Son zamanlarda sanat dünyasında insanların iç dünyasına yolculuğa çıkaran ‘’Sanat Terapisi’nden bahsediliyor. Evet efendim yanlış duymadınız, sanatsal faaliyetler, iç dünyamıza dönmemizde büyük rol oynuyor. Peki ‘Sanat Terapisi’ nedir? Nasıl hayatımıza temas eder?
SANAT TERAPİSİ NEDİR?
Sanat terapisi; çizim, boyama veya modelleme gibi sanatsal egzersizlerle özgür ifadeyi teşvik eden bir psikoterapi şeklidir. Sanat terapistleri, çocuklar, gençler, yetişkinler ve yaşlılar dahil olmak üzere geniş bir toplum yelpazesi ile çalışıyor. Sanat terapisinin, diğer terapi ve iletişim biçimlerinin olmadığı yerlerde genellikle etkili olabileceği vurgulanıyor. Onlar, çeşitli davranışsal veya zihinsel sağlık koşulları, hem de engelli ve nörolojik bozukluklar diyebiliriz. Günümüzde ‘Sinirbilim’ ve ‘Sanat Terapisi’ arasındaki bağlantı iyi kurulmuş ve çok sayıda terapist bu uygulamadan faydalanmıştır.
Peki hayatımıza nasıl temas ediyor?
Sanat Terapisi, bir sanat eğitmeni ile terapistin ortak çalışması sonucu ortaya çıkar. Tedavi sürecinin sanatla sürdürülmesine dayanan bir terapi çeşididir. 20. yüzyılın ortalarından itibaren ABD ve Avrupa'da hızla yayılmıştır. 1940'tan itibaren ABD'de ayrı bir meslek dalı olarak tanımlanmaya başlanmıştır.
Sanat terapisindeki asıl önemli amaç, Sanatsal metotlar ve araçlar kullanılarak hastaların kendi iç dünyalarını dışavurumcu bir terapi yöntemi ile çıkarmalarıdır.
Bu süreçte terapi gören, sanat yoluyla kendini ifade eder. Bunun amacı terapinin başlangıcında terapi gören kişinin durumunu belirlemektir. Ek olarak, durumu tanımlanmış terapi görenin terapi sürecinde kendini dışa vurması için sanat kullanılır.
Sanat terapisindeki başlıca alanlar şunlardır: Resim, Plastik sanatlar, Fotoğraf, Kolaj, Tiyatro, Dans, Müzik vb. ana araçlar arasında sayılabilir.
Hastaların iç dünyalarının yanı sıra dış dünyadaki algılamaları da burada belirleyici bir rol alıyor. Hastalar yaratıcılık becerilerini ortaya çıkarıp geliştirirken, Sanat terapisti bu yolla onların sezgisel algılamalarını takip ederek gördükleri psikolojik terapinin yanı sıra sanat terapisiyle terapistlerin daha sağlıklı bir duruma kavuşmalarına rehberlik eder.
SANAT TERAPİSİNİN ETKİLERİ
1. Duyguların aktarımında çok güçlü bir araçtır.
2. Duyguların dışa aktarılırken kişi tarafından hissedilmesi, izlenimi ve beden farkındalığı bu anlamda büyük rol oynar.
3. Aynı zamanda temelinde iyileştirici ve geliştiricidir.
4. Yoğun iş hayatından bunalanlar, kendine vakit ayırmak isteyenler, yeteneğini geliştirenler ve tabi ki nihayetinde bunu yaparken psikolojik sorunlarından bir an olsun uzaklaşıp arınanlar için büyük bir önem taşır.
5. Sanatsal faaliyetlerde bulunmamızın bir yanı bütün problemlerimizin farkına varmaktır.
6. Kişi kendiyle sağlıklı yüzleşmeler yaşar.
7. Hayal gücünü ve yaratıcılığını fark eder.
8. Özgüveni geliştirir.
