ARTtv, 2024 yılında sanat dünyasında öne çıkan sergilerden genç yeteneklere, ilham veren sanatçılardan sanat dünyasını etkileyen olaylara kadar yılın nabzını tutan bir röportaj serisiyle karşınızda. “Sanat Dünyasında 2024’ün En’leri” başlıklı bu özel içerik, sanat profesyonelleri, koleksiyonerler ve sanatseverlerle yapılan röportajlardan oluşuyor.
Serimizin konuğu, küratör ve sanat yazarı Derya Yücel. Röportajda Yücel, 2024 yılında kendisini en çok etkileyen sergilerden, takip ettiği sanatçılardan ve geleceğin sanat dünyasına dair öngörülerinden bahsediyor.
Sanatla dolu bu yolculuğa siz de katılın ve ARTtv’nin 2024’ün enlerini birlikte keşfedin!
1. Bu yıl sizi en çok etkileyen sergiler hangileriydi?
Çubuklu Silolar’da Ars Electronica küratörlüğünde gerçekleşen “Bilinci Yeniden Kurmak: Gerçek Nedir?”, Borusan Contemporary’de Doug Aitken, “İçimdeki Şehir”, Arter’de küratörlüğünü Eda Berkmen'in üstlendiği Yasemin Özcan'ın “Islak Zemin”, Artİstanbul Feshane’de Emin Barın “Ne Senden Rükû Ne Benden Kıyam”, Küratörlüğünü Eda Yiğit’in yaptığı Tokatlıyan Han’da “Polifonik Bir Bahçe” sergileri ile Mardin’de Mehmet Çimen ve Seçkin Acar’ın girişimi olarak kurulan EXIT Kolektif’in Ebru Nalan Sülün küratörlüğünde ve Mardin Bienali kapsamında gerçekleşen ilk sergisi “INVITED: Müşterek” bana göre yılın etkili sergilerinden bazıları. Bu yıl izlediğim uluslararası sergilerden de Bourse de Commerce’de Pinault Collection'dan "Arte Povera", Centre Pompidou'da 100. yılının kutlandığı "Sürrealizm" ve K21 Kunstsammlung'da Yoko Ono solo sergileri.
Ayrıca BASE seçkisi de yerel ve küresel anlamda sanat üretimlerindeki ortak dinamizmi ortaya çıkarırken yeni kuşak genç sanatçılar ve yapıtları arasındaki ilişkileri de gözlemleme fırsatı sundu. BASE 2024’de izlenen 132 sanatçının üretimlerine baktığımızda toplumsal ve bireysel ortak kaygıları, problematikleri, düşünme/düşleme biçimlerini, Türkiye’de sanat eğitiminin niteliğini, genç kuşak sanatçıların üretimlerini ve günümüz estetik yönelimlerini görebilmemiz mümkün oldu. Ayrıca özel bir koleksiyonun tamamının eş zamanlı olarak 7 farklı mekânda kamuyla paylaşılması bakımından Türkiye’de ilk olan Taviloğlu Koleksiyon sergisinin 19. Yüzyıldan günümüze, 900’de fazla sanatçının eserinin eş zamanlı paylaşmasıyla birlikte sanat tarihsel hafızaya katkısının önemli olduğunu düşünüyorum.
Çubuklu Silolar - “Bilinci Yeniden Kurmak: Gerçek Nedir?”
2. 2024’te sizi en çok etkileyen ya da ilginizi çeken sanatçılar kimler oldu?
Geniş bir perspektife sahip küratöryal pratiğimde kuşaklar arası, farklı jenerasyon ve disiplinlerden çok sayıda sanatçıyla birlikte çalışıyor ya da takip ediyor oluyorum. Bu yıl üretimlerini yakından izleme ya da birlikte çalışma fırsatı bulduğum orta/genç kuşak sanatçılar Barış Göktürk, Balkan Karışman, Defne Tesal, Ece Yalçın, Ekin Keser, Gülşah Mursaloğlu, Tuğçe Diri ve Umut Erbaş’ın isimlerini sayabilirim.
