Pablo Picasso ve Pedro Paricio, Halcyon Galeri’de | Yazan Nurdan Ateş
Kübizm akımın öncülerinden büyük sanatçı Pablo Picasso ve 1982 Tenerif doğumlu genç, çağdaş, İspanyol ressam Pedro Paricio “Paricio-Picasso” sergisi geçtiğimiz günlerde Halcyon Galeri’de sanatseverlerle buluştu.
1982 Kanarya adalarının Tenerif şehrinde dünyaya gelen Pedro Paricio, Univercity of La Luguna ve Univercity of Barcelo’da Güzel Sanatlar eğitimi aldı. Sanat yaşamını doğduğu Tenerif ve Londra arasında sürdüren sanatçı, ses getiren çalışmaları ile 2011 yılında Francesca Gavin ‘’101 Yeni Sanatçı’’ kitabında yer alarak onurlandırıldı. Avrupa ve Amerika’dada iyi bilinen sanatçı, son 2 sene ürettiği tüm eserleri, büyük hayranlık duyduğu, çalışmalarında ilham aldığı, kübizmin akımının kurucularından Pablo Picasso’ya bir nevi övgü, teşekkür manasındadır. Picasso’nun sanat yaşamının her döneminde resmettiği, başyapıt eserlerini kendi sanat diliyle tekrar resmettiği sergisi Paricio - Picasso için sergi alanı bilinçli bir şekilde loş ve karanlık tutulmuş. Picasso’nun çizimleri, Paricio’nun parlak paleti kanımca bu şekilde çok daha etkili bir şekilde sergilenmiş.
Picasso’nun mavi dönem diye adlandırılan, maddi sıkıntı çektiği, hüzün ve melankoli kokan, annelik, doğum gibi konuların işlendiği çalışmalarından bir örnekle galeriyi gezmeye başlayalım. Serginin en göze çarpan çalışması Paricio’nun, Picasso’nun efsane Guernica’37 eserinden ilham alarak yaptığı çalışması. Tarih 26 Nisan 1937, İspanya faşist lider Franco yönetiminde bir iç savaş yaşamaktadır. Bu savaşı dönemin diğer faşist liderleri Hitler ve Mussolini desteklemektedir. Hitler yeni pek çok silahı insanlar üzerinde denemek için Franco yönetimine destek olur ve bir başka şehre Guernica’ya Alman ve İtalya askeri uçakları pek çok sivilin acımasızca ölümüne sebep olan bir hava saldırısı düzenler. Bu dönemde Paris’te 1937 Dünya Fuarı kapsamında Modern Hayatta Sanat ve Teknik sergisinin İspanya’ya ayrılan bölümünde sergilenmek üzere İspanyol hükümeti Picasso’ya duvar resmi sipariş eder. Bu acımasız saldırıyı o dönemde Paris’te yaşayan Picasso gazeteden öğrenir, Bu acımasız saldırıyı kendi üslubunca bir şekilde ifade etmek ister. Picasso’nun solgun mavileri yerini savaşın ve kalıntılarının küllerinin rengine grilere, siyahlara bırakır. Picasso 3.49 m. uzunluğu 7.76 m. genişliğindeki resmi çok kısa sürede tamamlar. Savaşın ve ölümün acımasız soğuk yüzünü, trajedisini ifade etmek için siyah, beyaz ve gri renkleri kullandığı çalışması ,savaş karşıtı en politik resim olarak tarihe geçmiştir. Bu çalışma için Picasso ‘İspanya’nın mücadelesi, insanlara, özgürlüğe yapılan saldırıya karşıdır. Ressam olarak hayatım boyunca sürekli sanatın ölümüne karşı durmaya çalıştım Benim gericilikle ve ölümle anlaşma içinde olduğumu kim bir an için bile olsa düşünebilir? Üzerinde çalıştığım ve Guernica ismini vereceğim resimde, İspanya’yı acı ve ölüm okyanusuna batıran askeri sınıfa nefreti açıkça göstermekteyim‘ diyerek ifade etmektedir.