9. Kaygıları tanımlar ve sağlığa kavuşturur.
10. Gelişmiş iletişim yetenekleri artar.
11. Fiziksel yetileri geliştirir.
12. Stres seviyesini azaltır.
13. Konsantrasyon sağlar.
14. Dile getirmenin zor olduğu duyguları ifade ettirir.
15. Düşünme şekilleri üzerine düşünmeye teşvik eder ve düşüncelerini yansıtmaya yardımcı olur.
BAŞARILI SANAT TERAPİSTLERİ KİMLER?
MELİS BİNAY
Öyle ki ülkemizde sanat terapisini yaşama biçimi haline getirmiş birçok değerli sanatçılarımız var. Onlardan biri Barselona’da yaşayan sanatçı Melis Binay.
Melis Binay sanat terapisiyle ilgili şunları söyledi: ‘’Hayal gücümüz çocukken çok yüksektir. Gerçeklik algısında bariyerler henüz oluşmamıştır. Bir kalem araba olabilir, olduğumuz yer bir anda bizim için bambaşka bir keşif ve macera alanına dönüşebilir. Çünkü gerçeklik algısının filtresi o sırada çok yoktur. Yargı, kin, nefret, intikam, endişe ve büyük dünyevi kaygılar henüz zihnimizde yoktur ve gelişmektir. İşte tam da bu noktada büyürken, bizim gerçeklik algısına bakış açımızla, yaşadıklarımızla, korkularımızla, kişisel farkındalığımızla da hayal gücü alanlarımızı çerçevelenmeye başlarız. Bu çerçeveler kalınlaştıkça, Hayata, hayatta gördüklerimize hatta sanata bakışımız da doğru orantıda şekillenir. Yaratıcılığımız her hangi bir şey üstünden olabilir illa sanatsal bir çalışma olmak zorunda değildir. Pozitif bir düşünce biçiminde çözüm odaklı olmayı da beraberinde getirir.’’
Binay, kendi yolculuğunda, kendini geliştirmek, hayatı daha kolay algılamak adına bir çok eğitim alıp, araştırma yaptı. Sonrasında sergilerde insanları ve bakış açılarını izledi. Tek bir kültürden yada toplumdan değildi bu kişiler, toplumun her seviyesinden, bir sürü farklı yaş, kültür, eğitime yada eğitimsizliğe sahip birçok kişiydi. İnsanda gördüklerinden de yola çıkarak zaman içinde teknikler geliştirdi. Birçok kişinin meditasyon ya da zihnini, ruhunu rahatlatıcı aktivite de bulunsa da yapamaması, hayal kurmaktan korkması, boşluk, düşünmek, analiz etmek bütün bunlardan korkan birçok kişinin olması da onu bu anlamda bir şeyler yapmaya itti. Sanat terapisi yolculuğu, dostlarının sürekli yanına gelip bu geliştirdiği teknikleri onlar üzerinde denemesini sonra da onlara çok iyi geldiğini görmeye başladıkça kullandığı teknikleri daha da geliştirip, doğal bir akışta sanatçı kimliğinin önüne geçmeyecek yada o kimliğe zarar vermeyecek bir şekilde kurgulayarak geliştirdi.
Pandemi süreci ve öncesinde Barcelona'da yaşaması sebebiyle de online yapılması talebi çokça arttı. Artık yeni tekniklerle birlikte online olarak yapıyor. Aslında birebir yapmayı tercih ediyor ama dileyenlere grup çalışması da yapıyor.
