim hissediliyor.

Bu bağlamda sergi, mekânı bir dekor olarak değil, kimlik, hafıza ve aidiyetin yeniden yorumlandığı bir alan olarak sunuyor. İç ve dış, gözlem ve içe bakış, kişisel deneyim ve kolektif çağrışım arasında sürekli bir etkileşim yaratıyor. Koak, Ding Shilun ve Cece Philips’in eserlerini bir araya getiren “Interior Motives”, izleyiciyi mekânın ötesinde düşünmeye, kendi içsel dünyasıyla yüzleşmeye ve günlük yaşamın sıradanlığını yeniden algılamaya davet eden bir çağrı niteliğinde.

Mekân: Hauser & Wirth
Son Tarih: 20 Eylül 2025

Yazı ve Kredi Verilmemiş Fotoğraflar: İhsan Sarıyer

 

 

 

 


Yorumlar (1)
NA

Nurdan Ateş

Sahane ,Londra’ya gidince ilk işim sergileri gezmek olacak.


En Çok Okunanlar

Bizi Whatsapp'ta takip edin