3. Sizce 2024’te sanat dünyasına damga vuran en önemli olay neydi?
Yerel sanat ortamında 18. İstanbul Bienali küratörü Christine Tohmé'un atanması ve küratörün bienale katılımı sanat alanına yönelik açık çağrı ile başlatmasını olumlu bir gelişme ve bienalin daha yenilikçi, kapsayıcı ve çeşitliliğe yönelik bir modele doğru evrilmesinin ilk adımları olarak görüyorum.
1980’lerin sonunda Magiciens de la Tere (Pampidou) ya da The Other Story (Hayward Gallery) gibi Postmodernist sergiler modernitenin ötekileştirdiği bireye kucak açmasıyla çok kültürcü ve evrenselci bir ideale işaret ederken yine madun/mağdur kimliklerin altını çizmişti. Yani “Batılı”lar (Slavoj Zizek’in öne sürdüğü gibi) ancak gerçek anlamda öteki olmadıkları sürece ötekilikten rahatsızlık duymamaya başlamışlardı. Bugün artık sanatçılar ve sanat profesyonelleri sanatlarını toplumsal değişim ve adalet arayışı için bir araç olarak kullanıyorlar. Bu anlamda toplumsal hareketler, insan hakları sorunları, ırkçılık, cinsiyetçilik ve diğer toplumsal eşitsizliklerle mücadele eden pratikleri kamuyla paylaşan büyük ölçekli etkinliklerin gücüne inanıyorum. Bu anlamda 2024’de Uluslararası Venedik Bienali önemliydi. Küratörü Adriano Pedrosa “Foreigners Everywhere” ile yabancı, göçmen, gurbetçi, mülteci, diasporik ve queer özneye işaret etti. Çünkü, geçirgen sınırlar, esnek siyaset anlayışı ve dünyayı sararak birbirlerine yakınlaşan kimlikler aslında dünyayı da daha iyi anlamamıza yardımcı olacaklar.
Uluslararası Venedik Bienali - “Foreigners Everywhere”
4. Bu yıl keşfettiğiniz kattığınız, gelecekte adını daha sık duyacağımızı düşündüğünüz genç sanatçılar kimler?
Bu konuda spesifik isim vermeyi çok uygun görmesem de yine BASE seçkisine bakmanız yeterli olacaktır diyebilirim.
5. 2025 yılında sanat dünyasında neler görmek istersiniz?
Sanatın mekânsal, ekonomik ve sosyal erişilebilirliğinin arttığını görmek isterim. Böylece egosantrik, seçkinci, popülist ya da kültürel endüstriye eklemlenmiş bir sanat karşısında özgürlükçü-eleştirel yaklaşımları destekleyen, alternatif geliştirmeyi amaçlayan hem geçmişle hesaplaşmayı hem de geleceğe yönelik daha adil bir anlayışı işleyen pratiklere daha fazla alan açılması mümkün olabilir. Sanatsal ifadeler, toplumsal değişimi hızlandırabilir, toplulukları güçlendiren bir araç haline gelebilir. Bu bağlamda, kolektif, katılımcı ve iş birliğine dayalı uygulamaların ön plana çıktığı ve bağımsız oluşumların desteklendiği bir sanat ortamına ihtiyacımız var.
'Şişli'de Bir Nâzım' Büyük Bir Etkinlikle Okurlarla Buluşuyor!
bir saat önceSanat Dünyasında 2024’ün EN’lerini Sorduk: Deniz Erbaş
23 saat önceSanat Dünyasında 2024’ün EN’lerini Sorduk: Doç. Dr. Ebru Nalan Sülün
dünSanat Dünyasında 2024’ün EN’lerini Sorduk: Özalp Birol
2 gün önceSanat Dünyasında 2024’ün EN’lerini Sorduk: İpek Yeğinsü