Bu arada bu bir resim çalışması değil. Resimde, boyada, başka materyaller de var ama burada kendi bilinçaltınızı farkında olmadan Melis Binay rehberliğinde döküyorsunuz. Bunu çizimler ve renklerle yapıyorsunuz. Bu bilgiyi unutmayan söyleyeyim, çalışma boyunca Melis rehberliğinde evinizde asıp kullanabileceğiniz aynı zamanda da ruhsal bir olumlama anlamı da taşıyan işler çıkartıyorsunuz. Bunların anlamlarını, kişi veya kişilerin yaptıkları işlerin okumasını çalışma sonunda yapıyor. Genellikle hiç bilmeden bütün hayata, evrene, kendinize olan bakış açınızı çok şeffaf bir şekilde bu çalışma sonunda görüyorsunuz. Süreciniz başlamış oluyor. Örneğin ilk kendini tanıma çalışmanızda, yapacağınız kolaj çalışması için, bir yandan da boyalar, renkler ve keşifler başlamışken bir sonraki buluşmanıza kadar sizden bilinçaltınızdan çıkanlar eşliğinde bazı görseller toplamanızı istiyor. Bu arada aslında bilincinizde pozitif yarattığı imgelere odaklanmanızı sağlamaya başlıyorsunuz. Çalışmalar genellikle bir buçuk duruma göre iki saat süreyle gerçekleşiyor. Kişinin konsantrasyon durumuna göre değişiyor. Melis’in yaptığı çalışmalar kişinin kendini keyifli bir şekilde fark ederken, özgür hissederek, kendi hayal gücünün sınırlarını aşmasına yardımcı oluyor. Özellikle hayatında sıkışmış olduğunu hissettiği yerleri bu çalışmalarla izlemlemenizi sağlıyor. Aslında rutin düzenin ötesinde çocuklaşarak korkusuzlaştırılıyorsunuz. Her kişide farklı etkileri oluyor. Çünkü kimsenin hayatta yaşadıkları, algısı, bariyerleri, evetleri, hayırları ya da Melis Binay’a gelme sebepleri aynı değil. O yüzden biraz da kişinin süreciyle de gidiyor.
TEK YAP GİT WORKSHOP: Anlaşılması için uygulanıyor ama genelde karşılıklı yarım kaldığı görülüyor o yüzden de en az bir ay kişinin isteğine bağlı bir programlamayla en az 8 kere buluşmayı öneriyor. Çünkü nasıl geliştiğini Melis’in yada başka birinin bir şey demesine gerek kalmadan kendi gözlemleyebiliyor.
Melis’in terapinin içinde spiritüel birçok kadim bilgiden, çalışmadan ve ritüelden destek alarak geliştirdiği şeyler var. O yüzden aslında bir şekilde gerçek dünya dediğimiz bizi sıkıştıran birçok şeyden uzakta kendimizle vakit geçirerek kendimizi tanıyoruz. İlk önce kişilerin doğum tarihlerini istiyor. Bazı astrolojik veriler elde etmek amacıyla, maya astroloji, numeroloji gibi kaynaklardan destek alarak kişinin yüzeysel olarak hassasiyete yakın olduğu yerleri kavramaya ve de onun daha ilgisini çekebilecek şekilde bir rehberlik verebiliyor. Bunlar, kendi hayatında uyguladığı ve çıkan işlerin okumasını yaptığı, bilgi ve kaynaklarda genelde dünyada milyonlarca yıldır kalmış olan kadim sembol bilgilerini de kapsıyor.
Bu çalışmalar sanata, her hangi bir esere ya da hayatın içinde herhangi bir şeye bakarken de algınızı geliştiren, bakış açınızı dönüştüren çalışmalar olduğu için açıkçası kişisel hayatlarımızda çok sıkışırken, kendinizi tanımakta güçlük çekerken özgürleşmek için bir adım olarak görülebilir.
ECE GAUER
Ece Gauer, dışavurumcu niteliği ile yenilenmeyi ve kendini yeniden yaratmaya inanıyor. Bir sanatçı ne kadar dürüst davranırsa, eserleriyle o denli izleyiciye dokunabilir. Samimiyet sanatın özünü oluşturur. Samimi, dürüst eser üreten sanatçı yaratabilir ve yarattığıyla sonsuz zamana ve ruhlara nüfus eder. Ece, üretirken bu bakış açısının dışına çıkmamayı hedefliyor.
‘’Gerçek sanatçı derdi olandır. Derman da üretmekle ve başkalarına ulaşmakla bulunur.’’ diyor.
Sanat terapisi serüveni lise çağlarında başladı. Doktor anne babanın evladı olmak birçok şeye başkaldırmak demekti. Yaşam yolculuğundaki hastalık, travma, büyük kayıplar ve bunun gibi deneyimlere ilgi alanı olan psikolojinin ve felsefenin sanatla harmanlanmasıyla birçok şeyin farkına varmış. Bu duruma en güzel örnek en yakını olan kızının öğrenme güçlüğü ve bu süreçteki rehabilitasyon süreçleri dahil oluyor. Yolun sonu hep terapi ve sanatı bir araya getirmesi gerektiği farkına varıyor. Sanat terapisiyle kişiler en derinlerindeki kendi bilmediklerinin bile en dürüst bir biçimde şekil almış halini görebiliyorlar. Bir idenin bir düşüncenin elle tutulur, gözle görülür ya da kulakla işitilir hale gelmiş olmasıdır.