Paricio’nun bu efsanevi Picasso tablonusu içindeki betimlemelerden esinlenerek yaptığı çalışması.
Pedro Paricio - The Lovers, 1982.
Sene 1927, Picasso hala oğlu Paulo’nun annesi, ilk eşi Olga Khokhlova ile evlidir ve birgün alış-veriş mağazası kapısında, kendinden 30 yaş küçük Maria Therese ile karşılaşır. 17 yaşındaki modelle aralarında büyük ve tutkulu bir aşk başlar, senelerce kapalı kapılar ardında yaşanan aşktan 1935 yılında kızları Maya dünyaya gelir. Bu tutkulu aşk serüveni süresince pek çok eserinde genç modelin izlerini görmekteyiz.
Picasso’nun sevgilisi Walter ‘ı resmettiği Woman Leaning ve bu eserin Paricio yorumu.
Pablo Picasso,
Woman Leaning.
Pedro Paricio - Woman Leaning, 2017
Bather, acrylıc on linen 114*110 cm., 2018.
Pablo Picasso’nun The Bathers, 1918 tablosu. Küçük resimlerden ilki sanatçının ilk dönem çalışmalarından, 2.si Picasso’nun kübik tarzı ile yorumladığı çalışması ve Paricio’nun her iki dönem Picasso çalışmalarından esinlenerek resmettiği Bather 2018.
Pablo Picasso, Figure in a striped bodice, 1949.
Pablo Picasso, Bearded Man Crowned,1962.
Pablo Picasso, Man with a Ruff, 1963.
Galerinin kendi bünyesine ait 2 adet değeri milyon Poundlarla ifade edilen Picasso’nun yağlıboya tablosu seyircilerin gösterimine açık olup foto çekimi yapılamamaktadır. Bunlardan biri sanatçının 1964 Ekim ayında Fransa’nın güneyindeki çiftlik evinde, 29 parçadan oluşan ‘The Painter’ self-portre serininden bir eseri. Diğeri ise, 1940 yılında Fransa’nın Atlantik kıyısındaki küçük sahil kasabası olan Royan’dan döndükten sonra resmettiği 3 tablosundan bir tanesi, ‘The Spider Crab’. Hayatında büyük aşk yaşadığı 2 önemli kadın Dora Maar ve Therese Walter’ı aynı ölçekte bir balık olarak resmedilmekte.
Blind Minotaur Guided by aYoung Girl in the night, 1934.
Faun Unveiling a Woman 1936
Sene 1934, Picasso karısı Olga ve oğlu ile doğduğu ülke İspanya’ya geri döner. Barcelona, Madrid, San Sebastiyan. Bu şehirlerde pek cok boğa güreşi izler. Boğa İspanya topraklarına, özüne aittir. Pek çok eserinde yoğun olarak bogayı figürünü kullanır. Bu arada mitolojik bır varlık olan yarı boğa, yarı insan görünümlü Minotaur ile kendini özleştirdiği çalışmaları büyük ilgi görür. Antik Yunan Mitolojisi’nde labirenete hapsolan Minotor zincirlerini kırmış, sanatçının maskülen, libidosu yüksek, hatta maço karakterinin sembolü olarak resimlerinde yer almıştır. Bu serinin en önemli eserlerinden ‘Blind Minotaur guıded by a Young Girl’. Kadınlarla olan çalkantılı ilişkilerinde hep güçlü, acımasız bir tarafı olan sanatçı bu eserinde resmettiği sevgilisi Therese Walter mitolojik canavara, yani sanatçının kendisine cesurca bakarken. Diğer resimde yine Picasso kendisini Minotor, üstünü açtıgı kız ise sevgilisi Therese Walter.
Daha bir çok özel Picasso eserlerini görebilme şansına sahip olacağınız sergi, 20 Nisan’a kadar New Bond caddesi 144 -146' da ücretsiz olarak izlenebilir.
Yazı: Nurdan Ateş
Yazı ve Fotoğraflar: Nurdan Ateş
Yorum yapmak için tıklayın