Sanatta terapi bireyin yaratıcılığını tetikleyip ortaya çıkarırken aynı zamanda kişinin bir ve birlikte olma kapasitesini geliştirir. Sanat iyileştirir. Bu enerji bulaşıcıdır. Bugün bizim bambaşka bir bakış açısıyla nice ruhlara ulaşmamızı ve şifa bulmamızı sağlıyor.
SEZİN AKSOY
Sezin Aksoy, ses terapisini performanslarında kullanırken renk terapisini de resimlerinde kullanıyor. Seçtiği konu içerikleri hep şifa içerdiğinden doğanın enerjisini kullanarak bütünsel bir terapi yaklaşımına değiniyor. İzleyici, performanslarında meditatif anlamda derinleşiyor ve gevşiyor. Resimlerinde ise konu ve kompozisyonun içeriğinden ötürü izleyenler derinleşerek iyi hissettiklerini paylaşıyorlar çünkü renklerin ve resimlerin içeriğinin olumlu enerjisiyle bütünleşiyorlar.
ŞAFAK YÜKSELER
Şafak Yükseler, heykel yaparken karşısındaki terapistin özgüven problemini yendiğini ve iç dünyasını el becerisi ile buluşturarak hem kavram olarak hem de estetik olarak güzel işler çıkarabildiğini vurguluyor. Bunun sebebi ise zaten hali hazırda insanda var olan öz yeteneğin sadece sakin bir ortamda, doğal öğeler ile buluştuğunda tepki vermesi aslında ruh dinginliğini yakaladığımızda gerçekleşiyor.
AYÇA CEYLAN
Ayça Ceylan, üretimlerinde algılama biçimlerimize ve onarım süreçlerimize inanıyor. Bu nedenle de kamusal alanlarda, antik kentlerde, çeşitli sanat alanlarında, sanat fuarlarında ve çeşitli markalarla izleyicinin katılımcıya dönüşmesine vesile olan mekana özgü performanslar yapıyor ve atölyeler düzenliyor. Zaten tüm performanslarında izleyici ile teması var ve hep beraber bir ritüel inşa ediyor. Özellikle şu günlerde de online olarak yapmaya devam ettiği performans sanatının tarihinden, ritüellerden, sembolizmden, 20.yüzyılın sosyokültürel yapısından bahsedip, katılımcılarla kendi performans yöntemini paylaştığı ve hep beraber belleğimizdeki bazı şeyleri döküp beden üzerinden ifade etmek üzere yöntemler deneyimlediğimiz bir süreç . Ayça Ceylan’ın şu ana kadar olan tüm deneyimleri ona şunu ifade ediyor: Gündelik yaşamın tek merkezli yapısına biraz ara verdiğimizde ferahlayıp, eski zamanların dairesel düzenini ve türler arası dengesini hissedebiliyoruz.
Yazı: Fulden Karayel
Bir Şehirde Sanatın Evrenselliği Yankılanıyorsa, O Gün 19. Contemporary Istanbul Günüdür!
2 ay önceCaeli’de Alice’inizi Keşfetmenin Tam Zamanı Mı Dersiniz?
3 ay önceHayatınızdaki İzleri Bu Sergide Keşfetmeye Var Mısınız? | Yazan Fulden Karayel Okumuş
4 ay önceTesadüfün Sanata Dönüştüğü Yer: Olafur Eliasson’un İstanbul Boğazı’ndaki Sergisi | Yazan Fulden Karayel Okumuş
5 ay önceMücevher Tasarımcısı Ali Rıza Akdolu'nun Aliens Heykellerinin Sırrı 1 Milyon Yılda Mı Gizli? | Yazan Fulden Karayel Okumuş